Yerli Malı Yemeyenler
Ne zaman sınırlarımızın ötesinde bir hareketlenme olsa; içeriden de sesler yükseliyor. Tabii silah sesleriyle itiraz sesleri birbirine benzemiyor.
Ortadoğu’da ne zaman zulüm yapılsa ülkemizde ilk akla gelen şey “boykot”tur. Neyi boykot? Sözde İsrail destekli mamulleri. Niye? Onlara bu yolla zarar vereceğiz umuduyla. Peki, boykot ediyor muyuz? Hayır. Madem öyle niye şikayet ediyoruz. Biz bağırıp çağırınca “birileri” korkacak mı?
Bir gün internette çarşaf çarşaf liste. Şunlar Türk malları şunlar da almamamız gereken mamuller. Merak edip incelemek istedim. O da ne? Önce hangi tarafın bizim olduğuna dair kara veremedim. Şimdi burada adamların reklamı olmasın diye isim yazmayacağım ama sizin de elinize geçerse bir inceleyin!
Bir tarafı anladık. Yani bizden değilmiş. Peki ya bizimkiler? Onlar yani sözde bizimkiler hangi kafayla koymuşlar bu ne idüğü belli olmayan isimleri. Hem bana boykot et diyeceksin hem de senin verdiğin isim diğerlerinkinden farklı olmayacak. “hadi canım sende!” tabiri bu durumlar için söylenmiş olmalı.
Belikli askeri işgale lüzum kalmadan bizim idraklerimiz işgal edilmiş. Hatta esir edilmiş. Bu esaret zorla da olmamış. Gönüllü kölelik bizimkisi. Son zamanda çocuklarımıza verdiğimiz isimler bile hangi dilden olduğu belli değil. Son zamanda bir inceleyin 40 sene önce köylerimizde verilen saf Anadolu insanlarının taşıdığı isimleri sosyete veriyor şimdi. Burası uzun mesele geçelim.
Bir işi yaparken insan önce düşünür. Sen hangi dilden olduğu belli olmayan isimleri; iş yerlerine, sokak ve caddelere, çocuklarına ve çıkardığın mamullere vereceksin benden yabancı destekli mamulleri kullanmamı isteyeceksin. Hangisinin yerli hangisinin yabancı olduğu isminden anlaşılmıyor ki.
Savaşları bile sözle protesto eder hale geldik. Bildiğimiz tek şey bir şeyleri boykot etmek. Onda da başarılı değiliz zaten.
Sen tut millete söven kanalları seyret, giyeceklerin için marka ara, köye samanlık yap adını Fransızca, çorap ör markasın İtalyanca koy sonra tut İsrail mallarını kullanma de!
Olur…
Bir daha sefere dinlerim sizi.
Ülke baştan aşağı kültürel açıdan müstemleke ülkesi olmuş, ismi ecnebi, cismi sözde yerli olan ürünleri kullanmalıyız diye telkinde bulun!
Siz hiç Avrupa’da göçmenler hariç Avrupalının kendisinin kendi ülkesinin dışında bir şeye başka ülkeye ait bir isim verdiğini gördünüz mü?
Artık isimlerimiz bile yabancı mantıkla yazılıyor. Sevinirken bile “oley” diye sevinen bir milletin “bazı” mensuplarının çağrısı “sinek vızıltısından” öteye geçemez.
Sinek dedim de aklıma geldi. Yazın daha çok çoğalıyorlar. Bunların da yerlisi yabancısı oluyor mu?
Yabancı sineklere ve yabancı mantıklı sineklere hayır!
Haşerat deyip geçmeyin! Küçük ama aması var işte…