Yürüyelim Arkadaşlar…
Turizmin gözbebeği Çeşme’nin Ovacık Mahallesi.
Hazine malı tarım arazisine ev yapılıyor.Gecekondu.
Bir, üç, beş derken sokak oluşuyor.
Belediye harekete geçiyor.
Dozer, kepçe yıkıyor. Aynı gün…
Belediyede cam, çerçeve kalmıyor.
Evi yıkılanlar, başkanlığı basıyor, taş yağdırıyor.
*
Polis, güç bela uzaklaştırıyor.
Gerginlik hala sürüyor.
Sonu nasıl bağlanacak orası hiç belli değil.
*
Milletimizin kültüründen…
Ülkemizin turizminden…
Hukuk devletimizin bütünlüğünden sorumlu Bakanımız Ertuğrul Günay, yaraya parmak basıyor.
Önce Çeşme Belediye Başkanı’nı suçluyor.
“ Doğduğu yerde doyamayanların ve bu yüzden göç edenlerin evini yıkıyor…”
Tarihe geçecek sözüyle:
“Bu topraklar, kimsenin tapulu malı değildir… Hele 12 Eylül artıklarının hiç değildir”
12 Eylül artığı; belediye başkanı oluyor.
Faik Tütüncüoğlu, 80 ihtilalinde Albay rütbesiyle bölgede görevliydi.
*
Başkan ne desin?
Vatandaş taşlamış, bakan suçlamış.
Cansiperane savunmada:
“ Kaçak yapı suç değilse, yasalar yıkmamayı emrediyorsa; o zaman her şeyi bırakalım…. Herkes istediğini yapsın, arzu ettiği yere mahalle kursun. Bakan bey de mutlu olsun…”
*
İzmir’de meslek odaları ne mi diyor?
Yani; mimarı, mühendisi, şehir plancısı, haritacısı…
Pazar günü Ankara’daydılar.
TMMOB ‘un “ Haklarımız, geleceğimiz, ülkemiz için söylenecek sözümüz var” mitingini yaptılar.
20 bin kişi yürüdü.
Bir yandan da bağırdılar:
“ Kentimizin, ormanımızın, madenimizin yağmalanmasına dur demek, toprağımıza sahip çıkmak için buradayız…”
*
Yürüdüler, bağırdılar, yoruldular.
Ne doğduğu yerde doyamayanların…
Ne kimsenin tapulu malı olmayan Çeşme’nin…
Ne de kaçak yapıyı yıkan başkanın meselesine gelemediler.
*
Hele bir dinlensinler!
*************************