content

yazarportal-com-bilgiagi-net-tasviriefkar-com

04 Ağu

Yazı Yazmanın Türkçesi Veya TDK

Yazı yazmak zor mu?
Türkçe kurallarına göre bu cümleden bir şey anlaşılmaz. Çünkü neyi kastettiği belli değil.

Dünyanın hiçbir yerinde TDK kadar çarpık bir yapılanma var mı bilmiyorum. Şöyle ayrıntılı bir imla kılavuzu çıkaramadılar.

Üstelik bazı kelimeler de Türkçe okunuşlarına göre değil. Mesela “tiren” kelimesi “tren” şeklinde yazılmış. Hâlbuki “okunduğu gibi yazılan dil” diye övünür dururuz.

Buna benzer birçok kelime var. Ya “ı” harfi yok ya da “u” harfi. Ayrıca bu “kesme” işaretinin nerede kullanılacağı tam olarak belli değil. Bütün imla kılavuzlarında verilen örnekler aynı. Halbuki rastgele iki öğrenci ile iki öğretmeni komisyona alsalar herkesin anlayabileceği bir çalışma yapılabilir.

Bu yazıyı yetkililerin okuyacağını sanmıyorum. İşi gücü bırakıp yerel bir gazetede yazılmış bir yazıyı nasıl okusunlar. Ne onlara ulaşır, ulaşsa bile dikkate de almazlar. Memlekette bazıları çok şeyi bildikleri için kimin ne dediği umurlarında olmaz.

BAZI Türkçe öğretmenleriyle görüştüğümde hep aynı cevapları alıyorum. “Biz bu konuları derste işliyoruz” diyorlar. Her şey derste işlemeyle öğrenilseydi binlerce kişi üniversite sınavından sıfır çeker miydi? Yani onlar da TDK’nın mantığı ile konuşuyor. Bu hüküm konuştuğum kişiler için geçerli.

Biz bazı şeylerin ne anlattığını anlamak için bazen birkaç cümle daha okumamız gerekli. Mesela “tahta çıktı” cümlesi tek başına bir şey ifade etmiyor. Tahta kelimesi de “cins” isim olduğundan büyük harfle başlanmaz. Öyleyse metnin devamını okumak gerekiyor.

“Tahta çıkadursun” biz yazımıza devam edelim. Dedik ya yazı yazmak bir hayli zor. Alın size bir cümle daha. Ne demek yazı yazmak?

Bunda bilinmeyecek ne var alırsın kalemi eline yazarsın diyenler çıkabilir elbet. Zinhar öyledir de yazı yazmak için bir kaleme ihtiyaç olabilir. Artık klavyelerde kalem hükmünde şimdi. Tuşlara dokunuyorsun harfler ekranda. Yanlış yazınca silgi kullanmanız da icap etmiyor.

İşin latifesi bir yana şöyle teferruatlı bir imla kılavuzuna ihtiyacımız var. Bunun için de iyi bir alan çalışması yapılmalı. Bazı meseleler iyi analiz edilmeli. En çok yapılan hatalar tespit edilmeli ve bu yanlışları düzeltmek için bazı örnekler verilmeli. Her şey Türkçe öğretmenlerine veya okullara bırakılmamalı. Kimseyi de okuyup yazmamakla suçlamalıyız. El adama sormaz mı “okuyup yazmasını öğrettiniz de okuyup yazan kişi istiyorsunuz” diye.

İster TDK’nın olsun ister diğer kurumların piyasadaki imla kılavuzları ancak derslerde yardımcı kaynak olarak kullanılıyor. Yani bazı teknik bilgilerin dışında bir şey yok. Sadece kelimelerin nasıl yazıldığı anlaşılıyor. Yoksa yapılan diğer açıklamalar kesinlikle yeterli değil. Aslına balkırsa son derece kolay hazırlanabilir. Kimsenin umurunda olmayınca da böyle oluyor.

Bazı meşhur yazarların kitaplarına baktığımda imla mevcut imla kılavuzlarının bir işe yaramadığını görüyorum. Mesela Peyami Safa, Tağrık Buğra, Mustafa Kutlu, Ömer Seyfettin, Sait Faik, Nazan Bekiroğlu ve daha birçok yazarın cümleleri pek de imla kılavuzuna uygun değil.

O halde TDK ne yapmak istiyor?

Belli ki işi savuşturmuş.

Neyse yazı yazacaktım kıştan çıkamadık.

Bu sıcağa da “yaz”ı yazmak kolay değil. Biz ancak “yazı” yazarız.

“Tahta çıktı” demiştik ya yukarıda; inşaattan tahta falan çıkamadı, şehzade padişah olmuş!

Etiketler : ,

Bu Yazıyı Yazdır Bu Yazıyı Yazdır

Yorumlar Kapatıldı.



2007-2012 Bilgi Agi / Turkiye nin Interaktif Kose Yazari Gazetesi

Designed By Online Groups
ÇÖZÜM ORTAKLARIMIZ

bizajans, kent akademisi, sunubank