“Top Secret” ABD-İsrail-Türkiye
Dünya gizli oyunundan BAZI kareler...
Ortadoğu ısın(D)ı(RILI)yor…
Tam da ABD-İSRAİL ve konseylerinde bulunanların istedikleri gibi oldu.
Türkiye’deki derin devletin üzerine gidilmesi ve derin devletin üzerinde oluşturulan baskı (RİCALAR ÜZERİNE) dış desteği arkasından getirmeye başladı.
Türkiye üzerinde çift yönlü taarruz oluşturulmaya çalışılıyor. Biri iç diğeri ise dış taarruz.
İç taarruz, derin devletin siyasi kanadı tarafından, dış taarruz ise ABD-İSRAİL ve gizli ama aşikâr konsey tarafından yürütülüyor.
Dış taarruzun amacı; Türkiye’nin gündemini değiştirerek derin devlet yapılanmasındaki kadroyu revize etmek ve eski gücünü geri toplamak üzerine kurulu. Yani durumu değerlendirme politikası…
Nitekim hükümet derin devletin iç baskısına taviz vermeyerek tüm organlarını etkin bir şekilde kullanmaya çalışıyor.
TÜRKİYE’DE İSTİHBARAT AKIŞI ZİRVE NOKTADA
Yardımsever ajan Angelina Jolie ve ekibinin Ortadoğu ziyareti ile birlikte Suriye’nin, ordusunu Türkiye’ye sınırına toplaması SURİYE- İsrail ve güdümündeki ABD’nin gizli görüşmesini ortaya çıkartıyor.
Ve her zamanki gibi Suriye, İsrail-ABD tarafından kandırılıyor... Suriye, kendisine sunulacağı vaad edilenlerin gerçek olacağını zannediyor…
Bu vaadler ancak Suriye’nin, İsrail ve ABD’nin çıkarlarına hizmet etmesi ile var olacak; çıkar ilişkisinin bittiği noktada ise Suriye büyük hayal kırıklıklarına uğrayacaktır.
Bu vaadler içerisinde olanlardan biri Suriye ile yapılacak istihbarat paylaşımı. Keza CIA ve MOSSAD Türkiye’deki bilgi trafiğini Suriye ile sürekli paylaşıyor.
Belki de Türkiye, Suriye konusunu ele alırken askeri müdahale dahil tüm olasılıkları gündemine taşımıştır. Fakat ne gariptir; Türkiye’nin zirve buluşmasındaki gizli haberler İsrail’li gazeteli yetkiler tarafından medyaya sunuluyor. Tabii askeri hareketlilikten belli ki haberler, medyadan önce Suriye’ye aktarılıyor…
Örneğini yakın zaman içerisinde İsrail’in ünlü gazetelerindenHaaretz gazetesi “Türkiye, Suriye sınırındaki gerilimin şiddetli çatışmalara tırmanmasından kaygılı” başlıklı haberinde, “üst düzey bir Türk kaynağı”na dayanarak, “Erdoğan hükümetinin üst düzey yetkilileri, Suriye’nin Türk topraklarına girmesi olasılığına ilişkin olarak Türk ordusu ve istihbarat yetkilileriyle toplantı yapıyor” denildi.
Ve şöyle devam edildi:
“Üst düzeyde bir kaynak, Suriye ile Türkiye arasındaki durum patlamaya hazır olduğunu ve şiddetli bir çatışmaya dönüşebileceğini söyledi. Kaynak, geçen Perşembe günü Türk ordusu, istihbarat servisi ve Dışişleri Bakanlığı’nın başındaki yetkililerinin katılımıyla Suriye’nin Türk topraklarındaki olası askeri operasyon senaryoları konusunda yapılan toplantıdan sonra Başbakan Erdoğan’ın, hafta sonu için ikinci bir toplantı düzenlediğini ifade etti. Suriyelilerin, şimdiden 12 bin Suriyeli sivili almış olan, Türkiye’deki mülteci kamplarını vurmaya çalışmasından kaygı duyuluyor.”
Bu durum hem Türkiye derin devletinin etkin olduğunu, hem de istihbarat koruma konusunda sıkıntılı olduğumuzu gösteriyor.
Öte yandan İsrail, Türkiye’yi karşısına almadan önce başkaları ile birbirine düşürmeye çalışıyor. Böylece İsrail vurgununu her zamanki gibi içeriden/sinsice yapmayı planlıyor.
Ülkemizin dikkatli ve temkinli hareket etmesi gerekiyor.
*
ABD-İSRAİL GİZLİ İÇ SAVAŞI
Önceden de değindiğim ABD-İSRAİL gizli savaşına, tırmanan tansiyon ile tekrar değinmek istiyor ve sizlerle bazı ayrıntıları paylaşmak istiyorum.
Bilindiği gibi ABD’nin içinde yer alan Siyonist harekât karşıtı bazı gizli teşkilatlar ile ABD yönetimindeki üst düzey Siyonist harekat destekçileri arasında gerginlik yaşanmakta.
Bu gerginlik devam ederken, Siyonist harekatın baş yöneticileri; İsrail’deki AS YÖNETİMİ OLUŞTURAN Hahamlar da durumdan endişeli…
Bir taraftan Siyonistlerden kurtulmak isteyen Amerikalılar bir yandan Siyonist destekçisi üst düzey yöneticiler ve iş adamları…
Tam da ABD’de seçim yaklaşırken bu iç çatışmanın daha da alevlendiğini görüyoruz. Bu gerginlik ünlü istihbarat servisleri CIA ve MOSSAD arasındaki krizini de ortaya çıkartıyor.
6 Kasım 2012’de gerçekleşecek olan Amerika Birleşik Devletleri başkanlık seçimi yaklaşırken Mavi Marmara olayı ile patlak veren İsrail ve ABD gizli iç savaşı MOSSAD’ın “Wikileaks” ismi altındaki yayını ile açık bir şekilde başlatılmıştı.
Siyonist harekât temsilcileri bu kadarla yetinmeyip ABD’deki "Siyonizm'in en büyük kahramanlarından" biri olarak gördükleri İsrail casusu Jonathan Pollard’ı serbest bırakmasını rica ediyor ve aksi bir durumun gerçekleşmesi halinde tehdit ediyor:
Ocak ayında İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu “Jonathan Pollard’ı affedin” çağrı yapmış ancak bu talep Beyaz Saray tarafından sert bir dille reddedilmişti. Aynı çağrı bu sefer İsrail’in önde gelen hahambaşılarından Yonah Metzger’den geldi. “Obama yeniden başkan seçilmek istiyorsa, Pollard'ı serbest bırakmalı” diyen Metzger, aksi halde Amerika’daki Yahudilerden destek almasının pek mümkün olmadığını savundu. (AFP, “Top Israel rabbi urges Obama to free spy Pollard”, 17 April 2011)
Buraya ufak bir not ilave ederek İsrail’in yönetiminde ve İsrail’in ABD’ye olan müdahalelerinde HAHAMBAŞLARININ NE KADAR ÖNEMLİ OLDUĞUNU BİR KEZ DAHA VURGULAMAK GEREK!
Başbakan Netanyahu, 1998 yılında da başbakanken Wye River barış görüşmelerinde Başkan Clinton ile Pollard konusunda pazarlık yaptı, Pollard'ın affını istedi. Pollard yüzünden çıkmaza giren bu görüşmeler son anda Clinton'un Pollard'ın durumunu gözden geçirme, cezasının hafifletilmesini araştırma sözü ile tatlıya bağlandı.
Clinton, sözünü tuttu. Pollard'ın cezasının hafifletilmesi konusunda üst düzeyde danışmalar yaptı, konu ile ilgili olarak FBI, Dışişleri, Savunma bakanlıkları ve CIA'den yeniden görüş istedi. Dönemin CIA Başkanı George Tenet'e konuyu açtığında Tenet, Başkan'a "Asla olmaz. Pollard'ı affederseniz benim de istifamı hemen kabul edin." dedi ve teşkilatının affa karşı olduğunu açıkça belirtti. Ayrıca, Donanma İstihbaratı'nın dört eski başkanı da Jonathan Pollard'ın serbest bırakılmasının Amerika'nın milli güvenliği açısından her bakımdan sorumsuz bir karar olacağını hem kamuoyuna hem de Clinton yönetimine Washington Post'a yazarak açıkça bildirdi.
Wikileaks ve Siyonist harekâtın bu tutum ve davranışlarına ABD istihbarat servisi yetkilileri de bazı olaylara dikkat çekerek gizli iç çatışmayı ele verdi.
ABD'li eski istihbaratçı Wayne Matson, Türk nükleer bilim insanlarının da yer aldığı bir dizi suikast ve 'kaza" olayının ardında İsrail gizli servisi Mossad'ın bulunduğuna ilişkin şok bir iddia ortaya atarak;
Rusya'daki uçak kazasına dikkat çekti: "İçinde İran'a çalışan 5 nükleercinin olduğu uçak önce havada patladı, sonra düştü. Türkiye'de 2007'de, içinde Türk fizikçilerin de olduğu uçak önce havada patlayıp düşmüştü. Tüm bu kazaların ardında İsrail gizli servisi MOSSAD var." dedi.
Bu gizli savaşın nereye gittiğini yakın zamanda göreceğiz. Fakat Obama’nın büyük bir tehdit altında kaldığını görmek ve yakın zamanda yaşanabilecek durumların dünya dinamizmini değiştirebileceğini söyleyebiliriz…