Yemek Kokusuz Fuar Lütfen
Son zamanlarda yazılara giriş duası gibi oldu, kalıcı barış dilemek. Değinmeden kalem başka konulara gitmiyor. Her gün şehit cenazeleri, yitirilen canlar varken, buralarda bizim ahvaller değerini yitiriyor.
Peki tüm çözüm,1 Kasım’a kadar beklemek mi? Başka bir büyük soru mesela; HDP’nin seçimde barajı yıkmasının üzerinden henüz iki gün geçmişken PKK neden harekete geçti. Bu emeğe niçin kurşun sıkıldı? Ben dahil soruya takılan köşe yazarlarının sayısı artı. Nasıl oluyor da devlet ‘ateşkes’ dediğinde PKK’da ‘ateşkes’ diyor, devlet ‘savaş’ dediğinde de savaş. Devletten bağımsız akılları, politikaları yok mudur?Savaş kazanma peşine düşmek yerine barışı kazanmaya çalışmak bu kadar imkansız mıdır?
Sorular bitmez iyisi biz vazifemize, kentin gündemine dönelim.
***
Belki de en buruk İzmir Enternasyonal Fuar’ından (İEF) birine hazırlanıyoruz, sayılı günler kaldı. Yeni fuar alanının ardından rahatlamış bir Kültürpark’ta ilk İEF, 28 Ağustos’ta kapılarını açacak.
Enternasyonal fuar biraz nostalji, çokça gelenek, farklı bir tat ve İzmir’e eşsiz bir renk demek. Şüphesiz yetkililer, ‘ülkede kimsenin eğlenceye dayalı fuar görecek hali yok’ demeyip gece gündüz hazırlandılar. Klasik pavyonlar, otomobil sergileri, yaz sineması, tiyatrolar, sanat sokağı, atölyeler, karnaval, daha birçok etkinlik gerçekleştirilecek. Yeter mi! Hayır.
Yetmiyor hatta basit bazı düzenlemeler , keşmekeş içinde güzellikler de kayboluyor. Keşke fuar bu yıl da göçebe çadırına çevrilmese.
***
Dünya mutfakları bölümünde Antep usulü Tayland, Antakya Hatay soslu Kore, tantuni karışımlı Hint tatlarından geçen yıl az kaldı boğulacaktık. Köşe başı adana kebaplı, kokoreç dumanlı, yan dönerli o karmaşa bu yıl karşımıza çıkmasa. ‘Biz seviyoruz o mutfakları, kibarcık olmuşsun’ demeyiniz üstüne tüm bu yiyeceklerin sunumu plastik kirli sandalyeler, adım başı küçük atık tepeleri arasında Opera’daki Hayalet’in son iki dakikalık tın tın sesi hissi yaratıyor insanda. Abartıyorsam seneye fuarda turşucu olayım!
Biliyorum uyarmak için geç, üç günde düzen değişmez. Amaç zaten ikaz değil temenni. Aklı başında bir yönetim anlayışı ufaktan bir değişim yaratsa kardır.
Biraz da ‘idare etmek’ mantığıyla geçen yıl mı tekrarlanmış yoksa ‘vizyon sahibi yönetici’ bakışı mı kazandırılmış’ az kaldı göreceğiz. Yönetici ile lider arasındaki fark en büyük organizasyonlarda kendini bariz gösterir. Yönetici söyleneni uygular, lider yapılması gerekeni tanımlar. İzmir’le bütünleşen kente dinamizm kazandırmak için düzenlenen Enternasyonal Fuar kim ne derse desin devam etmeli. Lakin biraz daha ciddiye alarak ve her yıl yapılan hatalar tekrar etmeden. “Ah vah nerede o eski yıllar” demesek de biraz özen ve ağır yemek kokularından ırak dumansız bir fuar bekliyoruz. Bu yıl için hepi topu beklentimiz budur, umarız olur...