content

yazarportal-com-bilgiagi-net-tasviriefkar-com

19 May

Yutma ve Yutturma Üzerine!…

(Eşeksen; binene kızmayacaksın; değilsen sırtında tutmayacaksın! - Ninem)

Birilerinin bir şeyleri yutmasını sağlama eylemidir yutturma.

Bir de mecazi anlamı vardır ki; ''yalana inandırma sanatı'' olarak özetlenebilir..

Toplumumuzda ikinci kullanım daha yaygındır.

Argo ve kabalığı bir yana erdemsizliktir yutturma.

 

Bir toplumda yutturmanın yaygınlığı; sorgulama kültüründen yoksunluğun, biat ve itaat bataklığına saplanmışlığın kanıtıdır... Biat kültüründe, sorgulama olmaz; imanı zedeler!..

Ne yazık ki; o toplumlardan birisinde yaşıyoruz...

Yutturarak ulaşılan hedef kirlidir, İstismardır çirkindir; ahlaksızlıktır.... ağır suçtur!. Buna

rağmen; yutturma; maharet-beceri-zeka göstergesi sayılıp siyaseten kullanılmaktaysa, toplum büyük bir açmazda demektir.. O toplumda; siyaset; ehil ve iyi niyetli ellerde değil demektir...

Bilinmelidir ki; demokrasilerde milli irade; sadece çok oy almakla sağlanmış olmaz. Oy çokluğu; sadece, belli bir süre yönetimi elinde tutma hakkını verir; diğer oy sahiplerinin haklarını ellerinden alma hakkını değil... Çoğulculuğun erdemi de budur işte!.

Bilinmelidir ki; iktidar için kullanılan oyların değeri ne ise; muhalefet için kullanılan oylar da odur!.. Çakıl taşı değil!...

Yutturma zekâ ve beceriklilik göstergesi olarak algılanınca; yutma; zekâ ve maharet eksikliğinin göstergesi olmaz mı!?....

İşte bu nedenle; yutturmayı severiz de, yuttuklarınızı inkâr ederiz hep!. Külyutmaz kesiliriz. Zul sayarız Aziz Nesin'in o yüzdeli saptaması içine girmeyi!...

Bu zaafımız; yutturmayı sanat edinenlerin ekmeğine de yağ-bal sürer. Bu sayede; yeni yutturmalar için; yeni formüller sürülür siyasetin kirli pazarına....

Bir bakmışsın; 4+4+4 olarak çıkmış karşına; bir bakmışsın; yabancılara mülk satışı... Ya da kardeşlik adına açılım; 2B adıyla arazi yağması... Özelleştirme adıyla; devletin servet ve birikimlerini peşkeşi.... İhale yasası... yasa uyarlaması... komşularla sıfır sorun safsatası..

İleri demokrasi; çağdaş hukuk; kardeşlik, özgürlük ve barış adına yapılmaktadır hep bunlar!..

Ve şimdi; dönüp soruyorum; Ey Vatandaş!.. Kim külyutmaz; kim hokkabaz!?...

***************

Doğurgandır yutturma!... Halkadır zincirdir...Eklenir, peş peşe.. Özü yalan olunca, yalanla beslenmek zorunda yalan.

Yutturanlar;; bilirler ki; tek elden olmaz bu iş,!... Örgüt gerek!.. Örgüte de eleman. Ticaretten, sanayiden, bürokrattan; ve dahi hukuktan ve medyadan!!.... Bu yolda beraber ıslanacak; beraber nemalanacak; elemanlar!..

Halkalar örülür kendiliğinden; bir merkez etrafında. Yandaştır onların tedavüldeki adları... Yalakadır. Kuyruktur güce takılıp iş kotaranları.

Tatlı su samurlarıdır; üniversitelerde kendilerini bilim adamı sanıp sinenler.

Gözdedir; her gün televizyonlarda boy gösteren yağdanlıklar. Gizli tanıklarıdır mahkemelerin. Paralı muhbirlerdir!... Köşe yıldızlarıdır her gün yaldızlanıp parlatılan.

Seferber olunca bunca yutturma çetesi; yutar elbet çoğunluk; ya sorup soruşturmadan; ya korkudan!... Ya da çıkardan!...

Bu arada; adresleri belli; yutmayanların, yutmaya karşı duranların; yutturmanın erdemsizlik olduğuna inananların ve bunu halka duyuranların!..

***************

İlk adım iknadır yutturmada!...Yalan iftira; çarpıtma, uyutma; her yol mübah...

Tarihi inkar; geçmiş karalama; toplumsal yaraları kaşıyıp; kanatma;

Irksal ayrılıklar yaratma devleti devlet yapan temel taşları yerinden oynatma...;

Kurumlarla inatlaşma; direnenleri alt etme; yola getirme; lağvetme, saygınlığını yok etme!...

Övgü düzmeyenlerin kalemlerinden pislik akmakla ve çirkeflikle suçlama...

Amaç; susan ve yutan bir toplum yaratma!...Olmadı; tazyikli su, cop; biber gazı; kodes!.

Üç maymunu iyi oynamakta; başları kumda aydınlar, ''Bana ne'ci''çıkarcılar: erzak torbası beklemeyen açlar; kendilerini aydın sanan ''yarım aydın(!) yetmez ama evet'çiler;

Ve; alkışta; Sevr artıkları; kurtuluş savaşı kaçkınları... ve dahi; köşe başlarının ağır taşları!..

Ve Treni istasyona ulaştırmak için; devlet olanaklarının sonuna kadar kullanılması işin cabası!

Yapılanların; ileri demokrasi, özgürlük, temiz siyaset, hukukun üstünlüğü, sosyal devlet, adına yapılıyor olması da; işin sadece yutturmacası!..

Yutturanlar atakta; yutanlar uykuda, uyaranlar hapiste; külyutmaz geçinenlerin başları kumda!

****************

Mağduru oynadılar yuttun!.. Hukuk adına; hukuksuzlukların daniskası dayatıldı yuttun!..

Allah verdikçe veriyor dediler; ''neyi veriyor; niye hep size veriyor!?'' demedin yuttun..

Ülkenin kaynakları özelleştirme adı altında; babalar gibi üç paraya peşkeş çekildi yuttun!...

Bölünerek büyüyeceğimizi(?!!) formüle ettiler sustun-yuttun.

--------------

Gel; bunu da yut; bu denli genişse miden!..Adana İl Kongresi'nde bak ne diyor Başbakan:

''Ben dört tane kırmızı çizgimizin olduğunu söyledim... Bir, 'tek millet' dedik. Türküyle, Kürdüyle, Çerkeziyle, Gürcüsüyle, Arnavutuyla, Lazıyla, Romanıyla, Abazasıyla Boşnakıyla, biriz, beraberiz.'....Tek bayrak' dedik... bayrağımıza laf söyletmeyiz... Üçüncüsü, tek dindir. Dil değil, din, din. Bunu söyledik.''

Ülkenin bekası adına 4 kırmızı çizgi koyuyor başbakan!.. Tek devlet; tek millet, tek bayrak.. ve ekliyor; tek din!.. Ve de basarak vurguluyor... ''Dil değil din; din!'' diyerek!..

Ve üzerine basa basa da tekrarlıyor: ''Bunu söyledik!...''

Israrla, inatla, vurgulanıyor!.. Devletin, kardeşliğine, bölünmez bütünlüğüne; temeline dinamit koyan; toplumsal ve hukuksal değerleri hiçe sayan; devlet olma ilkelerine, meydan okuyan bu söylem; ''bir basit dil sürçmesi'' mazeretiyle gündeme bile girmeden düşüveriyor!..

************

Ve bir şey daha!.. Bir sosyal hukuk devleti olmayı bile becerememişken, halkın kutsalları üzerinden yürütülen siyasetin, ülkeyi sürüklediği badireler göz ardı edilmişken; BOP eş başkanlığı kendi ağzından tescillenmişken; ''tek adamlık'' sıfatını her alanda fütursuzca kullanan bir başbakanı, başkanlık yetkileri ile donatmanın ülkeyi sürükleyeceği yeni badirelere kör olmak; ne menem bir iş!!...

Olanlar olacakların kanıtı. Kaftanlı ve nal- ebat-sultan- yüzüklü; Allah'ın verdikçe verdiklerinden hukukçu Başkan da ''Başkanlık caizdir!'' fetvasıyle eklendi destekçilere...

Her gün yutturulanlara yenileri eklenmekte... Demokrasinin olmazsa olmaz ilkesi; güçler ayrılığı işletilemiyormuş; mevcut sistemde!.. Denetim görevi yeterince sağlanamıyormuş!.. Başkanlık sistemine geçmekten başka çıkar yol da yokmuş!.. Öyle buyuruyor Bozdağ!..

Daha demokrat.. daha özgür; daha kararlı olacakmışız!..Oysa söylenenin altında; daha otoriter ve totaliter rejime geçiş aldatması yattığını görmüyorsan; daha ne desin sana Aziz Nesin!..

Dikkat!...; Yutturma amaçlı bu gerekçelerdeki, önemli bir itiraf, sakın gözden kaçmasın... Açıkça deniyor ki; ''biz; güçler ayrılığı ilkelerine uymadık denetimden kaçtık''

Adam gibi ülkelerde işleyen bu denetim bize gelince işlemiyorsa; suçu sistemde mi arayalım, yoksa denetimden kaçanlarda mı!?..Gün olur; hokkabazın da foyası dökülür ortaya bir gün!..

Eğer bir ülkede siyaset; sırtını yutturmaya dayamışsa; orada siyaset artık temiz değildir... Eller de diller de; gönüller de kirlenmiştir. Ya başkanlık da yetmezse bir gün!!...

 

Mehmet Halil Arık 

 

Emekli Eğitimci

Etiketler : ,

Bu Yazıyı Yazdır Bu Yazıyı Yazdır

Yorumlar Kapatıldı.



2007-2012 Bilgi Agi / Turkiye nin Interaktif Kose Yazari Gazetesi

Designed By Online Groups
ÇÖZÜM ORTAKLARIMIZ

bizajans, kent akademisi, sunubank