‘Otomatiğe Bağlanan’ Eğitim Sisteminin Geldiği Nokta
‘Otomatiğe Bağlanan’ Eğitim Sisteminin Geldiği Utanç Noktası
Gençlerimiz, işsiz. Mutsuz. Karamsar.
Genç yaşta bezginliğe düşmüş.. Peki, suçlu kim? Bu ülkeyi yönetenler.
Sürdürülen, hatalı ve basiretsiz politikalar. Bir türlü becerilemeyen "kaliteli eğitim".
Boşa harcanan yıllar, israf edilen gençlik. Sallabaş insan yetiştirmeyi hedeflemiş; ne beceri, ne de iş sahibi yapmayan bir eğitim düzeni.
- Tam anlamı ile yaz-boz tahtası. Her yıl bir sürü değişiklik.
- Disiplin yok. Sınıfta kalma yok. Öğretmene saygı yok.
- Bütün amaç, bol bol diploma dağıtmak. İstatistikleri güzelleştirmek.
İşte, her yıl olduğu gibi; bu yılın ÖSS ve ilköğretim 8. sınıf seviye belirleme sınavlarının -yüz kızartıcı- sonuçları ortada; sistemin nasıl çöktüğü gözler önüne serilmiş durumda;
- En başarılı 200 okulun içinde, tek bir devlet okulu yok. (Geçmiş yıllarda, devlet okulu sayısı, özel okulların üzerinde olurdu.)
İlk 500 içine girebilen, devlet okulu sayısı ise sadece 32.
******
Ülkemizdeki 34.093 ilköğretim okulunun %97.5'i -33.227'si- devlet okuludur. %2.5'i de -866 adedi- özel okuldur. (Devlet okullarının mezun sayısı, 1.130.599 dur. Özel okul mezun sayısı ise 28.504 tür. Oran, okul sayısının aynıdır) (İlk 500'de, özel okul oranı %94; devlet okulu payı ise %6'dır) (Listede yer alan özel okul sayısı- kendi içinde- %54, Devlet okulu oranı ise binde birdir)
-Devlet lisesinden mezun olanların, sadece %2.5'i, bir lisans programına girmeye hak kazanabilmiştir. (Bunların içinde Tıp/ Mühendislik/ Hukuk gibi çok tercih edilen bölümleri ve ODTÜ/İTÜ/ Boğaziçi gibi üniversiteleri kazanan sayısı ise yok denecek kadar azdır.)
- Sıfır çeken on binlerce evlâdımız, ayrı bir faciadır.
İşte; gayri milli/anlamsız/hedefsiz/ kalitesiz eğitim politikasının, doğurduğu korkunç tablo budur.
SBS ve ÖSS sınavları 45 yıldır yapılmaktadır. Bu yolla, öğrencilerin ve eğitim sisteminin (mukayeseli olarak) değerlendirilmesi mümkündür. Bu istatistiki bilgilerle, her türlü ölçme ve değerlendirme yapılabilir.
Bu konuda Milli Eğitim Bakanlığı açık ve dürüst davranmalı; hiçbir gerekçe ve mazeretin arkasına sığınmadan, bu istatistiki bilgileri kamuoyuna açıklamalıdır. Böylece, eğitim sistemi tüm yönleri ile tartışılabilmeli, problemler ve çözüm çareleri aranmalıdır.
******
Bu vesile ile, çocuklarını özel okullarda okutan veliler de sağlıklı bilgi sahibi olmalı; okul adına değil, başarıya para ödeme imkanı bulmalıdır.
Ayrıca bu istatistiklere dayanılarak; öğretmenlerin / okul müdürlerinin/ İlçe ve İl Milli Eğitim Müdürlerinin/Bakanlık bürokratlarının başarılı veya başarısız oldukları incelenmeli; hesap sorulmalı, gerekirse görevden alınmalıdır.
Bir vilayet, ne olmuştur da, birçok sıra geriye düşmüştür? Bunun hesabı sorulmalıdır. Bu hesabı veremeyen görevden alınmalıdır. (Elbette, önce Milli Eğitim Bakanlığı hesap vermelidir.)
Terfi, sicil vb. konularda başarı esas olmalıdır. Torpil/partizanlık/ bölgecilik/ ırkçılık ve mezhepçilik, sona ermelidir.
Liyakat ön plâna çıkmalıdır.
Zamanında medar-ı iftiharımız olan; başarılı liselerin/ fen liselerinin / Anadolu Liselerinin, nasıl olup da, bu hale düşürüldüğünün hesabı da sorulmalıdır. Tek görevi, hemşehrilerini üst görevlere tayin etmek olan milli eğitim bakanları, hesap vermelidir.
Bu arada, devlet hem kaliteli eğitim vermenin çarelerini bulmalı, hem de -kaliteli eğitim şartı ile- özel eğitim kurumlarının önünü açmalıdır. Ana babalar, yaptıkları fedakârlıkların karşılığını almalıdır.
******
OECD ülkeleri içinde, GSMH'ye oranla, özel eğitim harcamaları ile birlikte, eğitime en fazla kaynak aktaran ülke Türkiye'dir. (%7) Özel eğitime harcanan tutar, GSMH'nin %2.5'idir. Bu tablo ülkemizde eğitim hizmetlerinin çok pahalı olduğunun göstergesidir (Türkiye'de 4.031 dershane mevcuttur. Buralarda (çoğu, çok düşük ücretle) 48.855 öğretmen görev yapmaktadır. Yıllık ciroları 9 milyar TL civarındadır. 1 milyon 122 bin 861 evladımız dersanelerden medet ummaktadır. Bu tutar, Devletin eğitim bütçesine yakındır. Ne yazık ki okulların yerini, dersaneler almıştır.)
Hiç olmazsa, vergi indirimi vb. teşviklerle, özel eğitim kurumları desteklense halkın yükü hafifleyecektir. Devletin de sırtındaki yük azalacaktır.
(Üniversitelerin perişanlığı ise ayrı bir konudur. Bu kadar masraf ve zahmetle girilen üniversiteler ne vermektedir? İş mi, meslek mi? Niçin, yüksek tahsilli kesim arasındaki işsizlik oranı bu kadar yüksektir?)
Netice olarak; AKP İktidarı; ABD'nin talimatı ile "Kürt açılımı" safsatası ile uğraşacağına; İmralı'daki terörist katili ve yandaşlarını ön plana çıkaracağına; Türkiye'yi ve tüm Ortadoğu'yu bölmeyi hedefleyen BOP Plânına destek vereceğine; İsrail/ Vatikan/ AB/ ABD şer dörtlüsünün oyunlarına alet olacağına; sağlıklı bir eğitim reformuna öncelik vermelidir. Gençlerimizi daha fazla israf etmemelidir.
NOT: Tüm okurlarımızın Ramazan Ayı'nı kutluyorum. Cenab-ı Hak'tan bu mübarek ayın milletimize /tüm İslam alemine/ bütün insanlığa huzur ve bereket getirmesini diliyorum..