Yol İnsan Olmaktan Geçiyorsa
İçini ısıtacak bir çift söze sevgiyle bakan iki göze o kadar ihtiyaç duyarsın ki, ağır adımlarla yürürken bu iki gözü ararsın ama ne yazık ki bulmazsın. Gün yavaşça batarken ufuktan, yuvasına doğru süzülen bir küçük kuş takılır gözlerine. Zorla ayakta duran tahta banka oturur bir sigara yakarsın.
Derin bir iç çekersin ve yürümeye
başlarsın amaçsızca, nereye gideceğini bilmeden yorgun adımlarla ilerlersin kafanda bin bir düşünce hangisine cevap vereceğini bile şaşırırsın. Birilerine sığınmak ve avunmak istersin hani bir çocuğun başını okşarsında seviniri ya onun gibi sevinmek, avunmak istersin.
Duman duman çekerken içine yanmışlıkları, hasreti ve özlemi bir kez daha kanatırsın yaralarını sızlamaya başlar her bir yanın. Fakat yüreğinde ki yaranın sancısı daha ağırdır unutturur diğerlerini.
O an her şey için bir veda vaktidir ve sözün bittiği yerdir aslında, ne yaşanan anılar ne kurulan hayaller kalır gönüllerinizde. Yüreğinizin yavaş yavaş acıyla eridiğine şahit olursunuz, içiniz daralır, bedeninize sığmazsınız.
Tıpkı onu ilk gördüğünüzdeki gibi çarpar kalbiniz ama bu sefer acı ve kederle atmaktadır. Nereye kaçacağınızı, kime sarılacağınızı, neyle avunacağınızı bilemezsiniz. Öyle olur ki sen bu hasretin içindeyken, kalbini kıran, gururunu inciten acı olaylar geçer aklından, bir karar verme noktasına gelirsin.
İçindeki intikam hırsı şimdiye kadar beslediğiniz bütün güzel duygularınızı ve yaşamın verdiği bütün güzellikleri siler götürür. Birçok hesaplar yaparsın, toplarsın, bölersin, çarparsın ve çıkarırsın ama hiç beklediğin sonuç çıkmaz.
Hangi tarafından bakarsan bak yine sen üzülecek, sen yorulacaksın. Tekrar sızlamaya başlayacak açılan yaraların. Yaratana sığınıp gömeceksin içine sığdıramazsan da.
Kime isyan edeceğini bilemeyecek kadar bir birine girecek duyguların, hislerin ve hırsların. Üstesinden gelmek için en doğru olanı bulmaya çalışacaksın. Güvenilir bir dal aramaya koyulacaksın hayatında ki hayal kırıklıklarının vermiş olduğu yorgunlukla tekrar dimdik ayakta durmak için direneceksin.
Namerde boyun eğmemek, zalime fırsat vermemek, vefasıza aman dilememek için daha güçlü olmanın yollarını arayacaksın. Sana verilmiş olan aklın ve iradenin en doğru yerde kullanılmasının gereğine inanacaksın. Evet, inanmalısın ki insan olmanın icaplarını yaşayabilesin.
Kötüler içinde iyi olmak, bunca çirkinlikler içinde güzeli bulmak, yanlışlar içinde doğruyu seçmek zor iştir. İşte bu zor işi başarabiliyorsan ayaktasın, hayatın ağır yüküne karşı mücadele vermenin huzuru içindesin.
Değer vermek, sevmek, takdir etmek her şeye rağmen güzel duygular. Fakat seni sana bırakmazlar ki bu duygularını en temiz biçimde yaşatasın. Ama her ne olursa olsun insanca düşünmek ve insanca yaşamak yine en doğrusudur. Şerefsizle şerefsiz olunmayacağı gibi, namertle de namert olunmamalı.
Mükemmel insan olmanın, vefalı ve fedakâr olmanın ödülü mutlaka görülecektir.
Hislerimiz ve hırslarımız bizi ne kadar olumsuzluğa itse de yine doğru olandan ayrılmamak, karakterini ve asaletini bozmak yakışmaz insanlığa. Gün gelecek kim ne ektiyse onu biçecektir. Asıl olan insanlık baki kalacaktır. Eğer ki vefa dostta ise dost olmayanları düşünmek bile değemez. Dost olanları yanımızda bulabiliyorsak, gönlümüzde saklayabiliyorsak bu fani dünyanın aldatıcı parıltılarına, içimize kin ve hırs dolmasına sebep olan insanlar değer vermenin de bir anlamı olmayacaktır.
Kendi doğru bildiğin yolda hayatını devam ettirmek, yaşamın vazgeçilmez güzellikleri olacaktır.
Sözün özü muhannete boyun eğilmeyeceği gibi vefasıza da değer vermeyeceksin. İnsan olan insan, dost olan dost vefalıdır. Eğer insan ve dost değilse onda vefa aramanın faydası da olmayacaktır.
Çoğu insan, ne intikam ve kin hırsı beslemeye, ne de insan yerine bile koymaya bile değmiyor. Yol insan olmaktan geçiyorsa kişi de insan olduğunu bilmeli ve insan gibi yaşamalı. Sevgi,saygı,merhamet her şey bunun içindedir.