content

yazarportal-com-bilgiagi-net-tasviriefkar-com

11 Şub

Zamanın Kapıları

Zamanın kapılarını araladığımda hiç görmediğim Londra’ nın tam orta yerinde buldum kendimi. Virginia Woolf’ un kaleminde manzara olan Londra, Çiğdem Ülker’ in kelimelerinde tarih oluyor, edebiyat oluyor, sanat oluyor. Sonra Amiral Nelson’ un meydandaki heykeli National Gallery’ de bakışları üzerine toplayan Leydi Emma Hamilton’ ın resminde aşk oluyor. Yıldızların seyrini Greenwich’ in nazarına bırakırken tarihin kapılarını aralıyor yeniden. Bu kadar çabuk unuttuğuma hayıflanarak Halley i hatırlıyorum birden. Hüseyin Rahmi Gürpınar’ la bir konaktan seyrediyoruz kayan kuyrukluyu. Sonra Londra’ nın kalabalık metro istasyonundan çıkıyorum, yürüyorum zamanın başka bir kapısına.

Kiev den içeri başımı uzatıyorum. Çiğdem Ülker’ in gözünden değil de kendim görseydim bu şehri bu kadar fark eder miydim bilemiyorum. “Bütün dünya kentlerinin toprağı insan acısıyla yoğrulmuş, Kiev’ inki de öyle…” diyor yazar. Nice şehir tariflerinin felsefesi ve özü bu sözde saklıdır bence. Bu sözünüz başım üstüne Çiğdem Ülker Hocam.

Kiev’ çıkıp Sofya ya yüzümü çevirdiğimde hemen tanıyorum oraları. Banyabaşı Camii de kıldığım namazımı, hemen karşısındaki hamamı yeniden görür oldum. Renkli taşlarla döşenmiş geniş caddelerinde yürüdüm Sofya’ nın. Parmağını uzattığında övünerek; “Şu bina Atatürk’ ün vals yaptığı binadır.” diyen Türkolog rehberimiz geldi aklıma. Aleksandr Nevski Katedrali nin mağrur ve kibirli duruşu dikildi gözlerimin önüne.
Zamanın kapılarının arasından sızıp, felsefesi derinleşmiş şehirleri, Floransa’nın Pisano’ ları, Gri Belarus’ un gönlü aydınlık insanları ustalıkla nakış nakış işlenmiş. Elbette oraları hatta daha fazlasını gezen insanlar var. Şunu sormak geliyor içimden; “O kadar gezdiniz de ne kadar ne gördünüz. Neyi hissedip neyi yaşadınız?” Çiğdem Ülker sadece oralarda gezmekle, çalışmakla kalmamış, Hakikati yaşamış. Yüreğiyle görmüş her bir zerreyi. Ve kaleminin mürekkebine gönül duygularını damlatmış.

Zamanın kapılarının arasından bir melodi doldu gönlüme. “TÜRK MÜZİĞİ DİNLEDİM MAKEDONYADA.” Bu başlık altında nice türküler, nice ağıtlar saklı. Azerbaycan Türklerinin kullandığı bir övgü cümlesi var; “Eşk Olsun sene.” derler en beğendiklerinde. İşte bende size; “ Eşk Olsun Çiğdem Ülker Hocam Eşk Olsun size. Elinize, gönlünüze Gözünüze Eşk Olsun.” diyorum.

İçinin zenginliğine daldığımdan olsa gerek ne kitabın kapağının güzelliğinden, ne arka yüzündeki kısa ama mana yüklü metinden, Ne Basımını yapan HECE yayın evinden, ne de iç tasarımından bahsetmeyi akıl edebildim.

Hz. Mevlana buyurmuş ya;” Nice elbiseler gördüm içinde insan yok, nice insan gördüm üstünde elbise yok.” Bu felsefesi, duygusu, bilgisi, görgüsü, saygısı olan eser hem üzerinde en güzel kapak dizgiyi taşıyor, hem de içinde en güzel satırları, ifadeleri ve manaları taşıyor.
Hani demişsiniz ya Çiğdem Ülker Hocam; “ Her sahne bir final, her final bir yeni başlayış.” Nice yeni başlayışlarınızla yeniden buluşmak üzere… Bu güzel kapıları bana açtığını için size eşk olsun.
12.01.2016

Etiketler : , , , ,

Bu Yazıyı Yazdır Bu Yazıyı Yazdır

Yorumlar Kapatıldı.



2007-2012 Bilgi Agi / Turkiye nin Interaktif Kose Yazari Gazetesi

Designed By Online Groups
ÇÖZÜM ORTAKLARIMIZ

bizajans, kent akademisi, sunubank