Z Nesli ve Torunum Ezgi!
Değerli Okur!
Bu köşe yazısı; “Ülkemizde nüfusun üçte birini oluşturan geleceğimizi emanet edeceğimiz çocuklar(ımız) la ilgili neler yapıyoruz? Çocuklarımız bu zorlu yaşam yolculuklarında önlerine çıkacak olan engelleri nasıl aşacaklar? Vs konuları dikkate alarak bir vicdan borcu olarak kaleme alınmıştır.
Z NESLİ
Z Nesli nedir kimdir?
Z Nesli:“2000 yılı sonrasının çocuklarını anlatan nesildir. Bu çocuklar, tabiri caiz ise, teknolojinin göbeğine doğmuştur. Sokakta oyun oynamak nedir bilmezler. Oyunları internetten, ps ve wii den ibarettir. Facebook ve twitter'da bulunup, ilginç paylaşımlar yapıp bizleri şaşırtmaktadırlar. Araştırmalara göre Z Nesli, önceki nesillere nazaran daha zeki çocuklardan oluşmaktadır.”
Bu kısa Z Nesli tanımından sonra gelelim Torunum Ezgi’nin okul macerasına.
TORUNUM F. EZGİ AÇIKGÖZ
Her gün ablası Eylül’ün okula gidişini görünce, yaşı daha üç olmasına rağmen, ille de okul okul diye tutturdu, bende okula gideceğim diye bas bas bağırıyordu..
Küçücük yaşına rağmen okuma aşkı ile yanıp tutuşuyordu.
Haydi al çantanı gidiyoruz dedim.
Çünkü ağlamalarına ve okul taleplerine dayanma gücüm kalmamıştı.
TUĞRUL BEY İLKÖĞRETİM OKULU
Hemen evimizin yanı başındaki “TUĞRUL BEY İLKÖĞRETİM OKULU’ na gittik.
Kapıdaki Nöbetçi Öğrenci yavrumuzdan izin alarak okulun havlusuna girdik.
Benim niyetim okul bahçesinde birkaç resim çektirip hevesini alıp eve getirmekti.
Ezgi öyle iki fotoğrafla falan avunacak bir insan, çocuk değildi.
Haydi dede sınıfa gidiyoruz beni bırakıp sen de geri dön ben orada okuyup yazı yazacağım diye tutturdu.
Hiç kimseyi tanımıyordum üstelik okul müdürünün, komşumuz olduğu için, bazı günlerde, hem de hoparlörden çocuklara olur olmaz konularda fırça attığını, pireyi deve yaptığını yakinen bilenlerdendim.
Yaniaçıkça, MERTÇE Müdür Bey’e bu tavrından dolayı sıcak bakmıyordum! Ama belki de müdür haklıydı benimkisi tek taraflı bir yargılama…empati yapmak hocayı dinlemek lazımdı.
Ama torunumun da gönlünün olması, okulla ilgili ısrar ve inatçı talepleri önemliydi.
Neyse gururumu ve kendimden menkul kinimi kapıda bırakarak torunumla birlikte okula girdim.
ÖĞRETMEN SEVİL BAYSAL
Aaa birde ne göreyim hemen okulun girişinde sol tarafta Ana Okulu Bölümü var. Kapıyı çalarak içeriye girdim. Son derece güzel, kibar, nazik ve deneyimli bir Ana okulu Hocası bizi karşıladı.
O, buyurun demeden ben hemen hocam böyle böyle böyle….diyemarziyatımızı anlattım.
Muhteşem bir ilgi ve iletişim kurdu hemen Ezgi ile, bende torunum açısından bu tarihi anı izin alarak ölümsüzleştirdim.
Ve Öğretmen Hanım Torunumu içeride ders yapan öğrencilerin içine aldı.
Ezgi çok mutluydu. Sevinçliydi. Keyfine diyecek yoktu. Bir kez daha ailesine istediklerini zorla yaptırmanın hazzını yaşıyordu.
Deneyimli Öğretmen Sevil BAYSAL’ın sevgi, hoşgörü ve samimi davranışları, Torunum Ezgi’yi mutlu etmeye yetmiş hatta artmıştı bile…
MUTLU OLARAK DÖNÜŞ
Ezgi ile birlikte güler yüzlü öğretmen hanıma teşekkür ederek okuldan ayrıldığımızda, Güneş bütün bir sıcaklığını Adananın üzerine Adil ve Eşit olarak gönderiyordu.
Ve ben ayakkabısız ve önlüksüz gittiğim 60’lı yılardaki ilkokul günlerimi tahayyül ederken; Ezgi’nin: Dede yarında ablamın gittiği okula gideceğiz değil mi? Sözleriyle kendimi toparladım.
Eyvah! Ezgi gerçekten okula gitmek mi istiyordu?
Yoksa okul okuldiyerek, bizi ve kendisini gezdirmek yani eğlen(dir) mek mi istiyordu!..
Ezgi’nin şahsında Geleceğimizi emanet edeceğimiz çocuklarımıza bitimsiz Sevgilerimle..
ATATÜRK KÖŞESİ
Çocuklar her türlü ihmal ve istismardan korunmalı ve onlar her koşulda yetişkinlerden daha özel ele alınmalıdır.
DÜŞÜN-TAŞIN
Kendilerine Kitap verdiğimiz kimseler, Peygamber'i, kendi oğullarını bildikleri gibi, bilirler. Kendilerine yazık edenler var ya! İşte onlar iman etmezler.(6/20)
AFORİZMALARIM
Yaşlandıça çocuklaşıyor, tekrar eski doğallığıma dönmek istiyorum fakat heyhat! Arınmanın bir başka yolu olsa gerektir bilen varsa dinlemeye hazırım…
yukselmertoglu@hotmail.com