Zulmün Milleti Olmaz
Dünya ne zulümler gördü. Daha da örecek.
Her ne kadar “zulüm payidar olmaz” ise de “zulmün” sonu gelmez. Bir yerde biter, başka bir yerde yine başlar.
Yeryüzünde insanoğlu var olduğu müddetçe zulm edenlerle zulme uğrayanlar da hep olacaktır.
Etrafımıza baktığımız zaman dünyanın hiç de rahat olmadığını görürüz. Adına savaş diye ad taktıkları soykırımlar oluyor. Burada “soykırım” lügat manasında değildir. Daha çok dini inanç ve mezhep savaşları ön plandadır.
Dünya üzerinde son “adil devlet” olan Osmanlı yıkıldıktan sonra; dünya hiç de rahat olmamıştır. Gücünü mağduru ve mazlumu korumak için kullanılan Osmanlı, resmi kayıtlar göre cumhuriyetin ilanıyla son bulmuş sayılsa da bile aslında Mustafa Reşit’in okuduğu ve tarihe “Tanzimat Fermanı” olarak geçen tarih sahnesindeki yeri “kudreten” son bulmuştur.
Tarihte Gülhane Hattı Hümayunu olarak da bilinen “Tanzimat Fermanı” okunurken bazı vatandaşlar ne olduğunu anlayamayınca birbirlerine sormuşlar. En ibretli cevap; “Bundan böyle gavura gavur demek yasak” şeklinde olmuştur.
Osmanlının tarih sahnesinden çekildikten sonra dünyada olup bitenleri saymaya lüzum yok. Dünya savaşları başta olmak üzere bizim yaptığımız ölüm kalım mücadelesi yeni bir devleti doğurmuştur. Elbet her mücadelede esnasında durumdan vazife çıkaranlar olmuş; ihanetlerle samimiyetler birbirine karışmış ve ortaya farklı bir yapı çıkmıştır.
Bu arada balkanlar, Kafkaslar, Ortadoğu başta olmak üzere dünyanın muhtelif yerlerinde kan hiç durmamıştır. Huzursuzluğun en çok olduğu yer ise Osmanlı coğrafyasıdır.
Nasıl bir “şey”in bedeli ödeniyor kim bilir?
Dün Osmanlı oradayken kimsenin kılı kıpırdamazken, bu gün herkes aslan kesiliverdi.
Zulmün azı çoğu, dinlisi, dinsisi, şu soyu, bu soyu olmaz. Ancak her zulüm bir ihanetin sonucudur. Bir kinin sonucudur. Bir reddi mirasın sonucudur.
Her zulüm bir zafiyetin, bir sahipsizliğin, bir çaresizliğin sonucudur.
Şöyle bir bakalım dünyaya. Sonra da kendimize. Her zulme aynı derecede mi üzüldük?
Dün Osmanlıyı yıkanlar belli ki hızını alamamış olmalı ki Osmanlı coğrafyası üzerinde kim varsa hayat hakkı tanımıyor.
Bu böyle devam eder mi?
Eder.
Her ülke “kanunları” kendi vatandaşına dolaylı veya doğrudan zulm edecek şekilde yazılmışsa; zulm devam edecektir.
Kendisine faydası olmayanın başkalarına faydası hiç olmaz.
Ve devam eder.
Biz gideriz, son bulur…
Sonumuz hayırlı olsun.
Zeki ORDU zordu@karadenizhaberpostasi.com