Zevk-U Safa MI, Cevr-Ü Cefa MI?
İngiltere’ de hükümet ve alkollü içecek endüstrisi anlaşmışlar; 2008 sonu itibarıyla içki şişelerine de sigara paketlerindeki gibi ‘sağlık uyarıları’ konulacakmış. Reuters’in haberine göre kamu sağlığından sorumlu Sağlık Bakan Yardımcısı Caroline Flint, uyarılara kesin karar verilmediğini, ancak sigara paketlerindeki ’Sigara öldürür’ ifadesi kadar güçlü olmayacağını söylemiş. Etiketlerde ’Limitinizi bilin’ veya ’Sorumluluklarınızı unutmadan içki tüketin’ gibi ifadeler yazılacağı belirtiliyor.
Bu tür bir uygulamanın bize gelmesi de eli kulağındadır. İşte, hem henüz kararsız olan İngilizlere akıl vermek hem de bizimkilere yol göstermek için benim de bazı önerilerim olacak.
Öncelikle belirtilmesi gereken nokta, bu korkutucu uyarıların ne kadar faydalı olduğunun bilimsel olarak kanıtlanmamış olması. Hatta sigara örneğine bakacak olursak beyhude bir gayretten bile bahsedilebilir. Çünkü, bazı araştırmalar, paketlere konan uyarılardan sonra sigara satışlarının azalmadığını, hatta arttığını gösteriyor. Uyarılara sinirlenip sigarayı artıranların zararı kendine, ama rakıdaki, şaraptaki uyarılardan ‘kıllanıp’ dozlarını aşanların çevresinin vay haline.
Karşı çıkanlar ve çıkmayanlar
Bira, şarap, rakı…üreticilerinin ‘satışların düşeceği’ ve bilumum akşamcıların da ‘keyiflerinin kaçacağı’ endişesi ile bu uyarılara şiddetle karşı çıkacakları kesin.
Karşı cephede ise Yeşilay’ cılar ve içkinin haram olduğuna inananlar, tiryakilerinin yollarına taş koyduklarını düşünerek zil takıp oynayacaklardır.
Tıp camiasına gelince; durum biraz karışık. Bir tarafta alkolün bir
damlasının bile vücut için ‘zehir’ olduğunu savunanlar olacak. Çünkü, alkol başta pankreas, ağız ve gırtlak olmak üzere birçok kanserin önemli nedenlerinden biri. Kalp hastalığı olanlarda ani ölüme yol açıyor. Karaciğer sirozu, pankreas iltihabı, beyin felci, zatürree ve kalp kası zayıflığı riskini ciddi şekilde artırıyor.
Diğer tarafta ise her gün içilecek 1-2 kadeh şarap veya biranın kalp krizi ve inmeleri önlediğini, tansiyonu düzenlediğini, şeker hastalığı ve safra kesesinde taş oluşum riskini azalttığını ileri sürenler yer alacak.
RAKINAME
Şimdi gelin bestekâr Necip Mirkelamoğlu’ nun ünlü Rakınamesi’ni okuyalım. İsteyen istediği dersi çıkarsın:
İçmesini bilene zevk-u sefadır,
İçme’yi bilmeyene cevr-ü cefadır rakı.
Bir münasip miktarı muhabbet anahtarı,
Kaçırırsan ayarı can’a ezadır rakı.
Ne dert kalır, ne keder, içeni mesut eder.
İçebilirsen eğer ruha ciladır rakı.
Ham ervahsan yanaşma arif’sen ondan şaşma,
İç ama, haddi aşma ferahfezadır rakı.
Yarattığı ahengi, ne saz verir ne çengi,
Terbiyenin mihengi dense sezadır rakı.
Beyaz peynir, domates, yanına bir kavun kes,
Çiğ köfteyle ne enfes bir iptiladır rakı.
Biraz tuzlu leblebi, kadehin billur leb’i,
Dudakları öpmeli, yoksa hebadır rakı.
Ehli kemal olana zevkle hem’hal olana,
Sohbette tad bulana, yar’ı vefadır rakı.
Misten ala kokusu, ana sütü gibi su,
Şu ki sözün doğrusu müstesna ma’dır rakı.
Dost bezminde sohbette, neşe-i muhabbette
Her manevi lezzete bir vasıtadır rakı.
Nükte, cinas anlayan ahengi-i bezm’e uyan,
İçip zırvalamayan, işte o’nadır rakı.
Eşek içince zırlar, köpek içerse hırlar
Kedi içse tırmalar, insanlaradır rakı.
Gönül dargınlarına, vefa kırgınlarına,
Hayat yorgunlarına, haza devadır rakı.
Mirkelamoğlu der ki: had bilmezsen eğer ki,
Öyle rüsva eder ki, başa beladır rakı.