Yimek/te misiniz!
Son zamanlarda reytingleri tavana zıplatan, öğlen kuşağı programı (yaparız yediririz, buldukça bulanırız…) yemekteyiz yarışması. Nedir? Allah aşkına, beş kişiyi seçmişler neye göre seçildiği belli değil, amacı sapmış program.
Amaç; değişik yörelerde, değişik yemekleri daha renkli bir konseptte seyirciye ulaştırmak. Bu mudur?
E o zaman bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu. Yarışma gereği üç saatte hepimizin bildiği hazırlanan yemekler, tadına bakılmak üzere diğer yarışmacılara sunuluyor. Ama nasıl sunulmuş ayrı kristal bardaklar, tatlı kaşığından yemek kaşığına kadar yerleri milim sekmeden yerleştirilmiş süsleme sanatının alasını güya kullanarak (adı görsellik) Onca alışveriş, onca malzeme, Onca emek; bir tadımlık için…
Diğer taraftan televizyon başında en çok reytingi artıran çoğunluğun ev hanımlarının ve kırsal kesimde yaşayan, kıt kanaat geçinen, ellerindeki malzemeleri denkleştirip, akşama gene ne yemek yapsam diye düşünen, şükürler olsun bu akşamda doyduk diyen insanlar topluluğu…
İnsanoğlunun 21. asra süratle yaklaştığı şu günlerde, açlık bütün insanlığın endişesiyken bu tip yarışmaların israfı tetiklediği anlamına gelmez mi, program sonunda da sokak hayvanlarına verilmek üzere toplandığı söyleniyor hakaret eder gibi; İstanbul’da yıllık israf edilen 28.362.960 adet ekmeğin tutarı 1.701.777.600 liraya varıyor. Bu parayla nice sokak hayvanlarına barınak ve işsiz veterinerlere iş imkanı sağlanamaz mı? Ankara’da ise bu miktar günde 15 bin ekmektir. Diğer vilayetlerimizde de ekmek israfı oldukça fazladır. Ekmeğin yanında buğday ve diğer hububatın hasadı sırasında iki buçuk milyarı aşan senelik israf vardır. Birleşmiş milletlerin çeşitli kuruluşlarının raporlarına göre, her gün dünyada 40 bin çocuk israftan gelen açlık ve gıdaların zengin devletlerce fakirlere yollanmamasından ve senede 19 milyon çocuk yeterli beslenemediği için ölmektedir. Halen 450 milyon insan açlıkla karşı karşıyadır. Bunlardan 50 milyonu yeterli gıda alamadığı için ölmektedir. Açlık tehlikesine maruz kalan insanların sayısı 1 milyara yakındır.
Bilhassa otuz bir fakir ülke açlık tehlikesine en çok maruzdur. Bu veriler sade ce ekmek için söylenmiş. Öte yandan atılan sebze ve meyvenin haddi hesabı yok … Şimdi toplu yaşam alanımız dünyada kanıtlanmış israf gerçeği varken, bu ne lüks yemekteyiz yarışması? Birde kendilerini haklı çıkarma çabasıyla, israflarına hayvanları alet etmeleri ne ayıp, ne zavallı bir özür ve kabahatinden büyük. Ne acı dır ki, geçmiş bu hataların örnekleriyle dolu; Açlıktan insanların en çok telef oldukları 1973—74 yıllarında dünyada istihsal edilen 1200 milyon ton tahılın 400 milyon tonunu zengin ülkeler hayvanlarına yem olarak yedirmişlerdir. Bir yanda milyonlarca insan açlıktan ölürken, diğer yandan dünya tahıl istihsalinin üçte birisi kitle ölümlerini haklı çıkarmayacak yerlere harcanmıştır.
Şu anda dünyada istihsal edilen gıda maddeleri dünya nüfusunun 10 katını besleyecek miktardadır. Lütfen kendi adımıza israftan kaçınalım ve bu tip programlara prim vermeyelim seyretmemek bizim elimizde biz izlemezsek bu tip programlar yayından kalkacaktır.
Son olarak şu beyanı söylemeden geçemeyeceğim Yüce Allah (cc) diyor ki “yiyiniz içiniz, israf etmeyiniz”…
güzel bir inceleme ve eleştiri yazısıydı...kutlarım...
Kasım 29th, 2010 at 15:24çok başarılı
yeter insanları kandıramazsınız bu tip yayınlarla ancak gözlerini işte böyle açarsınız...
teşekkürler Ayşe hanım.
Kasım 29th, 2010 at 16:49Ayşecim eline ve yüreğine sağlık içten ve samimi bir anlatımla yine sur serptin gönlümüze.
Kasım 29th, 2010 at 20:25Tv deki saçma sapan programlardan öylesine bıktık ki artık yeter demenin zamanı geldi de geçiyor bile..
selam ve dua ile
yemeklerin ekmeklerin israfina bende karşiyim
Aralık 1st, 2010 at 10:14merhaba ayşe hanım
Aralık 10th, 2010 at 01:22televizyon kanallarındaki reyting savaşları yüzünden kanal yöneticileri artık ne yapacaklarını şaşırmış durumdalar ki toplumun temeli aile gibi kutsal bir kurumun bile çöpçatan programları ile ayağa düşmesi mi yoksa sizin ele aldığınız yemekteyiz programı mı? israf haramdır.
fazla söze gerek yok
tebrikler saygılarımla...
önemli bir konuyu işlemiş ayşe hanım; benim de izlemeden duramadığım bu yarışma aslında biraz daha ince ayardan geçmesi gerekiyor..
Aralık 12th, 2010 at 18:19