Zabıta
Bu da oluyor. Artık elleri koca koca değnekli, zabıta memurları, işportacılara
saldırıyor ve ortalık meydan muharebesine dönüyor. Dükkanların işportacıları
şikayet ettiği söyleniyor. Dükkan sahibinin bakış açısı şu:
“Ben vergi veriyorum, dükkan kirası ödüyorum bu adam daha ucuza satıp benim
müşterimi çalıyor.”
Dükkan sahilinin anlayamadığı şu. İşlerinin kötü olmasının
sorumlusu işportacı değil. İşleri neden ve niçin kötü?
Herkes gibi, televizyon seyrederek uyumakta olduğundan, herkes gibi,
aldığı arabanın taksitini ödemeyi düşünmekte olduğundan ve verdiği verginin
nerelere harcandığının hesabını sormaktan aciz olduğundan desem, kafalar iyice
karışacak. Bu konu, derin olduğundan başka bir yazı konusu. Benim dikkat
çekmek istediğim, devletin yanlış politikalarının olayı nerelere getirdiği.
Bir şey satmak suç değil. O yüzden işportacıya polis müdahale edemiyor.
Ha ama devlet de, vergi verenler de istemiyorlar ya onu. O zaman belediyeler
işin içine giriyor. Aslında işportacıyı kovalayan ve dövenler, gücünü, kamuya
ait olan kaldırımın işgal edilmesinin suç olmasından alıyor. Yani siz yola bir
masa kursanız ve üstünde hiçbir şey satmasanız gene suçlusunuzdur ama
bundan dolayı sizi zabıta mabıta kovalamaz. Bu olayın ironik yanı.
Benin dikkat çekmek istediğim işin dramatik yanı, yani işporta açan kişinin
içinde bulunduğu açmaz.
Şimdi,
Bu adamın sesi güzel değil.
Dolayısıyla İbrahim Tatlıses olma şansı yok.
Bu adam, Litvanylalı sarışın kadın değil.
Dolayısıyla bacağını satma şansı yok.
Bu adamın sermayesi yok.
Dolayısıyla dükkan açma şansı yok.
Bu adamın ekilecek bir tarlası da yok.
Bu adam iş aradı bulamadı.
Doğru dürüst bir mesleği de yok.
Kaldı ki mesleği olanlar da artık iş bulamıyor.
Bu adam kanunsuz iş yapacak kadar gözü kara da değil.
Dolayısıyla esrar, eroin de satamıyor.
Bu adam ne yapsın?
Götünü mü satsın?
Uyarıyorum beyler,
Bir gün, bu adam,onu da satmaktan başka çare bulamadığı halde,
satamıyorsa, kötü şeyler olacak.
Ne diyeyim?
“Kadar utansın” mı diyeyim?
Hayır!
Devlet utansın
Yönetenler utansın.M.Ş.