Yükün Arı Olursa
Köyün birisinde, ilkbahar ayında karı-koca arıları dağa çıkarmak için hazırlık yapıyorlarmış. O zaman arılar şimdiki gibi ağaçtan yapılmış dört köşe kovanda değil, çubuktan yapılan sepetlere konuluyormuş. Arıları dağa nasıl götürelim diye kendi aralarında konuşurlarken, evin hanımı en iyisi öküz arabası ile götürelim demiş.
Evin erkeği ise öküz arabası ile gitmez, araba takır-tukur giderken arılar kovandan çıkar dağılır demişse de; hanımın dediği olmuş. Arı kovanlarını kağnıya yüklemişler. Köyden çıkıp Boztepe denilen bir mevki ye gelince, arılar kovandan çıkıp dağılmaya başlamışlar. Bir kısmı da ismi Mahmut olan evin erkeğini sarmış. Adam can havliyle kirman gibi dönmeye başlamış. O arada da “ Yükün arı olursa, söz kâhyan karı olursa, dolan Mahmut boz tepeyi dolan “ demiş.
Neylesin Mahmut. Herkes bizim gibi taş fırın erkeği değil ya. Benim bu sözüm latife, asıl olan, karşılıklı olarak, anlayış birliği içerisinde, düşünerek değerlendirip, doğruları bularak sorunları çözmektir. Fikir doğru olmadıktan sonra nerden gelirse gelsin, kaynağı önemli değildir. Ben şuna inanıyorum ki bu gün bizleri çıkmazlara sürükleyen fikir kargaşalığıdır. Senin ki doğru benim ki doğru. Ya ikisi de yanlış ise. Neden yanlışlar üzerinde ısrar ediliyor. Aklın yolu birdir. Değerli okuyucularım lütfen akıllı olalım, akıllı hareket edelim.
Akıl çok olsa da doğrular birdir
Anlam taşımayan sözü neyleyim
Gerçekçi olmayan fikirler kirdir
Aydınlık görmeyen gözü neyleyim.
Şükrani’ yem ben söyledim ben duydum
Yıllardır ben deyip nefsime uydum
Aslımı sorarsan bir damla suydum
Secdeye varmayan yüzü neyleyim.
ŞÜKRANİ
E-Mail:stoprak_58@hotmail.com