Yüksel’in İşi Neden Zor?
Önceki gün gerçekleşen CHP İl Kongresi’nin fırtınalar koparan etkilerini bir sonraki yazımızda ele alacağız demiştik.
Aradan geçen saatler ortamı sakinleştirdi ama kent siyasetine, geleceğe dair hayli sıkı ipuçlarını ardında bırakarak. Gelin biz, kim ne dedi, hangi hesaplar yapılıyor bir kenara bırakalım, daha yüksek perdeden sürece bakalım. “Cumhuriyetçilerin kenti İzmir’den Türkiye’ye Işık Olmak İçin...”
Bu başlık kongre sırasında asılan pankartın üzerinde yer alıyordu. Pankartın altındaki isim Alaattin Yüksel. Mesaj güzel. Her şeyden önce kongrenin gerçek bir demokrasi şölenine dönüşmesi için olması gerekeni ifade ediyordu slogan. Ancak bırakın ülkeye ışık olmayı, haspel kader görev almış herkes kendi ışığının peşindeydi.
DÖRTTE ÜÇ ADAY
Geçmiş hesaplaşmalar görüldü, gelecekteki kişisel ‘olmak’ hedefine yönelik kurgular havada uçuştu, yıkıcı eleştiriler ortalarda fink attı. Birbirini kıran, inciten hatta kavgaya dönüşen anlar, bugüne aşılması kolay olmayan bariyerler bıraktı. Seçim ortamı da elbette, benzer anlayışın matematiksel karşılığı gibiydi.
651 kongre üyesinin oy kullanacağı kongrede toplamda 450’ye yakın aday talip oldu. Ertesi günün ilk ışıklarıyla sonuçlanan kongre, Türkiye’ye ışık olacak kavramsal açılımları yaratmaktan ise hayli uzaktı.
Ülke hayli zorlu sosyal, siyasi ve ekonomik koşulların içinden geçiyordu ama bu konudaki kaygılar konuşulmadı bile. Mesela kongre bu konulara dair mutlaka bir sonuç bildirgesi yayınlamalıydı. Ortaklaştırılan inançlar, görüşler, öneriler İzmir’in sesine dönüşmeliydi.
Ama yine kavramlar yerine, kişiler ve olaylar tartışıldı. Siyasi parti kongrelerinin ülkemizdeki kronik hastalığı bir kez daha nüksetti. Keşke yenilenme ve değişim için temel olan yapısal ve ideolojik tartışma zemini bu kez yaratılsaydı.
Demokrasinin kalesi olarak nitelendirilen ve CHP’nin ülke genelinde ön aldığı en büyük kentinde gerçekleşen kongrenin niteliksel hali bu olmamalıydı..
SÖZÜ İZMİR SÖYLEMELİ
Dilerim bu pankarta imza atan ve şimdi il başkanı olan Alaattin Yüksel, bu eksikleri telafi eder. Ocak ayı ortasında gerçekleştirilecek CHP kurultayına kadar İzmir’in deneyimlerinden, yenilenmenin sinerjisinden yola çıkarak kurultaya taşınacak önerileri, görüşleri üretir.
Uzun süredir Ankara’dan bizzat yönlendirilmek istenen kent siyasetini, buradaki yerel dinamiklerin üzerine oturtur.
Şahsen, ne tabandaki kırıkların tedavisinin ne de farklı dar grupların bütünleşerek oluşturacağı sert muhalefetin deneyimli il başkanı Yüksel’i çok zorlayacağını düşünmüyorum. Onun asıl sınavı, İzmir’in Türkiye’ye simge olan demokratik duruşunun hak ettiği ağırlığı Ankara’ya taşımasıdır. İşte ancak o zaman İzmir, Türkiye’ye ışık tutar.