content

yazarportal-com-bilgiagi-net-tasviriefkar-com

11 Mar

Yazar Olmanın Dayanılmaz Ağırlığı

İnsanlar bazı zamanlarda,özellikle efkâr saatlerinde büyük bir duygu yoğunluğu içerisinde bulunurlar. Bu vakitlerde içi içine sığmaz sözkonusu kişinin… Yanında birisi varsa onunla paylaşır yoğunlaşan duygularını!.. Kimse yoksa kaleme kâğıda sarılır sessizce. En büyük sırdaşı olur mürekkep… Duygularla yoğrulmuş yazının mürekkebi kurumadan hiç kimse bu sırra mahzar olamaz. Üçüncü şahıslara kapalıdır mevcut duygular!..

Yazarlık mıdır bu, yoksa geçici bir heveskârlık mı? Bunu da geçen zaman gösterir hiç şüphesiz. Bu işte uzun vadeli düşünüp geleceğe dönük hesaplar yapmaktır önemli olan. Aksi halde rüzgârın getirdiğini yine rüzgâr götürür.

Türkiye’de yazar olmak ateşten bir gömlektir adeta… Çünkü bu iş henüz bir iş ve meslek hüviyeti kazanmamıştır. Yazarlık arenasında sapla saman birbirine karışmış durumdadır. Kim, niçin yazardır? Yazar olmanın kriterleri nelerdir? Yoksa “Ben yaptım oldu” sözüne nazire yaparak “Ben yazdım oldu” demek midir çıkış noktası?

Türkiye’de sadece yazarlık değildir yerine oturmayan. Yayıncılık müessesesi de sistematik bir yapıya kavuşmamıştır. Aslında yazarla yayıncı bir bütünün iki yarısı gibidir. Bunlar et ve tırnak misalidir. Birini ötekinden ayırmak kabil değildir. Oysa günümüzde yayıncılar yazara hak ettiği değeri vermemektedir. Yayıncılıkta tarafgirlik de aşılması gereken çıkmazlarımızdan birisidir.

Yayıncılar bazı isimleri, lâyık olmadıkları halde vizyonda tutarak ite kalka bir yerlere getirmektedirler. Bu hususta aynı fikri paylaşma ve eş dost muhabbeti de etkili olmaktadır. Buna biraz daha ileri giderek fikrî bağnazlık da diyebiliriz. Durum böyle olunca yayınlanan eserlerin kalitesi düşmektedir. Halk tabiriyle adamı olanlar işini yürütmektedir.

Yayıncıların bir diğer hatası da kendilerine medyayı kılavuz edinmesidir. Ülkemizde medyayı kimlerin yönlendirdiği malûmdur. Memleketimizde medya, vazifesi olmadığı halde pek çok işe burnunu sokmaktadır. Yayıncılar gündemin nabzını tutmak ve daha çok kazanmak hevesiyle kalitesiz isimlere ve eserlere pirim vermektedirler. Bu da hakikatte boş ve birikimsiz insanların ön plana çıkmasına zemin hazırlamaktadır. Bu durum kendi halinde yaşayan fakat kalem erbabı değerlerin önünü kesmekte hatta kaybolup gitmelerine sebep olmaktadır.

Aslında okuyucu iyiyle kötüyü ayırt eden bir süzgeç olmalıdır. Olmalıdır diyorum, çünkü henüz bu vazifesini ifa edememiştir Türk okuyucusu!.. Okurları da maalesef medya yönlendirmektedir bu hususta. Kılavuzu karga olanın başına neler gelebileceğini tahmin edersiniz kanımca.

Çok satılan kitapların kaliteli olduğu kanaati ne kadar geçerli bir ölçü olur bu belirsiz ortamda? Varın siz düşünün… Boyalı basın, edebiyatın mahrem ve sırlı dünyasından kirli ellerini çekmelidir. Aslında medya gerçek manada sanat ve edebiyata hizmet etse hepimiz bahtiyar oluruz. Fakat bu alana hizmet etmeyi bir kenara bırakın, aksine işi her geçen gün sulandırarak kendine benzetmektedir. Sözümüz tabiki umuma değildir. Alınanlar suçlananlardır; bu böyle biline!..

Yazarlık belli bir kabiliyet gerektirir.Fakat hiç kimse yazar olarak dünyaya gelmemiştir. İlham asla yeterli değildir. Yazarlığın onda biri ilhamsa onda dokuzu çalışmaktır. İlhamın gelmesi için de belli bir zemin hazırlanmalıdır. Fikrî ve hissî altyapısı olmayan kimselere ilham da gelmez. Yazarlık çileye talip olmaktır. Uzun geceleri uykusuz geçirmeye hazır olmaktır kalem erbaplığı!..

Edebiyatta özel kabiliyet gerektiren şiir, hikâye, deneme ve roman gibi türler vardır. Bu alanlarda yeteneğimiz yoksa başka edebî mecralara yönelmeliyiz. Bunun dışında belli bir türde yoğunlaşmalıyız. Edebiyatımızda iz bırakmış isimler belli bir edebî türle özdeşleşerek anılmışlardır. Tabir caizse yazma konusunda da maymun iştahlı olmamalıyız. Nice şair ve yazarlar bir türde, hatta bir eserle meşhur olup adını ebedîleştirmiştir.

Etiketler : , , , , , ,

Bu Yazıyı Yazdır Bu Yazıyı Yazdır

Yorumlar Kapatıldı.



2007-2012 Bilgi Agi / Turkiye nin Interaktif Kose Yazari Gazetesi

Designed By Online Groups
ÇÖZÜM ORTAKLARIMIZ

bizajans, kent akademisi, sunubank