‘Hazine Arazilerini Yatırımcıya Açarız’
Ekonomideki canlanmanın belirtilerinden biri de hazine arazilerindeki satışlardır. En azından İzmir Defterdarlığı, ekonominin canlanmasıyla birlikte satışlarda hareketlilik yaşıyor. Gerçi en favori parçalardan olan Foça’daki eski fransız tatil köyü Club Med’e alıcı çıkmadı, satılamadı ama Defterdarlık diğer arazi satışlarından memnun.
En son Çeşme’de 130 adet parça araziyi satışa çıkaran İzmir Defterdarlığı, 50 adet araziyi satarak yaklaşık 11 trilyonluk satış gerçekleştirdi.
* * *
Geçen gün, İzmir Defterdarı Mehmet Beceren’le biraraya geldik. Beceren, Çeşme’de hazine arazilerinin satışının yoğun ilgi gördüğünü belirterek “Bölgede çok güzel, değerli yatırımlar olacak” diyor.
Genç defterdar, Çeşme’den sonra şimdi Urla’daki hazine arazilerinin satışa çıkacağını ilk kez açıkladı. Urla’da da bedel tespiti tamamlanan araziler çok yakın zamanda satışa sunulacak.
Mehmet Beceren aynı zamanda ilk kez İzmir’de, farklı uygulama başlatan bir defterdar oldu. Satışa çıktıkları ilçelerde, “Hangi hazine arazisinin ne zaman satılacağını anlatan dev pankartlar astırıyor. Böylece tüm ilçe halkının satışlardan bilgisinin olmasını sağlıyor. Ayrıca dileyen herkes zaten internet üzerinden tüm bilgilere ulaşabiliyor.
* * *
Mehmet Beceren, hem şeffaf hem de yol gösterici olmaya özen gösteren bir bürokrat izlenimi veriyor. Ancak hazine arazilerinin yoğun ölçüde satışı doğru mu?
“Kesinlikle içiniz rahat olsun” diyor Beceren.
Değerli konumdaki arazileri satarken, satışlarda sıkı koşullar getirdiklerini aktarıyor. Arazileri her alan üzerine istediğini yapamıyor zaten arazilerin üzerinde genellikle doğal SİT bulunuyor.
Ayrıca Maliye Bakanlığı’nın 2006 yılından itibaren aldığı kararla, ancak imar planı olan hazine arazileri satışa sunulmaya başlanmış. Beceren, belediye sınırları içinde olanların ise en az 5 binlik imar planlarının yapılmış olmasını şart koştuklarını söylüyor.
İmarlı Hazine arazilerinin satılmasıyla geçmişte sık yaşanan “Ucuza hazine arazisi alayım, siyasi ilişkilerle imar getiririm yaklaşımları” Beceren’in anlattığına göre artık sökmüyor.
* * *
İzmir’in yüzölçümü 12 bin 12 kilometrekare ve bunun 1066 kilometrekarelik kısmı, orman hariç Hazine arazilerinden oluşuyor.
Mehmet Beceren, İzmir’de ellerindeki hazine arazilerinden, yaklaşık 101 bin 997 adet hazine taşınmazı bulunduğunu bunların da aşama aşama satışını planlayacaklarını vurguluyor.
Son zamanlarda ise kentle ilgili yöneltilen soruların başında “Büyük ölçekli yatırım yapacak geniş arazi isteyen yabancı yatırımcılara yer bulunabilir mi?” sorusu geliyor.
Tabii bu soru, açıkçası Çinli otomotiv yatırımcıların, kentte yatırım yapabilmek için, gerekli büyüklükte arazi bulamadıkları söylentilerinden kaynaklanıyor....
Gerçi Çinli yatırımcılardan zaten pek ses seda yok. Daha çok ‘Yatırım yapacağız’ ayağıyla ithal ettikleri arabaların satışını artırıyor gibiler. Umarız, yanılırız....
Pekala, biz yine de iyi niyetle düşünelim ve asıl adres olan İzmir Defterdarı’na soralım istedik.
İzmir’e önemli ölçüde yatırıma hazırlanan yabancı firmalar için uygun hazine arazileri bulunabilir mi ?
* * *
İzmir Defterı bu konuda yeşil ışık yakıyor.
Gelecek büyük ölçekli yatırımlar için her zaman yer bulunabileceğini ifade eden Beceren noktayı şöyle koyuyor:
“ İzmir’de geniş hazine arazileri, daha çok mera alanları olarak görülüyor. Ancak büyük bir yatırımcı geldiğinde buranın mera olup olmadığını tekrar değerlendirmemiz mümkün. Bu tür yatırımcılar için nitelik değişimlerini kamu eliyle yapabiliriz. Böyle öneriler geldiği takdirde, Devletin diğer kurumlarının da katkı koyarak buna ilişkin açılımlar yapabileceklerine inanıyorum.”
Özetle, İzmir’i, hazine arazileri yönünden dikkatle takip edilmesi gereken farklı bir süreç bekliyor.
Aman tarih değişmesin!..
Çok sabrettiler, büyük özveride bulundular.
Metro yapımı nedeniyle yaklaşık iki yıldır, Derviş sabrı gösteren Hatay esnafını kastediyorum.
Çoluk çocuklarının rızkının mücadelesini verirken, dükkanlarının önleri kapandı, müşteriler hendeklerden atlaya atlaya alışveriş yaptı, aylarca hatta yıl boyu sinek avalayan oldu.
Aksilik deyin, şansızlık deyin ya da isterseniz beceriksizlik deyin. Ne derseniz deyin, sonuçta süre uzadıkça uzadı.
Üstelik doğru düzgün hiçbir yardımdan da yararlanamadı Hatay esnafı.
Ve nihayet İzmir Büyükşehir Belediyesi 20 Aralık 2010 tarihinde Hatay Caddesi’nin metro çalışmaları nedeniyle trafiğe kapalı olan bölümünü trafiğe açacağını ilan etti.
Nereye kadar açılacak belli değil. Metro nedeniyle sıkıntı çeken tüm esnaf, hepsi “Benim önüm açılacak” diyor.
Neredeyse başka konu konuşulmaz oldu...
Belediye bu tarihi açıkladı ama biraz cılız sesle açıkladı. Nereden başlayacak nereye kadar cadde trafiğe açılacak, tam bilgi yok.
Şimdi olur da, cılız mılız bu tarih de ertelenirse, o esnaftan kimse anlayış beklemesin.
Belediye ya net bir açıklama yapmalı ya da bu tarihe uymalı.
Benden söylemesi az kaldı, Hatay’ın dervişleri ya zikir ya zuhur eyleyecek...