20 gün önce, 15 Ekim 2015 tarihinde; “Neden ısmarlama ihaleler için, teknik şartnameler hazırlanır?” başlığı ile Avcılar Belediyesi’nin 19 Ekim’de gerçekleştirdiği 30 aylık ve yaklaşık değeri 20 milyonluk Park Bahçeler Müdürlüğü ihalesiyle ilgili bir iddiayı gündeme getirmiştim.
Ve şunları yazmıştım:
Yeni bir ihale yeni bir şaibe iddiası
Dün bir haber yaptık.
“Yeni bir ihale, yeni bir şaibe” diye.
Avcılar Belediyesi, 30 aylığına park bahçeler hizmetleri için bir ihale yapıyor.
İhale ısmarlama hazırlanmış iddiamız ortada…
Alacak firma belli…
Adres belli…
Teknik şartname alacak firmanın elindeki araçlara göre hazırlanmış.
Fiyatı bile belli, aşağı yukarı…
İddialar yenilir yutulur değil… Aldığımız bilgiler içeriden…
Ayın 19’unda ihale yapıldığında yazdıklarımızın doğru olup olmadığını göreceğiz…
Ya ihaleyi erteleyecekler ya da ihaleyi ısmarlama şartname düzenlenen firmaya verecekler.
****
Yazımızın son bölümünü ise şöyle bitirmiştim: “19 Ekim 2015 tarihinde Avcılar Belediye İhale Komisyon Salonu’nda yapılacak ihaleyi takip edin. Biz takipçisi olacağız. Yanılırsak kamuoyundan özür dileriz. Aynı zamanda da birşeyin de önüne geçmiş oluruz.”
****
Ve 20 gündür gazetemizde yaptığımız habere ve köşe yazıma rağmen; ismini verdiğimiz firma da dahil, Avcılar Belediyesi yetkililerinden tık çıkmamıştı.
Yeniden soralım:
O tarihte ihale yapıldı mı?
İhaleye kaç firma katıldı?
İhaleyi kim aldı?
Park Bahçeler ihalesi iptal ediliyormuş!
Ve yanıt dün geldi. Tabi yetkililerden değil…
Her zaman ki gibi namuslu, dürüst Avcılar Belediye çalışanlarından mesaj aldık.
İhale yapılmış.
İhaleye adrese teslim ihale için verecekleri firmaya göre, teknik şartnameyi de hazırlamalarına rağmen kazanamamış.
Oyun bozulmuş.
Bir başka firma, tüm hesaplara rağmen ihaleye girmiş ve teklif vermiş, oyunu bozmuş.
Ancak aynı çöp ihalesinde yaptıkları gibi, ihaleyi iptal edeceklermiş ihale komisyonu yetkilileri…
Yakında kararlarını açıklayacaklar ve yeniden ihale yapacaklarmış!
Bana bilgiyi ulaştıran namuslu bürokrat ne yazmış biliyor musunuz?
“Şayet düşük teklif veren firmaya verilseydi, milyonlarca para belediyenin kasasında kalacaktı.”
****
Hey Allahım…
Nasıl bir aymazlık bu…
Çöp ihalesinde de insan pay çıkarmaz mı?
Görülen o ki, gözlerine perde çekilmiş…
Gözleri kararmış!
****
Bekleyin…
Daha önce de yazdım..
Eski Türkiye değil artık…
Mayıs 2016 diye tarihe not düşmüştüm.
****
Bekleyin…
Seçimlerden dolayı ertelenen bir takım şeyler birkaç ay içersinde yapılacak…
Çünkü o kadar her şey alenen yapılıyor ki…
Duyduklarım, görüşmelerim rüya değilse gereken yapılacak…
Ve o gün söylenecekleri bugünden duyabiliyorum…
****
Bu ülkenin öyle ya da böyle düzeleceğine umudumu koruyorum.
Korkmayın…
Türkiye asla eskisinden kötü olmayacak…
Ve gelişmiş bir demokrasiye kavuşacağız.
Çözeceğiz eski Türkiye’nin tüm sorunlarını…
Yeter ki, tüm önyargılarınızı terk edin…
Ve ötekine karşı çıkarken, kendi içinize de bir dönün…
Öteki gördüklerinizin yaptıklarına değil, sizden olanların yaptıklarına bi bakın…
Ve kalkın ayağa.. Ötekinin eksiklikleri için ayağa kalkmak samimi olacak, o zaman…Tabi ötekinin iyi yaptıklarını söyleyebilme ve övebilme cesaretini gösterelim…
İşte o zaman sorun kalmayacak… Eleştirilerimizinde anlamı olacak…
Hırsız hırsızdır… Senin ki bizim ki yoktur
Yine aynı yazıda şunları belirtmiştim.
“Utanmaları da yok…
Arsızlar…
Ülkenin soyulmasından şikayetçiler, ancak kendileri de soyuyorlar…
Erdoğan’a diktatör diyorlar, ancak kendileri de bir diktatörden farklı değiller…
İktidar partisine hırsız diyorlar, ancak kendileri de soymaya devam ediyorlar…
Birilerinin çaldıklarının yanında kendi çaldıklarının, devede kulak kaldığını iddia ederek kendi hırsızlıklarına mazeret buluyorlar.
Birilerinin hırsızları için demediklerini bırakmıyorlar, kendi hırsızları için methiyeler düzüyorlar.
Birilerinin hırsızlıkları için dünyayı ayağa kaldırıyorlar, kendi hırsızları için süt dökmüş kediye dönüyorlar…”
****
“Hırsızların yöntemleri aynı…
Hepsi aynı yerden besleniyorlar…
Şiddeti sevenlerin de yöntemleri aynı…
Onlarda aynı yerden besleniyorlar…
Başkalarının şiddeti için demediklerini bırakmıyorlar, kendi şiddetleri için “devrimci şiddet” diyerek methiyeler düzüyorlar.
Sürdürülen savaşa “kirli savaş” diyerek savaşın temizi olabilirmiş gibi “haklı savaş” diye kavramlar üretiyorlar… Sanki şiddetin iyisi, kötüsü, savaşın iyisi kötüsü varmış gibi…”
****
“Sizin ki iyi ötekinin kötü olmaz…
Bir şey kötüyse kötüdür…
Bir şey iyiyse iyidir…
Sen kullandığın zaman iyi, öteki kullandığı için şiddet ve savaş iyi olamaz…
Sen çaldığın için iyi, öteki çaldığı için kötü olamaz…
Devleti soymak, milletin hakkını gasp etmek ahlaksızlıktır…
Sen yapınca iyi olmaz…
Ahlaksızlık ahlaksızlıktır… Hırsızlık hırsızlıktır…”
Son söz: Değiştireceğiz zihniyetlerimizi… Değiştireceğiz önyargılarımızı… Ve değiştireceğiz hırsız üreten sistemi… Hırsızlığı ve yolsuzluğu da gelişmiş ülkelerin seviyesine çekeceğiz. Bekleyin az kaldı…