Yurdumun İnsanlarından Sinestezik Kesitler
Yurdumun insanları aynaya bakmayı sevdiği gibi, kendini aynada düzgün görmeyi de sever. Özümde eğri büğrü olduğunu görmek bile istemez. Kendi ciciliği zaten baştan örnek modeldir zaten. Gözünün önünde her beliren kişiyi, her vuku bulan olayı sinestezik saplantılarıyla algılar veya değerlendirir.
Öyle yazdık geçtik gibi vurkaç taktiği de yapmak istemiyorum. Sinestezik kesitleri veya bir ölçüde saplantıları ortaya koymak için öncelikle sinestiziyi tanımlamak gerek.
Kelime anlamı duyuların birleşmesidir. Bazı kaynaklarda da algı karmaşası olarak ifade edilmekte. Sinestezinin, beynin sol yarım küresiyle ilgili ve hipokampüs bezine bağlı bir fonksiyon olduğu tahmin edilmekte. Sinestezik sendrom, verilerin değerlendirmesine bakılacak olursa, çok nadir rastlansa da "normal" bir beyin fonksiyonudur. Her beyinde varolan içsel süreçlerin dışa yansıması olarak görülebilir. Örneğin; kimileri için a harfi bacakmış, "re" notası şeftali tadındaymış, 8 bayanmış, , 3 sayısı dürüst, "ğ" harfi kek lezzetindeymiş vs. v.s durumlar. Bu tür kişiler genelde insanları bi nesne olarak düşünmektedirler. Örneğin, babasını sütun, çocuğunu kedi gibi düşünürler veya hatırlarlar.
Semptomlar ve özellikler bu olsa da pek tabi ki, ortaya bir sendrom tanısı koymak için bu tür psikolojik benzetme ve yansıtmaların şiddeti ve bireyi/metabolizmayı (olumsuz) etkileme gücünün olup olmadığına bakmak gerek.
Bu durumda, sinestezi veya sinestejik davranışlar, kimilerine göre bir hastalık olabilirken, kimilerine göre de yetenektir. Bu durumun özellikle sanatçılar için bir parça gereklilik olduğu bile söylenebilir.
İşin ilginç yanı, insanların çoğunun sinestezik olduğunu bilmedikleri. Hatta bu yazıyı okuyanlardan bir kısmı bile "aaa ben sinestezik'mişim" demeye başlayacaktır.
Aslında sinesteziklerin çoğu üstün bi hafızaya sahiptirler. Bu nedenle ki, objeleri gerçekte normal olarak görülse bile anormal olarak algılayabilmektedirler. Bu kişilerde, hafıza fonksiyonları güçlenirken matematiksel ve mekansal algı fonksiyonları zayıflamaktadır. Elimizde kesin istatistiki bilgiler olmasa bile fobisi olanların önemli bir kısmının sinestezik kişiler olduğunu da söyleyebiliriz.
Sinesteziyi ayrıntısıyla örneklerle ortaya koyduktan sonra şimdi, yurdumun insanlarının sinestezik davranışlarından kesitler sunalım.
Yurdumun insanına, devlet ağzı açık hazine sandığı, yurdumun sürücülerine kırmızı ışık yeşil olarak görülür.
Yurdumun insanı, "zor" kelimesini "kaçış" olarak okur, televizyonu göbek bağı olarak görür,
Yurdumun erkekleri, stadyumu, kadınları alışveriş merkezlerini tapınak olarak görür.
Yurdumun kızları sanatçıları, yurdumun oğlanları futbolcuları tanrı olarak görür,
Yurdumun bıçkınları, cep telefonu 33 lük tesbih, mahkumları cezaevini aşhane olarak görür.
Yurdumun esnafı müşteriyi parlak tüylü kaz olarak görür, yurdumun bürokratı komisyonu (rüşveti) haz olarak okur.
Bu ve bunun gibi yüzlerce sinestezik davranış kalıplarımız bulunmaktadır. Bu durumda yurdumun insanları koro halinde sinestezi sendromuna tutulmuş diyebiliriz.
Bu yazı ile sinestezi yi toplumsallaştırarak normalleştirmeye çalıştım. Her önüne gelen, kendini boş yere sinestezi sendromuna sokmasın diye.
Yazı Sözlüğü:
Hipokampüs: İnsan beyninin uzay düzleminde yön bulmasını sağlayan ve uzun dönemli hafıza belleğinin bulunduğu bölgesi
Not:
Bu yazı, https://www.bilgiagi.net, http://www.bilgievreni.com, http://www.gazetecanik.com, http://www.balikesirbirlik.com http://www.kamudanhaber.com, http://www.haberanaliz.net, http://www.siyasalforum.net, http://www.gunesgazetesi.net, http://www.gercekgazete.web.tr, http://www.ahmetfidan.com ile, Gerçek Gazete, Balıkesir Demokrat, Halkın Sesi, Güney Marmara Yaşam ve Fatsa Güneş gazetelerinde yayınlanmaktadır. Yazarın izni olmaksızın başka hiçbir yayın organında kaynak veya dipnot göstermeksizin kısmen veya tamamen alınamaz, çoğaltılamaz.
Sinestezinin, beynin sol yarım küresiyle ilgili ve hipokampüs bezine bağlı bir fonksiyon olduğu tahmin edilmekte.
BEYNİMİZİN SOL YARIM KÜRESİ
Bu ifade çok ilgimi çekti ve bana şu ayeti hatırlattı nedense
HAKKA SURESİ
25- Kitabı sol tarafından verilen ise der ki: "Keşke kitabım verilmeseydi de,
26- Hesabımın ne olduğunu bilmeseydim,
27- Ne olurdu o ölüm, iş bitirici olsaydı.
28- Malım bana hiç fayda vermedi.
29- Gücüm de benden yok olup gitti."
KEHF SURESİ
Mart 10th, 2010 at 11:5717- Ey Muhammed! Baksaydın güneşin doğduğu zaman mağaranın sağ tarafına yöneldiğini, batarken de sol taraftan onları makaslayıp geçtiğini görürdün. Onlar, mağaranın geniş bir yerinde idiler. İşte bu Allah'ın mucizelerindendir. Allah kime hidayet ederse, işte o, hakka ulaşmıştır; kimi de hidayetten mahrum ederse, artık ona doğru yolu gösterecek bir dost bulamazsın.
Sayın Ahmet Hocam,
Bilinçli kullanmadığınızdan emin olmakla beraber, beni son derece rahatsız eden;
'Yurdumun kızları sanatçıları, yurdumun oğlanları futbolcuları tanrı olarak görür' ifadeniz
Tevhid inancını yıkan büyük bir yanlıştır.
Allah’tan başka varlıklara benlik vermek, niyet öyle olmasa da, şirktir.
Saygılar
Mart 11th, 2010 at 02:35Zehra hanım
Allah, Tanrı değildir.
Esma ül Hüsna da Tanrı diye bir isim geçmez
Allah, tanrılık kavramından münezzehtir.
Tevhid anlayışı LA İLAHE diyerek başlar yani İLAH-TANRI YOKTUR deriz
Tevhid anlayışında tapınılacak, korkulacak ve medet umulacak bir tanrı-ilah-put yoktur
Sonra İLLALLAH - ALLAH VAR deriz.
Allah de, bırak gayrısını diyen ayeti idrak etmeye çalışırız.
Günümüz gençlerce şarkıcıların ve futbolcuların ilahlaştırılması-putlaştırılması-tanrılaştırılması yanlıştır tabiki.
Mart 11th, 2010 at 07:57Uğur bey, açıklayıcı ve Zehra Hanıma cevap niteliğindeki yorum için teşekkür ederm.
Mart 11th, 2010 at 16:28