Yılın İlk Yazısı İle “Bismillah” Diyelim
Yepyeni umutların yeşerdiği, her türlü beklentinin bir yıl daha süreceği yeni bir yıla bugün ile adım attık.
İşimizin rast gitmesi için ilk yazımıza da “Bismillah” diyerek başlamanın huzuru ile yine bir yıl daha kazasız-belasız sizlerle buluşmanın dileği içerisindeyiz.
Her yeni yıla ilk adım atış, bizim de bir yaş aldığımızın göstergesi olmaktadır.
Şu anda elinizde tuttuğunuz Güney Marmara’da Yaşam Gazetesi, dolu dolu 7 yaşını bitirip, 8 yaşından gün almış bulunmaktadır
Çok uzun soluklu bir basın yaşamı içerisinde çok küçük sayılabilecek bu yaş için geriye dönüp baktığımızda aslında söylenecek o kadar çok söz var ki, hangi birinden başlayalım diye de tereddüt ediyorum.
Henüz delikanlı olduğumuzu dahi söyleyemediğimiz böylesine bir yaş için, mütevazilik gösterip, yeni yeni emeklemeye başlayan bir çocuk havasında diyelim de, Balıkesir’de 50’li yaşlarını deviren bizlerden çok daha eski ağabeylerimize de saygısızlık yapmış olmayalım.
Bugüne kadar kim bilir kaç bin kez yazılıp çizilmiştir, Anadolu’da gazetecilik yapmanız zorluğu. Yerel gazete çıkartıp, bir de günlük periyod içerisinde bu yayınlarınızı çıkararak, ayakta kalma mücadelesi vermek, her babayiğidin altından kalkacağı bir yatırım değildir.
Öncelikle her ne kadar ticari bir kuruluş olmasına karşın, eğer bu işe girişecek olan varsa, kâr etme amacını aklının köşesinden dahi geçirmemesi gerekir. Haa, ayakta kalıp çarkı döndürmesi bile çok büyük bir başarı sayılmalıdır.
Gönül mesleği olan gazetecilik içerisinde yer alıp da, daha sonra basının gücünü arkasına alıp da, bir takım yasal olmayan ihalelerde kendisine rant sağlamaya çalışanlar da yok değil midir, bizim sektör içerisinde? Tabii ki vardır. Bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da olacaktır mutlaka.
Doğaldır ki meslekleri gazetecilik olmadığı için, gazeteciliği fesatlık, karalamacılık ve ihale avcılığı olarak görenler, bir zaman sonra büyük bir başarı ile gizledikleri bu özelliklerini, toplum içerisinde daha fazla saklayamamanın da ıstırabını yaşarlar.
Bir söz vardır “takke düştü, kel göründü” örneğindeki gibi, bir zaman sonra bunların asıl amaçları da ortaya çıkınca, birer ikişer bu sektörden ayrılmak zorunda kalırlar. Çünkü, hem inandırıcılıklarını yitirdiklerinden, hem de gazeteciliği kamuoyunu bilgilendirmek değil, kendi ceplerini şişirmek olarak yaptıkları bilindiğinden, okur karşısında itibarlarını da kaybedip, basın çöplüğünde kendilerine ayrılan yeri almak üzere dışlanırlar.
Örnekleri çoktur bu tiyniyetteki kişilerin...
Kendi geçmişimize baktığımızda, Allah’a şükür en küçük bir menfaat için ne kalem oynatmışlığımız vardır, ne de herhangi bir rant amaçlı habercilik yaptığımız...
Bunların mutluluğu ve gururu ile yaşıyoruz.
Kendi yayın politikamız çerçevesinde mümkün olduğunca objektif kriterlere sadık kalmaya, kamuoyunu doğru bilgilendirmeye azami gayreti gösteriyoruz.
Dikkat ederseniz, yapıyoruz ediyoruz diye kesin ifadeler kullanmamaya da özen gösteriyorum.
Hepimiz insanız, hepimiz beşeriz yani...
Bilmeden, düşünmeden, farkına varmadan mutlaka bir hatamız olmuştur. İstemeden üzdüklerimiz olmuştur.
Ama bu gazetede, bilinçli olarak, planlanarak, tasarlanarak, herhangi bir beklenti uğruna, ne bir haber yapılmıştır, ne de bir köşe yazılmıştır.
Allah da, yapmayı nasip etmez inşallah.
Fakat, dediğimiz gibi farkına varmadan üzdüğümüz, kırdığımız olduysa da, ya düzeltme yazısı koymuş özür dilemişizdir, ya da bir şekilde telafi etmeye çalışmışızdır. Tabii ki, karşı tarafın haklı olması durumunda...
Yoksa, mesleğin ilkeleri arasında kamuoyunu bilgilendirmek olduğu kadar, kamuoyunun çıkarlarını korumak da yattığından, kamuoyunun çıkarlarına karşı olanlara yönelik yapılan haberler olmuştur, olacaktır da... Beraberinde köşe yazıları da...
Bunlardan geri adım atmak asla söz konusu olamaz. Attırmak da hiç kimsenin haddi değildir.
Arşivlerimize baktığımızda, gönül rahatlığı ile hizmet ettiğimiz topluma en geniş bilgileri, en doğru haberleri, en gerçekçi yorumları yapmanın mutluluğu ve gururunu da yaşadığımızı söylemek, belki biraz mütevazilik ölçülerinin dışına çıkıyor, ama sizlerin de hoşgörüsüne sığınarak, bu gururu da yaşadığımızı açıkça belirtmek istiyorum.
Bugüne kadar hiç kimse, bu gazeteye “yalan haber” yaptınız diye ne bir düzeltme ne de bir tekzip gönderememiştir. Bir istisna hariç. Onun da, tam anlamıyla bir hukuk skandalı olduğunu da itiraf etmeliyim. Ne yapalım ki, burası Türkiye!..
Geçmiş yayınlarımızdan güç alıp, bu yayınlarımız doğrultusunda Bandırma’nın amiral gemisi hüviyetini çok erken yaşlarda üstlenen Güney Marmara’da Yaşam Gazetesi, bu ilkelerinden ödün vermeden, bu yayın politikasını 2008 yılında da sürdürecektir.
Her zaman olduğu gibi en doğru kantar olan okurlarımızla, daha uzur ömürlü birliktelik için, bir kez daha herkese mutlu yıllar...