Yetiştirdiği Çocukları Kızının Yerine Koydu
"Ay gibiyim ışık alan yüzümü gösteriyorum yaşama,
Meleklerden başka kimse görmez gözyaşlarımı..."
Aydınlık Gazetesi Spor Servisi Müdürü Sayın Hüseyin Kaya'nın Anneler Günü için yaptığı röportaj
Yetiştirdiği Çocukları Kızının Yerine Koydu
Nezahat Göçmen, Anneler Günü'nde kızını kaybetmiş... Öğretmen yazar ve iyi bir gözlemci. Kendini çocuklara, eğitime adayan Göçmen ‘Atatürkçü çocuklar yetiştiriyorum. Tüm çocukların annesiyim’ dedi.
13 yaşında 34’ü Türkiye birinciliği olmak üzere, 58 madalya sahibi olan engelli yüzücü Nil Şahin’in danışmanlığını yapan Nezahat Göçmen ile Anneler Günü’nü konuştuk. Amacımız genç yüzücüyle röportaj yapmaktı. Röportaj öncesinde Nezahat Göçmen’le sohbet ettik. Hayat öyküsü öyle ilginçti ki, elim ses kayıt cihazına gitti. NezahatGöçmen’in cümleleri bittikçe, sorularıma bir yenisi daha eklendi.
‘KEŞKE BÜTÜN ÇOCUKLARA EL UZATABİLSEM’
Nezahat Göçmen, öğretmen, yazar... Kızı Gizem’i 2009 yılında Anneler Günü’nde kaybetmiş. Anneler Günü’nün onun için farklı bir anlamı var. Hissettiklerine gelince... “İlk ve tek olmadığımı biliyorum. Kızım benim kalbimin misafiri. Asla gitmiyor. Her şeyde onu görüyorum. Yağan yağmurda, attığım adımda... Çiçeklerim var evde. Onlarla Gizemmiş gibi konuşuyorum. Onları yaşatmaya çalışıyorum” diyor. Göçmen, yasını içinde tutuyor. “Evladını kaybeden çok anne var. Ağlak olmak istemiyorum. Herkesin bir sıkıntısı var. Ne tarafa dönsen bir yaraya dokunuyorsun. Bu acı benim için çok değerli, bu acının bir adı yok. Bunu sıradanlaştırmak istemiyorum. Onu kendi özümde yaşamaya çalışıyorum. Her ölüm erkendir. Kızımın da yarım kalan işleri vardı. Ben onları tamamlamaya çalışıyorum. Sadece Nil Şahin değil, ülkem ve vatanım adına birçok çocuğun elinden tutmaya çalışıyorum.”
Nezahat Göçmen, bütün çocukları kendi kızının yerine koymuş. Diyor ki, “Hayatı her an doğmak olarak görüyorum. Çok şanslıyım. Farkındalık çok önemli. Kendi farkındalığımın farkındayım. Görevim ulvi. Bu çocukları yetiştirmek... Çocuklarla birlikte tekrar büyüyorum. Onların topluma akışı, bana geri dönüşü, çok büyük keyif veriyor. İki kere ikinin kaç ettiğini herkes öğretebilir. Her çocuk çarpım tablosunu öğrenebilir. Ama ben ülkem adına, cumhuriyetim adına Atatürkçü çocuklar yetiştiriyorum. Keşke bütün çocuklara el uzatabilsem... Ben bütün çocukların annesiyim. Her gün kötü kötü haberler okuyoruz. Berkin Elvan’ın hayatını kaybettiğini duyduğumda içim parçalandı. Annelerin yandığı ateşte bir gün kendileri de yanacak.”
Göçmen’in geleceğe ilişkin projeleri de var: “Bir program yapıp, Türkiye’de engellilerin sesini duyurmak, bu insanların sıkıntılarını dile getirmek, gerekirse insanların gözüne sokmak istiyorum. Tabii bu tür yayınlar göremiyoruz, örneğin spor alanında bir maçın kaç kaç bittiği, engelli bir çocuğun hayatından daha önemli gösteriliyor. Oysa orada bambaşka bir hikaye, bambaşka bir hayat var. Asıl dokunulması gereken yer burası. Dünyada sadece İsveç’te bir görme engelliler müzesi var. Türkiye’de neden olmasın? Bu şartları sağlamadan, engelli çocuklarımızdan tam donanımlı bir birey olmalarını beklemek, bu çocuklara yük bindirmekten başka neye yarar?”
Teşekkürler Hüseyin Kaya
Sayın Özlem Tolunay'ın yorumu
"Çok sevgili Nezahat Hanım, pırıltınız her yere ulaşıyor, her gönülde filiz veriyor. Biz de sayenizde farklılık yaşayan bir aileyiz ve sizi çok seviyoruz.Anneler günümüz kutlu olsun.."
Teşekkürler Özlem Tolunay...
Linki tıklayınız
http://www.aydinlikgazete.com/toplum/yetistirdigi-cocuklari-kizinin-yerine-koydu-h69621.html