Yeni Anayasa Talebi, Peki Ama Neden?
Yeni anayasa gerekli safsatası ortaya atılmış, yandaş, işbirlikçi, dönme, devşirme, fasık ve münafıklar kanalıyla Türk Milleti'ni buna inandırma süreci başlatılmıştır.
Peki rahatsız oldukları ve istedikleri nelerdir;
Türk, Türk Milleti, Türk devleti, Türkiye, Türk Kültürü, Türkçe, Laiklik, üniter sözcükleridir.
Bu sözcüklerin hepsi de bazı insanları rahatsız etmiştir, etmeye de devam etmektedir.
Bu sözcükler, içeride bölücülere, dışarıda da Sevr acısını taşıyanlara çok sevimsiz gelir. Bu nedenle ülkeyi kuşa çevirmek için ellerinden geleni yapmaktadırlar.
Bu sözcükler; Türk Milleti'nin bu coğrafyada bağımsızlığı, varlığı ve bekası ile özdeşleşmiş olduğundan bölücülerin ve hem de laik'liği de içerdiğinden dinci, münafık, fasık güçlerin düşmanlığına hedef olmaktadır. Bunlar, devletin kuruluş amacından saptırıp içeriğini değiştirerek federatif bir milliyetler, halklar eyaletler sistemini getirme hayalindedirler.
Üniter laik yapıdan, birlik ve beraberliğe dayalı devletin temel düşüncesinden, kuruluş ilkelerinden rövanşı almak için, içte ve dışta projeler hazırlanmakta ve uygulanmaktadır.
Türk Milleti'ne karşı; batı, dönme, liboş, devşirme bölücü ve dinci ittifakı kurulmuştur. Türk Milleti tarih boyunca varolma-yokolma ile karşı karşıya kalmıştır.
Bakın tarihsel süreci hatırlamakta yarar var. 1074 de Anadolu Selçuklu Türk devleti kurulduktan sonra batıdan haçlı seferleri başlamış ve topyekün savaşa dönüşen Miryakefelon savaşından Kılıçarslan zaferle çıkarak, Anadolu'yu yurt yapmanın temellerini atmıştır.
Bu kez Ortaasya'dan gelen Moğollar, başkent Konya'yı işgal ederek Anadolu'yu yakıp yıkmış, devlet beyliklere bölünmüştür. Osmanlı beyliği, Anadolu birliğini sağlamak için yüzyıla yakın bir çaba sarfetmiştir.
Bu kez Ortaasya'dan gelen yine Türk olan Timur, Osmanlı hakanı Yıldırım Bayazıt'ı esir almış, Anadolu'yu işgal etmiştir. Çelebi Mehmet tekrar birliği sağlamıştır.
Osmanlı-Türk devleti bu kez İngiliz, Fransız, İtalyan, Yunan işgaline maruz kalmış son kez Sakarya'da Mustafa Kemal önderliğinde varolma-yokolma savaşı verilmiş, Anadolu birliği tesis edilerek Türkiye Cumhuriyeti kurulmuştur.
Bu tarihi süreçte; Anadolu'da varolan halklar, Türklerin engin hoşgörüsü içinde barış ortamında, adaletli yönetimle huzur ve sükun ile bir arada yaşamışlardır. Türkler; küresel güç olarak üç kıtada yüzyıllar süren egemenlik kurmuştur. Ancak; Bilimde sanayi de teknolojide gerekli atılımı yapamamış, bundan yararlanan, dünyayı sömürgeleştirerek zenginleşen batılı güçler karşısında yenilmiş ve Trakya ve Anadolu'da varlığını sürdürme zorunda kalmıştır.
Modern Türkiye, bu tarihsel gerçekler ışığında şekillendirilmiştir. Farklı etnik kimlikte olanlar bir ve bütün olarak, tarih, kültür, vatan temeline dayalı düzenini kurmuştur.
Kuşkusuz bu süreçte; batının tarihi emelleri olan Türkleri Müslümanları Anadolu'dan atmak için yaptığı yüze yakın projeleri başarısız olmuştur. Ancak batı; boş durmamış, ülkede varolan dönmeler yanında, devşirdiği işbirlikçiler kanalıyla zehirini kusmaya, Türk Milleti'nin birlik ve beraberliğini bozmak için her türlü entrikalarını yapmaya devam etmiştir.
Anlaşmalarla ordu'yu, istihbarat örgütü'nü denetim ve kontrol altına alan batı, zamanla ekonomik tüm kaynakları ele geçirmiştir.
Demokrasiyi çarpık şekilde kurarak, denetim ve kontrol yapılanmasını kurumsal olarak şekillendirmeyi, aydınlarını devşirmeyi ve halkı sürüleştirmeyi başarmışlardır.
ABD-İngiltere-İsrail şer üçgeni; denetimden çıkma tehlikesi üzerine ordu kanalıyla darbeler yaptırmış son kez olarak sivil darbe ile tekrar sistemini devam ettirmektedir.
Türk Milleti; sahte din maskeleriyle yanıltılarak, kültürü, değerleri tersyüz edilmiş, her türlü yöntemlerle ihanet yapılanmasına maruz bırakılmıştır. Tehlike büyüktür.
Peki bütün olan bitenlere karşı, tarihi şan ve şerefle dolu, üç kıtada imparatorluklar kurmuş dünyaya dönemsel olarak yön vermiş Büyük Türk Milleti'nin evlatları ne diyecek?
Günün Sözü: Tehlikenin büyüklüğünün farkında olanlar, farkındalıklarını da zamanı geldiğinde gösterir.