Yazarport’a Özel Nağmeler veya Açıktan Bir Mektup
Sevgili yazarport okurları ve çok çok kıymetli yazarport yazarları!
6. Uluslararası Bilgi Ekonomi ve Yönetim Konresi'ndeki "Dijital Ortamda Elektronik Oy Kullanma" konulu sözlü
sunumum ve yoğun özel işlerim nedeniyle bir hafta süreyle sizlerin arasında olamayacağım. Bu zaman içinde benim yazılarımdan rahatsız olan, okunabilir bulmayan, mantık hatalarıyla dolu bulan, zaten son yazılarımda iyice dağıttığımı düşünen çok çok çok kıymetli arkadaşlarım şöyle bir güzel rahat nefes alsınlar. Ben de satırlarımla, sizlerin göz zevkini bozmayacak olmamın mutluluğunu yaşıyorum. Farkındaysanız yazarport ailesine özel yazıyorum bu yazımı.
Biliyorum ki, bu siteden çok başarılı yazarlar yetişecektir. Bu yazarlar arasında ulusal gazetelerde başyazar olacaklar bile çıkacaktır. Burasını bir mektep olarak veya alay olarak kabul ederseniz buradaki yorumlarla pişecekler, haklı haksız eleştiriye tahammül etmesini öğrenecekler. Başarıdan başarıya koşacaklar. Umarım ve dilerim böyle olsun.
Yalnız bir temeni geçer yüreğimden. Keşke yazıların tekniğine dizimine takılmaktansa genel tema ve mantık örgüsü üzerine daha çok tartışmalar yoğunlaştırılsaydı. Umuyor ve diliyorum ki, yorum yaparken özellikle sentez yaparken, daha objektif olunsun. Bu platfor(u)mun özellikle fikirlerin paylaşıldığı ve yorumlandığı bir zemine oturması da ayrı bir temennim. Yani yaprakları incelerken ormanı görememe yanılgısına düşülmemesi temennim. Dersiniz ki şimdi, yapraklar da incelenmeli. Çünkü yapraklarla dallar, dallarla ağaç, ağaçlarla orman oluşmaktadır. Haklısınız. Bu değerlendirmelerimin her satırında her cümlesinde her harfinde mantık, düzen ve ahenk arayan müptelalarım bu yazımı da didik didik edecekler. Başta yazılarımı görmemekten mutlu olanlar, ve/veya sırf takacak bir kelime bulmak için yazılarımı okuyanlar da bunlardan bir hafta boyunca mahrum olacaklar. Bir yandan mahrum olmaktan dolayı üzülürken diğer bir yandan da yazılarımın olmamasından (okunabilir olmayan bir yazı daha eksik olacağından) mutlu olacaklar. Ben de şöyle paşa paşa alınganlığımı yapayım. Ne olur artık eleştirmeyin, dayanamıyorum. Küserim sonra. Bir daha girmem buralara.
Aslında biliyor musunuz, olumsuz veya haksız olarak gördüğüm yorumları görünce ister istemez rahatsız oluyorum. Keşke haklı bir noktada bu eleştirileri yapsalardı diyorum. Örneğin bir yazımda (bayram armağanı olarak bomba konulu yazım) ben bayramın masumiyet içinde ve bombasız, ateşsiz geçmesini ima ederken, çok çok değerli bir arkadaşımız o harekat kandil dağına yapılmıştır eyy Ahmet Fidan. Bilmeden yazmayın anlamına gelen bir yazı döktürmüş. Ben de sadece güldüm. İçimden kendi kendime günaydın dedim. Ah sayın Ahmet Fidan, sen gündemi takip etmeden nasıl böyle siyaset yazarsın dedim.))) Ne haddimize canım.
Bir horoz olursam sabahlarda, erken ötmeyeceğime,
bir koyun olsam Karamanda, kurban olmayacağıma,
Bir şovmen olsam sahnede, bol keseden atmayacağıma,
Bir vatandaş olsam köşelerde, büyüklere laf çatmayacağıma,
Bir yazar olsam yazarportta, çok çok kıymetli kalemlere batmayacağıma mamusum ve şerefim üzerineeeee.....))))
Hemen de geldik word dosyasının bir sayfalık kısmının son satırlarına.
Sizlere harika bir haberim var. Eğer ben olmadığım zaman yazılarımın olmamasından mutlu olanların sayısı ve mutluluk katsayısı taaa göklere kadar ulaşırsa, benim gözlerime plazma ekranımdan ilişir kulaklarıma yoğun mutluluk duyguları ulaşırsa, sizlerin bu uzun mutluluğunuzun bir ömür boyu sürmesini sağlayacağıma söz veriyorum. Oh işte mektubu veya neğmemi bitirdim. Sizleri saygıyla selamlıyor acele cevap filan beklemiyorum.
Esenlik dileklerimle.
Not:
Bu sitede yayınlanmakta olan bu yazı, sadece ve sadece http://www.yazarport.com, a özgüdür. Başka bir kağıt basılı, elektronik veya sesli görüntülü medyada kullanılması halinde işleri güçleri bu olmayan Türk Mahkemeleri yetkilidir. Site editörüyle papaz olmamanız için ya alıntı yaparsınız dipnot veya son not kullanırsınız, yahut da sadece ve sadece birbirinize anlatmakla yetinirsiniz.
Bir not daha: Bu yazı, Salı günü sallanan bir yazıdır.