Yeni Monarkların Tören Cumhuriyeti
Dünyanın her yerinde milletler, devletlerinin kuruluş yıldönümünü kutlarlar ve kurucularını anarlar.
Biz de elbette devletimizin, Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin kuruluş yıldönümünü kutlamalı; başta Atatürk olmak üzere kurucularını anmalı, onlar hakkında şükranımızı ifade eden sözler söylemeli; mücadelelerini yeni nesillere aktarmalı ve hâtıralarını yâd etmeliyiz.
Sadece onları değil, 'Millî Mücadelemizi' gerçekleştiren herkesi; isimsiz kahramanları, şehitlerimizi, gazilerimizi; vatanı, dîni, imanı ve istikbâli uğruna her türlü fedakârlıkta bulunan Aziz Milletimizi ve bu 'altın nesil'e mücadele ruhu veren millî, manevî değerlerimizi ve mukaddesatımızı da unutmamalıyız.
Türkiye Cumhuriyeti Devleti, 88 yıl önce Türkiye coğrafyasına gökten düşmüş, nesebi gayri sahih, nevzuhur bir devlet değildir. Tarih sahnesinde binlerce yıldır var olan, çok zengin bir kültür ve medeniyete sahip bulunan, 100'ün üzerinde devlet kurmuş bir milletin en son ve en değerli eseridir. O, bir 'Cihan Devleti'nin vârisidir; enbiyâlar, evliyâlar, şehitler yatağı mübarek vatanımızda kurduğumuz ve üzerine titrediğimiz, 'ilelebet pâyidar olacak' bir 'Devlet-i Ebed Müddet'tir.
***
Niyetimiz hamâset yapmak değil...
Lâkin, geçtiğimiz Cumhuriyet Bayramı törenlerinin deprem sebebiyle iptal edilmesine tepki gösteren jakoben oligarşiye ve onun temsilcisi olan CHP'ye, Türk Milleti'nin Türkiye Cumhuriyeti Devleti hakkındaki duygularını aksettirmeye çalıştım. Başbakan Erdoğan'ın ve diğer yetkililerin de aynen bu duygularla dolu olduğuna hiç şüphem yoktur.
Bayram'dan birkaç gün önce vukubulan Van-Erciş Depremi neticesinde, Türkiye için hassas bir bölgede çok sayıda vatandaşımızı kaybettik. Bu durumda, törenlerin ve verilecek resepsiyonların iptalinde başka sebepler aramak, suiniyetli klâsik bir jakoben zihniyetinin işaretidir.
Cumhuriyet Bayramı törenleri ilk defa iptal edilmiyor. 17 Ağustos 1999 Marmara Depremi'nden sonra, Ecevit döneminde hem 30 Ağustos Zafer Bayramı hem de aradan üç ay geçmesine rağmen Cumhuriyet Bayramı törenleri iptal edilmişti. Bu defa törenler iptal edilmeyebilirdi. Lâkin o zaman da ortaya çıkacak istismarcılar özellikle bölge halkı üzerinde, 'Siz ölüyorsunuz, bunlar bayram yapıyorlar' diye devlet aleyhinde propaganda yapacaklardı.
CHP'nin sözcülüğünde ortalığı velveleye veren jakoben oligarşi, törenlerin iptalini fırsat bilip Başbakan'ı ve Hükûmeti, Cumhuriyet düşmanlığı ile suçlamaya çalışıyor.
***
Türkiye'de Cumhuriyet, yıllarca dar çerçevede sadece 'monarşi' karşıtı bir rejim olarak anlaşılmıştır. Hâlbuki, 'cumhur' kelimesi üzerinden yapılan basit bir etimolojik tahlil bile, cumhuriyetin asıl anlamının 'demokrasi', yani halkın egemenliği/ yönetimi olduğunu göstermektedir.
Kendi oligarşik ve seçkinci egemenliklerinin yerine millet egemenliğinin geçmesini bir türlü kabullenemeyen 'yeni monarklar', cumhuriyet sözünün arkasına sığınarak politika yapmaya çalışıyorlar.
Türkiye'de 'Cumhuriyet' ve 'Demokrasi'nin gerçek düşmanları bu 'yeni monark' jakoben oligarşidir. Bu oligarşinin asıl maksadı ise, 'Cumhuriyeti koruma' bahanesiyle oligarşik egemenliğini devam ettirerek kitlelerin demokratik taleplerini susturmaktır.
Kılıçdaroğlu'nun güya yeni CHP'sinin de önceki CHP zihniyetinden hiçbir farkının olmadığı görülüyor. Sepetinde pamuğu kalmamış fikir fukarası, saati durmuş, cumhur düşmanı jakobenlere çok acıyorum.