Yollular, Yolsuzlar ve SEN!
Sen, evet SEN,
Yani ben, sen o, biz, siz onlar.
Herkes işte. Yolcular, yollular, yolsuzlar, yola yapışan veya yapışamayan alayınız, alayımız.
Öyle bir şey ki bu Türk dilinde. Pozitif ek alanı negatif, negatif ek alanı da yine negatif yerleşmiş kültürümüze.
Yol başlı başına masum bir sözcük. İnsanların yer değiştirme ihtiyacına karşılık veren, daha önce başkalarının aynı yerden aynı istikamette geçtiği su, demir, kara ve hava ortamlarıdır.*
Yolcuyu, yola düşmüş bir veya birden fazla kişi olarak tanımladıktan sonra pazar yazımızın konusuna dönelim.
Başlıktan zaten anlamışsınızdır. Dr. Fidan, yine iğnesini çıkarmaya hazırlanıyor diye.
iyi de ben ne yapayım. Türkçe bu sözcükleri öyle bir üretmiş ki, YOLLU olmak ta kötü, YOLSUZ olmak ta kötü.
Yol ve SEN bir araya geldiğinde LU ekine de yapışsan, SIZ ekine de yapışsan çare yok. Neye yapışırsan yapış KÖTÜ sün bir kere.
Hiç olmazsa yollu sözcüğünü masum bıraksalardı. Bu sözcüğü bile fahişe yapıp çıkmışız alayımız. Oysa ki, YOLLUya ne güzel anlam yüklenebilirdi.
İşinde gücünde, yolundan ayrılmayan, istikrarlı, sebatlı, azimli anlamları yükleyebilirdik. Ama ne çare olan olmuş. Yollu sözcüğünün karizması çizilmiş bir kere. Kim kendine yollu denmesini ister? Kimse istemez tabi. Çünkü bilir ki kendine YARAMAZ, YOLUNU SAPITMIŞ BİRİ demek istiyorlardır. Bakın ne oldu, YOLLU sözcüğü, aslında gizli olarak yolsuz, sapık, kötü yolda anlamını yüklenmiş çoktan. Sanırım yüzyıllardan beri aynı anlamı taşımış yorulmadan zavallı sözcük.
Yolsuz sözcüğü neyse ki içi dışı başka değil. Adı ve eki üzerinde yolSUZ. Yani sapmış, yanlış işlere girmiş, usulüne uymamış, şirazeden (ölçüden) çıkmış anlamını taşıyor, hem cismiyle hem ismiyle.
Pekiiii, yolsuzluk meziyet yolluluk ta meziyet olmuşsa SEN yani BEN, yani BİZ, yola düşmüşsek kendimize hangi eki alabiliriz.
Cevap: Hiç bir eki. Çünkü yollu denmesini istemeyeceğiz kendimize, yolsuz denmesini hiç istemeyeceğiz. O zaman YOL ile anılmak istemeyeceğiz.
YOLSUZLUĞUN YOLLULUK OLDUĞU DÖNEMİN YOLDA KALMIŞ 'BİZ'LERİ,
Masum ve namuslu kalmak için, dürüst kalmak için direndikçe enayi veya aptal yerine konuldukça, kimsenin kötülüğünü istemedikçe başımız göğe ermiyor. Ermiyor işte. Habire ayağımızın altına muz kabuğu veya sabun koyuyorlar veya yağ döküyorlar ayağımız kaysın düşelim, namusluların dik duruşları boş kalsın, yollular rahatlıkla YOLSUZLUK yapabilsin, çalıp çırpsın diye.
Offf offf, bir pazar yazısını daha zehir ettim. Oysa ki yazıya başlarken sizleri güldürmeye ve rahatlatmaya niyetlenmiştim. Nerdeeee. Sanırım tükrük bezlerim geliştikçe limon yiye yiye, rehabilitasyon içerikli yazılarımı salgılayan PEMBE TABLOLAR ÜRETME HORMONUm tıkanmış veya dumura uğramış.
Heyyy SENN, Dr. Fidan'ın pembe tablolar üretme hormonunu canlandırması için bir önerin var mı. Bak itiraf ediyorum. Yazar olarak okurlarımdan, yani SİZ lerden destek istiyorum. Onlarca yıldır sizlerleyim. Şu garibe yardım edin. Pembe rengine karşı körleştim. Yeşil ve pembe renklerini bulanık görüyorum dostlar.
Medet. Şu garibe rehabilitasyon hizmeti veren yok mu?
Ne yani yollu mu olayım ya da YOLSUZ mu. Hayırrrrrrrrr!
Sağlıcakla ve yolluca yaşayın efendim. Bu sefer ben yolluca derken, mutluluğunuz daim yolunda gitsin deyû dua ettim. Sevgilerimle.
______________________
* Yol'un tanımında daha önce birilerinin o istikamette oradan geçip geçmediği görecelidir. Bazıları, hiç kimse o istikamette oradan geçmese de bir kişinin o yerden veya ortamdan geçmiş olmasına yol'un tanımının oluşması açısından yeterli görmekte ise de, çoğunluk, 'yol' tanımından bahsedebilmek için, o ortamdan daha önce en az bir kişinin geçmiş olmasını veya hiç kimse geçmese de yol amacıyla oranın belirlenmiş olmasını yeterli görmektedir.
Not:
Bu yazı, https://www.bilgiagi.net, www.timeturk.com, http://www.bilgievreni.com, http://www.siyasalforum.org, http://www.gercekgazete.web.tr, www.bolgeselhaber.com, www.sinematur.com, www.ahmetfidan.com ile, Kuzey, Gazete Gerçek, vb. kağıt bası gazetelerde yayınlanmaktadır. Yazarın izni olmaksızın başka hiçbir yayın organında kaynak veya dipnot göstermeksizin kısmen veya tamamen alınamaz, çoğaltılamaz.