Yeni Trend Ekolojik Tarım Turizmi
Kırsal alanlarda tarım ile turizmin entegre edilmesine dayalı bir üretim ve turizm şekli diye tanımlayabiliriz.
Aslında en doğru tanım: sertifikalı organik tarım yapılan alanlarda özünde “ziyaret” mantığıyla turizmin dahil edilmesi de diyebiliriz.
Organik tarım yapılan çiftliklerde;
Evlerin bir odası veya evin önünde-yakınında bir başka yapı (serender, bungalov, yeni bir yapı) konaklama amaçlı bu işe tahsis ediliyor.
Oda veya yapılarda turist için temelde temiz bir oda, sıcak su, temiz bir yatak ve temiz bir çarşaf aranıyor. (bu denilenler Anadolu’da her ailemizin 365 gün 24 saat hazır olduğu durum ve hatta evlerimizin bir odası misafir odası olarak ayırılmış durumda)
Çiftlik sahibi aile, gelen insanları karşılama ağırlama konularında bilgilendiriliyor.
Bu çiftlikler birbirleriyle entegre de olabiliyorlar (buğday derneği tarım turizm takas-TA TU TA projesi kapsamında böyle bir ağ oluşturmuş durumda)
Her çiftlik kendi iletişim ağını kurabildiği gibi, TA TU TA gibi örgütlenmelerle ortak bir iletişim ağıda kurabiliyorlar.
Bu çiftlikler yetiştirilen ürün çeşidine göre farklılaşabiliyorlar, dolayısıyla gelen turistler açısından da farklılaştırılmış hizmet altyapıları sunabiliyorlar. Böylece gelen ve memnun kalan turist geldiği çiftliği çevresine tavsiye ederek doğal bir müşteri kitlesi sağlayabildiği gibi kendisi de bir sonraki, seferinde daha farklı üretimler olan bir diğer çiftliği tercih edebiliyor. Böylece memnuniyete dayalı bir döngü oluşuyor.
Sertifikalı organik tarım yapılan kırsal alanlarda yapılmakta olan ekolojik tarım turizminde turist; bu çiftliklerle iletişim kuruyor, randevu alıyor, geliyor, kendisine ayırılan oda-yapıya yerleşiyor. Bundan sonrası üç ana şekilde olabiliyor:
Normal bir turist gibi konaklıyor, kalış süresine göre farklı ikramlar çalışılıyor, köy içi ve yakınında farklı alanlar (serender, çeşme, köprü, kale, şelale, dere, höyük, defta...) ziyaret ediliyor, bu çiftlikten karşılayabileceği ihtiyaçları ayrıca ücretlendiriliyor. Dolayısıyla tam pansiyon konaklama gideri, alınan ihtiyaçlar vb. ücretlendiriliyor.
Gelen turist mekana yerleştikten sonra tamamen çiftlik sahibinin kendi doğal programına uyuyor, yaklaşık aileden biri gibi davranıyor, birlikte tarlaya gidiliyor, gelen turist kaldığı gün boyunca çalışma ücreti almıyor, çiftlik sahibi konakladığı gün boyunca konaklama ücreti almıyor. Sadece ayrılırken ihtiyaçları karşılığında aldıkları ücretlendirilebiliyor.
Araştırma, alan çalışması vb. yönleriyle gelen akademisyen, stajer öğrenci gibi özel misafirler-turistler genelde alanla örtüşen kendi gündemlerini uyguluyorlar, ücret alınmayabiliyor.
Kıymetli okurlarım, ekolojik tarım turizmi anadolunun misafirperverliğinin ta kendisidir, Anadolu buna hazırdır, yıllarca uygulamaktadır.
Üzerinde çalışılmaya devam eden bir konudur, kırmızı çizgilerle kesin ibarelerle kayıtlamakta yanlış olabilir, çiftlikten çiftliğe, yöreden yöreye, ürün farklılıklarına göre farklılık arzedebilmektedir.
Bu turizm şeklinde en önemli farklılık gelen kişi müşteri değil misafirdir. Para değil paylaşım esastır. Bu tarz çiftliklerde aynı zamanda kültür alışverişi yaşanmaktadır. Bu çiftliklerin sahibi yaşlı amcalar ablalar kısa zamanda dil öğrenebilmektedir.
İhmal ettiğimiz ve en iyi bildiğimiz önemli bir konu “ekolojik tarım turizmi. Konuyla daha fazla ilgilenmek isteyenlere www.tatuta.org sayfasını, ayrıca Fatsa Kabakdağına ziyaret gerçekleştirmelerini öneririm. İlimizde 15 yıldır yılmadan bu alanda çalışan Kabakdağ köyü sakinlerini kutluyorum, özellikle de Güven ÖZEL beyefendiye özellikle teşekkür ediyorum.
