Zehir Saçan Yiyecekler
Arkadaşlarla Kemeraltı’nı gezerken karnımız acıktı ve bir dükkanın önündeki masalara oturduk.
Ne yaptığını bilmez sırıtık bir garson geldi. Yandaki masada hapşıran kadının bıraktığı küçük beyaz mendil dağını elleriyle alıp yana attı, rengi kaçmış iğrenç bir masa beziyle masamızı sildi ve siparişimizi sordu.
Ardından aynı ellerle tabakları, parmaklarını içine koyarak taşıdığı bardakları getirdi.
Henüz yeni kıl olmaya başladığımdan hazır duran yemeklerden birini ısmarladım.
Beklerken sohbet ediyoruz, gözüm onda.
Kocaman bir çöp bidonunu sürükleyerek dışarı çıkardı. Köşeye taşıdı.
Bende film kopmak üzere. İyisi müdahaleyi zamanında yapmak.
Kirli ellerle bu kez yemekleri getirmesin diye ardından içeri girdim. Her yer toz.
Lavaboya yönelince ellerini yıkayacak sandım, yok o tarafa girmedi. Girmemesi daha iyi, orası da leş gibi.
Arkasından seslendim. “Ellerinizi yıkar mısınız?”
Ahçı ve diğer çalışanla, bizim garson, ‘ne oldu abla’ diye bana döndü. Anlatacaktım ki ahçının önlüğüne takıldı gözüm.
İhtimal en az bir aydır yıkanmamıştır.
“Farkında değilsiniz ancak riskli bir iş yapıyorsunuz, bırakın müşteriyi siz bile hastalanırsınız bu kirlilikte” deyince birkaç müşteri başını sallayarak dükkandan çıktı.
Hesap bana kesildi, ahçımız sinirlendi.
Arkadaşlarım kolumdan tutarak dışarı çıkardı, ‘yine tuttu huysuzluğun’ diyerek.
Hijyen konusuna takarsanız, sinirleriniz gerçekten zamanla geriliyor.
Şehrin merkezi böyle, arka semtlerde ipin ucu iyice kaçmış vaziyette. Yolun ortasında toz toprak yiyeceklerin üstünde.
SİSTEM YOK
Hoş her şık dekoru olan restoran, kafeterya da temiz anlamına gelmiyor.
Buralarda da tuvalet kontrolü yapıyorum. Kirliyse o işletmeden de hayır gelmez. Evet kişisel kontrol önemli ama başa çıkmak mümkün mü?
Günümüzde hijyen,sağlıklı yiyecek ve servise dair bir sistem yok. Belediyeler zabıta güçleriyle katiyetle bu önlemleri alamaz.
Bu denetimi yapabilmek özel bir eğitim ve birikim ister.
İzmir’de gıda işi yapan 50 bin işyerini nasıl, kaç zabıtayla denetleyeceksiniz?
Yalnızca burada değil Türkiye’de konu boşlukta.
Her işyerine uyulacak hijyen kuralları tabelası asılması, şikayetlerin değerlendirileceği özel mercii gibi uygulamalar gerekli ancak onun ötesinde bir hijyen ve sağlık politikasına ihtiyaç var.
Tarım Bakanlığı insan sağlığıyla oynayan firmaları deşifre etmekte yolu bulmuştu. Uygulama başarılı oldu.
Belki belediyeler benzer bir yöntem uygulanabilir.
Çoğunuz farkında biliyorum ve gittiği her yerde hijyen kontrolü yapan ‘huysuz abla’ olarak söylüyorum; iş gerçekten çığrından çıktı.
Can alıcı bu konuda, kalıcı önlem alan hiç kimse yok.
Hijyen müfettişi ev kadınları
Konu açılmışken, belediyelerin ellerinde farklı güç olabileceğini düşünmekteyim.
Bir anneden daha iyi hijyen denetçisi olamaz. Belki belediyeler, ev kadınlarına kısa eğitimin ardından tespit görevi verebilir. Zabıta kuvvetleri bu yolla, yüksek şikayet alan gıda işletmelerini daha kolay denetleyebilir. Ya çözüm bulacak ya da hep birlikte afiyetle zehirlenmeye devam edeceğiz.