Yemin Krizinin Ardından
CHP ile BDP'nin, Türkiye'nin en demokratik seçimlerinden sonra çıkardıkları sun'î siyasî kriz, dün CHP milletvekillerinin TBMM'de yemin etmeleri ile sona erdi. BDP-Bağımsızlar'ın da yarın veya en geç çarşamba günü yemin etmelerine muhakkak nazarıyla bakılıyor.
Bu sun'î krizin en kısa zamanda nihayet bulacağını tahmin etmiştik. Yaklaşık üç hafta boyunca devam etti. Meclis tatile girmeden krizin sona ermesi çok iyi olmuştur. Aksi takdirde, 1 Ekim'de yeni yasama yılına kadar devam edecek boykot, özellikle CHP'li milletvekillerini sıkıntıya sokacak, onları kamuoyunda ve seçim bölgelerinde, aylık aldıkları hâlde karşılığını vermeyen temsilciler durumuna düşürecekti.
Kısa bir süre için de olsa halkımızı üzen 'yemin krizi'nin aşılmasında, Başbakan Erdoğan'ın hoşgörülü tutumu ve krizi çözen TBMM Başkanı Çiçek'in uzlaştırıcı tavrı önemli rol oynamıştır.
Başbakan Erdoğan, büyük bir siyasî acemilik göstererek kendisini rehine durumuna düşüren CHP'yi ve Kılıçdaroğlu'nu ezmektense, 'Yeni Anayasa' için uzlaşmayı tercih etmiş; kızgınlıkla söylenmiş birkaç söz dışında CHP'nin kendisini soktuğu zor durumu istismar etmemiştir. Başbakan isteseydi CHP'yi siyaset sahnesinden silebilirdi.
CHP'nin yanlış ve tezatlı politikaları için çok şey söylenebilir... Tutuklu seçilmişler konusunda önce 'yargıya saygı'dan söz eden CHP, kriz sırasında, kuvvetler ayrılığı, yargı bağımsızlığı, millet iradesi gibi temel kavramlarda dahi çelişkiye düşmüştür. Bir yandan seçilen tutuklu adaylar için millet iradesinin çiğnendiğini ileri süren CHP, yemin etmeyip parlamento çalışmalarına katılmadıkları için milyonların iradesini nasıl akamete uğrattığını düşünmemiştir.
Buna rağmen biz, CHP milletvekillerini ve CHP'lileri daha fazla üzecek tenkitlerden kaçınmak istiyoruz. Zira, kriz müddeti zarfında ne söylenirse söylensin, AK Parti ve CHP yöneticilerinin dün yaptıkları ortak açıklamada, CHP milletvekillerinin yemin ederek Meclis çalışmalarına iştirak etme kararı almaları halkımızı rahatlatmış ve memnun etmiştir.
Ayrıca hazırlanan bu müşterek deklarasyonda, 'Ortaya çıkan bu tarihî fırsat, toplumsal sözleşme tanımına uygun bir anayasa yapılması hedefi için kullanılmalıdır' denilmektedir.
Bu konuda son olarak MHP'nin demokrat ve uzlaşmacı tavrından sitayişle bahsetmek istiyoruz. MHP, bugüne kadar TBMM'de önüne gelen demokratik meselelerde hep olumlu davranmıştır.
***
AK Parti ve MHP'nin basireti sayesinde, Yemin Krizi'nin Meclis çalışmalarına menfî tesiri yansımamıştır. TBMM, normal mesaisini ve takvimini devam ettirmiş, siyaset mevcut anayasa çerçevesinde faaliyet göstermiş, Yeni Hükûmet teşekkül etmiş ve Hükûmet Programı TBMM'de sunulmuştur. Hükûmet Programı'nın güven oylamasıyla devre tamamlanacaktır.
'Her musibette bir hayır vardır' denilir ya... Yemin Krizi'nin de hayırlı neticesi, TBMM'de temsil edilen siyasî partileri, toplumsal sözleşmeye dayanan bir 'Yeni Anayasa' için karşılıklı temaslara hazır hâle getirmesi olmuştur.
***
Başbakan'ın lider olarak öncelikli hakkını unutmamak şartıyla, bu krizin parlayan yıldızı Meclis Başkanı Cemil Çiçek olmuştur. Çiçek, olgun, mütevazı ve uzlaştırıcı tavrıyla, şov yapmaya tenezzül etmeden, tereyağdan kıl çeker gibi krizin aşılmasını sağlamıştır. Çiçek'in Yeni Anayasa konusunda da aynı başarıyı göstermesini diliyoruz.