Yeniden Doğmak
Aslına bakarsanız her doğum bir hesaplaşmadır geçmişle.. Bu sefer olacaktır, olmalıdır. Her şey bunun üzerine kurulur.
Her doğum bir başlangıçtır…
Her başlangıç bir umut, her umut yarınlara açılan penceredir…
Umutlar hayallerle beslenir, hayallerle süslenir.
Hayaller yarınları güzelleştirmek, yarınları yaşanır hale getirmek için kurulur.
Siz hayalleri sadece gelecek için olduğunu sanmayınız. Mademki her hayal yeni bir başlangıcın, yeni hedeflerin yeşermesi içindir; mademki hayal, umutlarımız ve yarınlarımız içindir, o zaman geçmişten de bir şeyler taşıyor olmalıdır.
Her yeni teşebbüs, bir öncekinin devamı şeklinde tezahür eder. Hayallerin ulaştığı, umutların tükendiği şeylerdir öncekiler. Öncekiler bir mazi bir tarihtir. Geriye bakıldığında bir burukluğun hissedildiği geçmiştir öncekiler. Öncekiler bir gönül yarasıdır. Tükenmiş umuttur… Ne dönmek mümkündür geriye, ne unutmak mümkündür.
Yaradır geçmiş, bazen karadır. İyi yanları da hüzün verir kötü yanları da… İnce bir sızı, bir yutkunma, belli belirsiz yaş ve istemeyerek kim bilir isteyerek bir unutuştur… Kurtuluştur…
Belki kaçış, belki koşuştur tekrar ona doğru… Belki sona doğru…
Bazen emek, bazen zahmet, bazen rahmettir mazi… Bazen boşluk bazen hoşluktur. Uykusuz geceler, lokmasız sofralar, dostluklar, ihanetler, gamsızlıklar, arsızlıklar ve sevdalar… Bir hicran yarası, vuslatı bekleyen ve bir türlü gelmeyen, geçmeyen zamandır… Yamandır, yanandır, tarifsiz bir andır; anlardır geçmiş…
Doğumda hüzün olmaz. Doğum neşedir, beklemektir, hayaldir, hedeftir, umuttur…
Aslına bakarsanız her doğum bir hesaplaşmadır geçmişle… Bu sefer olacaktır, olmalıdır. Her şey bunun üzerine kurulur.
Hayallerin bitmesi hedeflerin bitmesi demektir… Umutların bitmesi hayatın bitmesidir…
Biz hayatı ne için yaşıyoruz?