Yeni Versiyon: Gezi Parkı Eylemleri !..
Önce; hükümetin, bütün kurum ve kuruluşları ile kamunun sahibi ve TC Tapusunun asaleten maliki; Sevgili ve değerli halkımızı aydınlatmak amacıyla bir girizgâh, (ön açıklama) yapalım: Nedir bu kıyametin odağı ve şeametin kaynağı gezi parkı?Mezkür park, İstanbul’un Beyoğlu İlçesi, Taksim Meydanı'nın kuzeydoğusunda yer almakta; Burada 1806 yılında Halil Paşa Topçu Kışlası yapıldı. 31 Mart 1909 kalkışmasının mihrakı ve karargâhı oldu, lânetlendi. 1922’de Stad’a çevrildi. Milli Takımın ilk futbol maçı, Romanya ile bu statta 26 Ekim 1923’ de oynandı. Maç 2-2 berabere sonuçlandı. Şehircilik uzmanı Henri Prost’un imar planı uyarı, mimari ve tarihi açıdan önemine rağmen kışla, 1940’da Vali Lütfi Kırdar’ca istimlâk edilerek yıkıldı ve İstanbul’un Cumhuriyet döneminde yapılan ilk park oldu. Günün son derece sınırlı imkânlarına rağmen çok güzel tanzim edildi; ağaçlar, yeşillik ve çiçeklerle bezendi. Mermer parmaklıklı merdivenler, Boğaziçi'ne bakan oturma mekânları, sağlam, zarif banklar, bakımlı çim sahaları, Gezi Parkı’nı cazibe merkezi haline getirdi. 1944'te dönemin Cumhurbaşkanı İnönü'nün at üzerindeki heykelinin kaidesi inşa edildi. Ancak heykel hiçbir zaman dikilemedi. 1950'de DP iktidara geldikten sonra da, atlı heykel uzun süre bir depoda bekletildi. Sonunda kaide söküldü. Heykel buraya değil, Maçka'daki Taşlık Parkı'na dikildi.
Buna rağmen Park, uzun bir süre "İnönü Gezisi" olarak adlandırıldı.
Kışlanın yıkılmasından sonra, çevre otellerine tahsis edilen alanlar; peşkeşler ve yerel düzenlemeler ile park alanı küçüldükçe küçüldü. Buna rağmen şehir merkezinde önemli bir dinlenme yeri olmasına rağmen müteakip düzenlemelerle değişti. 38.000 m² alana sahip Park, 1991 - 92 arasında revize edildi. Dikdörtgen planlı parkın ortasına fıskiyeli büyük bir havuz inşa edildi. Park altı Cumhuriyet Caddesi tarafına, kot farkından yararlanılarak dükkân, kafe ve bir sanat galerisinin bulunduğu kapalı mekânlar inşa edilerek 1967'de bugünkü halini aldı...
İşte, parkın öz geçmişine dair bütün hikâye bundan ibaret... Şimdi günümüze gelelim:
28 Mayıs 2013 günü, Taksim Yayalaştırma Projesi kapsamında Parkın bir duvarının yıkılmaya başlanması ve bazı ağaçların taşınması üzerine; Gezi Parkı’na gelen çevre sakinleri tarafından protesto gösterileri başladı. Buna mukabil Polis eyleme müdahale etti. Ardından bu parkta başlayan eylemler, iktidara karşı ülke çapında protesto gösterilerine dönüştü.
PEKİ MESELE NEDİR?..
1. Mesele: Başta, 2011’den bu yana yargı ve eylem bazında süren; Ankara 100. Yıl Birlik Parkını rant alanına dönüştürme girişimi olmak üzere; AOÇ yağması, okul binaları ve bahçelerinin satışı; 2B yağması; Dünyanın en güzel, en temiz sahillerinin imar ve inşa yasağı hiçe sayılarak adeta peşkeş çekilmesi; Çoğunluğu yabancılar tarafından kurulan turistik tesis ve sanayi işletmelerinin kimyasal atık, pislik ve mikrop lâğımlarının denize akıtılmasına göz yumulması; Ekim alanlarının iskâna açılması, düz ovalara sanayi siteleri, fabrika kurulması; Konya-Ereğli’nin, yeşil bir cennetten, korkunç bir kum cehennemine dönüştürülmesi gibi çok büyük suçların müsebbibidir AKP... Ayrıca, Hes ve mümasil rant odaklı spekülâtif projelerle yaratılan çevre felâketleri saymakla bitmez. Dahası, ısmarlama enflâsyon, başıboş piyasalar, gasp bankacılığı, fahiş fiyat, kamu zararına, gereksiz ve keyfi özelleştirmeler ile arada yapılan “torba/paket” yasa düzenlemeleri ile insan hakları, eşitlik ve adalet hilâfına hukuk devletinde yaratılan büyük tahribatlardır. Üstelik, muhalefetin yokluğunda bu, tam bir felâkettir!...
2. Mesele: Haksızlığa uğrayan kişi, kurum ve kitleler için “hak aramak”: Anayasa ve kanunların gösterdiği yolda; Hukukun içinde kalmak ve başka insanlar ile kamusal alana asla zarar vermemek kaydı şartıyla meşru bir hak; Hatayı telâfi, hakkı iade, zararı tazmin ise kamu adına hükümetin zorunlu görevidir. Şu kadar ki: Terör-tedhiş, hasar-zarar ve saldırı suçtur. Bu anlamda, suç işleyenlerin mutlaka tevkifi; Zarar-ziyan ve hasarınsa suçlularca tazmini esastır.
3. Mesele: Hak eylemi, grev, protesto ve gösterilerde emniyet, huzur, disiplin, düzen ve intizamı sağlamak; Beklenir taşkınlıklara karşı tedbir alarak, muhtemel provokatörleri tek tek ayıklayıp güvenliği sağlamak hükümetin görevidir. Oysa hükümet bunu başaramamıştır...
ÖNERİ, TENKİT, YORUM VE KATKILAR:
PEKİ!.. MESELE NEDİR?..
Mesele: TC de inanılmaz bir sekilde kucuk bir azınlığın zengin olması ve Ortadogu prenslikleri gibi, Yuce Islam dinini,halkı uyutma politikası haline getirme planıdır. Istanbul da 1+1 daireyi 270.000 TL ye alan bir tanıdığım ile konuşuyorum.Daire bittiği anda değeri 450.000 TL, diyor.2500 TL ye kiraya veririm diyor. Bir tanıdığının 200.000 USD ye aldığı dairenin 2 milyon ettiğinden bahsediyor. Ne oldu böyle? Burası Kaliforniya Silikon Vadisimi? Istanbul da uretimmi arttı? Istanbula AVM ler yapıldıkça, Rezidanslar inşa edildikçe, Anadoludan, bellki Ortadogudan parası olanlar daire alıyor, isyeri alıyor. Belki para aklanıyor. 15 Milyonuk bir sehirden bahsediyoruz. Asgari ucret, 1000TL olsun. Bir aile de herkes calıssın, gelir 4000 TL olsa, 1+1 bir rezidans daireyi almak için 20 sene yemeden icmeden tasarruf yapmaları gerekir. Bir yanda ,zenginler, bir yanda emek yogun calısan insanlar ve buyuk rantlar. Bu is böyle gitmez. Toplumda sosyal patlamalar olur. Her mahallede onlarca Milyoner ortaya çıkıyor. Normal halk bunalmış. Kredi kartları, taksitler, bir yanda iyi yasam istekleri cıkıs yolu az.