Yeni ‘Saadet Zinciri’ne Dikkat
Yakın bir arkadaşım sordu: “Kairos ismini duydun mu?”
‘Yabancı gelmiyor’ dedim, yeni bir araba markası mı?’
İyi atmışım, ilgisi yokmuş. Türkiye kadar İzmir’de de hızlı büyüyen bir nevi saadet zincirinin adıymış Kairos.
Farkı şu; katılımcılardan yalnızca bilgisayarlarını her gün 10 saat açık tutmaları isteniyor. Hepsi bu.
Karşılığında ilk yatırdığınız parayı yüze, bine katlama vaadi veriyor sistem.
Kazandırılan her kişi, ilk katılımcıların kazançlarını çarpan etkisiyle büyütüyor.
İlk zamanlar ne kadar ödeniyordu bilemiyorum ama arkadaşımdan talep edilen giriş parası 8 bin TL.
Bir kez bu rakamı veriyorsun, sonra gelsin milyon dolarlar!
Londra merkezli Kairos Planet sisteminin en hızlı Türkiye’de yayıldığı öne sürülüyor.
Kairos’a 50 bin aşkın Türkün katıldığı belirtiliyor. Toplanan paranın tutarı ise 25 milyon dolar olarak hesaplanıyor.
Sistem arkadaşlarıma da ulaştığına göre çember hayli büyümüş olmalı.
İşin ilginci, tabiri yerindeyse kelli felli, iş güç sahibi insanların sisteme üye olması.
BİLGİSAYARI 10 SAAT
Çeşitli illerdeki otel toplantıları ile üye kazandırılan Kairos’ta, daha fazla kazanç için evini, arabasını satanların dahi olduğu iddia ediliyor.
Sloganları; ‘Bilgisayarını günde 10 saat açık tut para kazan’. Neden sorusuna şu yanıt veriliyor:
“Dünya devi şirketlerin verilerinin güvenli bir biçimde korunması sağlanıyor. Veriler, Kairos’un sunucularında, bu verilerin şifreleri ise dünyanın çeşitli yerlerindeki üyelerin bilgisayarlarında tutuluyor. Böylece, bu verilere yönelik bir siber saldırı imkânsız hale geliyor.”
Ve milyon dolarlar kazanma umuduyla bu açıklama birçok kişiye yeterli geliyor.
Doğrusu sistem, saadet zincirlerinin en şöhretli olanını, Titan’ı aklıma getirdi.
ŞATAFATTAN HAPSE!
Hani 1990’larda ortaya çıkmıştı, Kenan Şeranoğlu diye lüksü seven bir kurucusu vardı. Şatafatlı yaşgünlerinden, mahpusa uzanan bir maceraydı.
Sistem devlet müdahalesiyle kapatılırken, Şeranoğlu 10 yılı hapiste geçirdi.
Mutlaka ilgili makamlar konuyu takip ediyorlardır ama merak ettiğim başka.
Meslek ve kariyer sahibi kişiler, kişisel şifrelerini, IP numaralarını tanımadıkları bir sisteme nasıl bu kadar kolay teslim ediyor?
Üstelik referans gösterilen ‘verilerini saklıyoruz’ dedikleri dev şirketlerin çoğu bağlantıyı resmi yollardan yalanlamışken...
Diyelim ki sözleşmelerle Türkiye’de kendini garantiye alabiliyorsun ki, henüz siber suçlara yönelik yasal zemin oturmadı, yarın öbür gün başına ne geleceğini nereden biliyorsun?
Dünyanın herhangi bir ülkesinde suçlu konumuna düşmeyeceğinin garantisini kim verebilir!
Aman dikkat kimse bu oyunlara kanmasın!
Sekiz bin TL’ye araba alacak olsa günlerce kaportasını didikleyen, motor şasi numarasına bakan, ilk sahibini bile bulan yurdum insanı gözlerinden dolar yağmuru aktığında ne kadar rahat teslimiyetçi olabiliyor.
Ya dizilerde, filmlerde görülen zengin yaşamlar için baktık ki çalışmakla olmayacak her umuda sarılmaya başladık ya da kuşku yok dünyanın en cesur milleti biziz!!