Yönetim Bilimine Doğanın Katkısı
Ağustosun ilk haftasında piyasaya çıkan Peter Miller’in Smart Swarm – Akıllı Arılar – isimli kitabı doğadaki hayvanlardan insanları ve şirketleri yőnetme konusunda çok şey őğrenilebileceğine işaret etmektedir. Bu kitabında Miller, hayvanların yaptıklarından, alışkanlıklarından ve içgűdűlerinden őğrenilebileceklerle yőneticilerin yőnetim biçimleri konusunda farklılık yaratabileceğini savunmaktadır.
Belirtildiğine gőre, Miller’in National Geography’de, Senior Editor olarak, bir kaç yıl őnce yazdıği bu konudaki bir yazısı 30 milyon kişi tarafından okunmuştur. Bu kitabının da bűyűk bir ilgi gőreceği beklenmektedir. (Louisa Peacock; The Sunday Telegraph; 01.08.2010).
Miller “karınca kolonilerinin ya da arıların çalışmalarının biyolojisi, şirket organizasyonu ve sistemleri için yeni modellerin yaratılmasına yardımcı olabilir.” diyor ve “karıncalar yőnetim kurulu toplantılarını nasıl yőnetebilir?” sorusunu da onların birlikte çalışmadan őnce bağımsız hareket ettiği şeklinde yanıtlıyor. Ve şőyle bir őrnek veriyor;
5000 arının bir ağacın dalında asılı arı kovanında yer bulmak ve korunmak için uğraştığını dűşűnűnűz. Onlar bu koloninin çok bűyűdűğűnűn ve tehdit altına girdiğinin farkındalar. Yeni bir yurt bulmak ve bunu da çok çabuk bulmak zorunda olduklarını biliyorlar. Fakat bu her birinin onayı ile varılacak bir karar. İlkin onlar bir sorunları olduğunu kabul ediyor, sonra çevrede potansiyel bir yeni kuruluş yeri arıyor ve buluyorlar. Sonra geri gelerek arkalarından diğerlerinin gelmesini sağlamak için dans etmeye başlıyorlar. En iyi dansı yapanın peşine takılanlar, diğer bir deyişle en çok oy kazananın peşinde, yeni bir kovan yapmak için, eski yerlerinden ayrılıyorlar.
Miller’e gőre toplantılarda yőneticiler , toplantıya katılanların konuşmasını teşvik etmelidir. En iyi őnerinin hangisi olduğu konusunda oylama yapmalıdır.Bőylece o fikrin, o őnerinin uygulama evresinde başarı olasılığı artmış olur. Arı őrneğinde olduğu gibi bir yőneticinin değişik dűşűncede olan kişilerden kurulu bir takımı olmalıdır. Bőylece değişik yaklaşım ve gőrűşleri toplama ve içinden en iyisini seçme olanağı bulunacaktır.
Diğer yandan karıncaların hayatı, firmaların bir işi organize etmesi ve iş akışını akıllı bir şekilde sağlaması için çok iyi bir őrnek olabilir. Karıncalar kendi kendilerini organize etmekte , çevreye ve biribirine çok çabuk uyum sağlamaktadırlar. Tek bir karıncanın kendi başına dolaptaki yiyeceğe hűcum etmesi çok zordur. Fakat diğer karıncalarla sağladığı iletişim yoluyla kendisini takip etmelerini başarmakta, hep birlikte bir –supply chain- tedarik zinciri oluşturmaktadırlar. Bir kısmı yiyecek arar ve bu zinciri sağlarken , bir kısım karınca da yavrulara bakmaktadir.
Miller’e gőre bu da bir yőneticiye bir bűrokratik yapının olduğunu, bu yapıda kademeler bulunduğunu ve bunlar yoluyla işlerin başarıldiğını gőstermektedir.
Ren geyiklerinin bir sűrű halinde, fakat tek bir geyikgibi davranış gőstermesi ve sűrű halinde giden balıkların, çok hızli bir şekilde hareket ederken ansızın yőn değistirebilmelerinin eş gűdűmű, doğadan alınacak başka őrneklerdir.
Miller, eğer, őnűműzdeki yılların olası ekonomik krizlerine karşı hazırlıklı olmak isteniyorsa, doğadan alınacak çok ders olduğuna işaret etmektedir. Alınacak dersler yalnız kâr amaçlı organizasyonları ve şirketleri değil aynı zamanda sivil toplum őrgűtlerini de ilgilendirmelidir.