Yorumsuz!
Bizim hala demokratik bir anayasamız yok!
Biz hala kimlikler sorunun içinde boğuşuyoruz!
Yargımız yasasıyla, hukukuyla, alt yapısıyla ve zihniyetiyle yerlerde sürünüyor!
Siyasetçilerimizin çok büyük bir bölümü, bırakın geleceği, günümüzü dahi okuyamıyorlar!
Oligarşik devlet ve onun korporatist yapıları, iktisadi alanda küreselleşmenin ve sermayenin iç dinamiklerinin zorlamasıyla kısmen tasfiye edilse de, ne yasalardan, ne siyasetten, ne de eğitimden tasfiye edilemedi!
Bal tutanlar parmağını yalamaya devam ediyor ve özellikle İstanbul’un üzerine beton dökülüyor!
Biz yıkılan paradigmaların yerine yenilerini inşa edeceğimize, hala o paslı paradigmaların devamında ısrar ederek, aslında onun altında kalıyor ve enerjimizin büyük kısmını saçma sapan çekişmelerde yitiriyoruz!
Neden?
Birçok neden sayılabilir.
Yorum yapmayacağım, birkaç soru ortaya atacağım.
Aşağıdaki sözlerin tümü ya da bir kısmı uydurulmuş sözler midir; değilse, kime ait olabilir?
Türk milliyetçiliği ırka dayanır mı, dayanmaz mı?
Bu sözlerin anlayışla yapılan bir eğitimden ve kurgulanan tarihten, genel olarak nasıl bir toplumsal zihniyet oluşur?
Bu sözlerin bugünkü sorunlarımızla bir ilgisi var mı?
“Biz doğrudan doğruya milliyetperveriz ve Türk milliyetçisiyiz. Cumhuriyetimizin dayanağı Türk topluluğudur. Bu topluluğun fertleri ne kadar Türk kültürüyle dolu olursa, o topluluğa dayanan cumhuriyet de o kadar kuvvetli olur.
Ben her şeyden önce bir Türk milliyetçisiyim. Böyle doğdum. Böyle öleceğim.
Türk birliğinin, bir gün hakikat olacağına inancım vardır. Yarının tarihi, yeni fasıllarını Türk birliğiyle açacaktır. Türk'ün varlığı bu köhne âleme yeni ufuklar açacak, güneş ne demek, ufuk ne demek, o zaman görülecek.
Yüksel Türk! Senin için yüksekliğin hududu yoktur. İşte parola budur.
Taş kırılır, Tunç erir, ama Türklük ebedidir.
Türk çetin işler başarmak için yaratılmıştır.
Türkiye Türklerindir.
Kanını taşıyandan başkasına inanma.
Dünya yüzünde, Türk'ten daha büyük, ondan daha eski, ondan daha temiz bir millet yoktur ve bütün insanlık tarihinde görülmemiştir.
Bir gün, ressamlar Türk'ün simasını kaybederlerse, Yıldırım'ı alsınlar, yapıversinler.
Milli benliğini bulamayan milletler, başka milletlerin avı olacaklardır.
Türklerin yaşadıkları her yer misak-ı milli hudutları içindedir.
Hayattaki yegâne üstünlüğüm Türk doğmaktır.
Bu ülke, tarihte Türk'tü, bugün de Türk'tür ve sonsuza dek Türk olarak yaşayacaktır.
Türk, Türk olduğu için asildir.
Diyarbakırlı, Vanlı, Erzurumlu, Trabzonlu, Trakyalı ve Makedonyalı hep bir ırkın evlatları, hep aynı cevherin damarlarıdır.
Büyük devletler kuran ecdadımız, büyük ve şümullü medeniyetlere de sahip olmuştur. Bunu aramak, tetkik etmek, Türklüğe ve cihana bildirmek bizler için bir borçtur.
Türk çocuğu ecdadını tanıdıkça daha büyük işler yapmak için kendinde kuvvet bulacaktır.”