Zor Strateji Sonuç Getirdi
Eğer iyi gelişmeler taşımış, beklentileri az çok karşılamışsa geçen zamana, acımıyor insan.
Hayat bu, geçecek ve tükenecek.Zamanın güzel gelişmeleri peşinde sürüklemesi tek teselli.
Hayattan da, siyasetten de ekonomiden de öncelikli beklenti bu.
Ancak son zamanlarda yaşamı kolaylaştırıcı, ferahlatıcı gelişmelere az rastlar olduk. İcraatler neredeyse durdu, vaadler, laflar devreye girdi.
Uzun süredir yapısal reformları unuttuk.
Şimdi Doğu’dan yine iç acıtan sinyaller gelirken; ‘Ergenekon’, ‘şifreli sansasyon’, ‘belediyeli operasyon’larla yatıp kalkar olduk.
Peki ne olacak, seçimlerin yarattığı suni heyecanın dışında özellikle ekonomide hangi gelişmeler bizi mutlu edecek?..
* * *
İzmir için son iki günde iki önemli temel atma töreni yaşandı.
Bu yatırımlardan birini, dünyanın sayılı otomotiv yan sanayi şirketlerinden Cummins yaptı.
Ege Serbest Bölgesi ESBAŞ’ta filtre ve jenaratör fabrikasının temelini atan Commins, 2011 yılında 17 milyar dolar satış hedefleyen bir dünya devi. Yani Türkiye’nin en büyük holdinglerine neredeyse eşdeğer bir grup, bu yatırımla İzmir’e geldi.
Diğer yatırım ise Kale Grubu’nun Amerikalı ortağı Pratt&Whitney ile kuracağı fabrika oldu. Temeli dün Cumhurbaşkanı Abdullah Gül tarafından yine ESBAŞ’da atıldı. Fabrika üretime geçtiğinde geleceğin uçağı olarak nitelendirilen F-135’lerin 1000 motor parçasından 300’ü İzmir’de üretilecek.
* * *
Bu iki yatırım, ana sanayilere doğrudan ve yüksek teknolojiye dayalı üretim yapacakları için önemli. Daha vurucu olan, Türkiye kendi uçağını yapabilecek bir tecrübeye doğru ilerlerken ESBAŞ’da önemli bir adres haline geliyor. ESBAŞ bu yatırımlarla zincirlerini kırarak havacılık, savunma ve otomotivde bir yan sanayi üssü haline geliyor.
Yakında otomotiv yan sanayiinin güçlü ismi CMS’de bölgede büyük birbaşlayacak.
Peki ne oldu da yatırımların ülkede kesildiği dönemlerde ESBAŞ üst üste yatırım alıyor.
Yatırımların durduğu, kalabalık heyetlerle yapılan yatırımcı çekme ziyaretlerinin sonuçsuz kaldığı, * * *
Belki de kısa yanıt şu, “İzmir’in tek, Türkiye’nin en güçlü serbest bölgesini kuran Kaya Tuncer’in son strateji de başarılı oldu.”
Tuncer koşulların zor olduğu dönemlerde serbest bölgeyi, yurtdışındaki güçlü benzerlerini örnek alarak oluşturdu. ESBAŞ hızla büyüdü.
Ancak yaklaşık 6-7 yıl önce, AB müzakere süreci başlarken, serbest bölgelerin kaldırılacağına yönelik kararlar alındı ardından Hükümet serbest bölgelerin imtiyazlarını tırpanladı. Ülke genelinde amacının dışında uygulamalar yapan serbest bölgeler ile Ege Serbest bölge de bir tutuldu. ESBAŞ zayıflamaya, yeni yatırım alamamaya başladı. Ardından krizler geldi.
Yetmedi, Tuncer ağır ve amansız bir hastalığa, kanserin en zor türlerinden birine yakalandı.
* * *
Tuncer bu hastalıkla mücadelesini hiç bırakmadığı gibi, ESBAŞ’la mücadelesini de bırakmadı. Havacılık ve savunma sanayiinin geliştiğini, off shore yani uluslararası ihaleleri alan firmaların verdiği taahhüt anlaşmalarındaki boşluğu keşfetti. Bu yabancı firmaların peşine düştü.
Ekibiyle, yurtdışındaki merkezlerinde ziyaret etti, onlarla bağlantılar kurdu, bu taahhütlerini hatırlatarak, yatırım yapabilecekleri en uygun yerin de ESBAŞ olduğunu anlattı. Havacılık ve savunma yan sanayi firmaları için eleman yetiştirecek okulların kurulmasına öncülük etti. Şimdi bu doğru stratejinin sonuçları yaşanıyor.
Bu arada Tuncer, kendini yarı yarıya zayıflatan hastalığını da sessiz sedasız yendi.
Zaman, güzel sonuçlar taşıdığında anlam kazanıyor ancak bu güzel sonuçlar da kolay gelmiyor.
Bugünlerde siyasetin pençesinde sürüklenirken, az rastladığımız bazı güzel gelişmeler ve doğru stratejiler kaybolup gitmesin istedim.
En büyük servet...
Gençken sevdikleriniz ve en yakınınızda olanlarla, özellikle annenizle az didişmiyorsunuz.
Çünkü sürekli hayatınıza karışıyor.
Mesala annem, 40 yıldır hız kesmeden benim hayatımla ilgili yorumda bulunuyor.
Meslek, çoluk çocukla, kendi olgunluk sularımızda yol alırken hala onun çocuğum.
Neyi neden yaptığımı sürekli soruyor, evimin bulduğu köşelerine dantel örtüler sıkıştırıyor, bilgisayara bakmaktan gözlerim kızarmışken önüme geçip ev temizliği ile ilgili tavsiyelerde bulunuyor.
Tabii bazı konularda değişti.
Gençken misafir geldiğinde yandan cezve ve kahveyi anlatmaya çalıştığı el işaretinden şükür ki kurtuldum.
Ama diğerlerinde tam gaz hayatımda ve iyi ki hayatımda...
Hala başım sıkıştığında gözlerim dolduğunda, bunaldığımda ya da çok mutlu olduğumda yanında olmayı istediğim ilk insan annem.
‘Güler yüzünün ardında, inanılmaz bir dirayet barındıran kadın’ demek benim için anne..
Dünyadaki her türlü malvarlığından, beklentiden, başarıdan önce gelen...
Annelerini kaybedenler için başka kimsede bulamayacakları bir sıcaklığı anma günü olsun bugün ve tüm annelerin, annele günü kutlu olsun