Yaylalarımız Çıkış Yolumuz
Ordu ortalama bir Karadeniz kenti ve kentimizi tarım-hayvancılık anlamında; yayla kesimi, orta kesim ve sahil kesimi olarak üç kısma ayırarak inceleyebiliriz.
Dolayısıyla yayla kuşağı ilimizin üçte birini oluşturmakta. Tahminlerime göre ilimizde 500 ün üzerinde yayla ve obamız var ve yayla ve obalarımızda yok denecek kadar az insan yaşıyor veya burayı geçim kaynağı olarak kullanıyor.
Yayla ve obalarımızı ihmal ettiğimiz çok açık.
Yayla ve obalarımız hayvancılık için bulunmaz fırsatlar oluşturuyor: yazın otlatma ve kışın ise yaz dönemi kesilen otların depolanmasıyla yem ihtiyacını karşılıyor.
Yeri gelmişken daha önce yazdığım “ORGANİZE KUZU BÖLGESİ” başlıklı yazımı bir cümlede özetleyeyim: 500 yayla veya oba, her yayla ve oba 10 sürüye yeter diye düşününce 5.000 sürü yapar, her sürüyü ortalama 500 küçükbaş kabul edersek 2,5 milyon küçükbaş yapar, her küçükbaşı ortalama 500 TL kabul edersek toplamda 1 milyar 250 milyon TL ilimiz MİLLİ GELİRİNE katkı anlamına gelir. Efendilerrr bu rakam fındığın Ordumuza bıraktığı paradan daha fazla bir gelir demek.
Bu fırsatı kim görecek ve adım atacak? Neden yapmayız? Suç çiftçide mi? Üst üste bir sürü cevapsız soru. Cevap: her eksiklik bir yönetim sorunudur, isterse konu ile ilgili yönetimlerimiz bu sorunu 5 yıl gibi bir zamanda çözebilirler.
5 YILDA FINDIĞIN ORDUMUZA BIRAKTIĞI PARA KADAR İLAVE KAYNAK ÖNERİYORUM: benimkisi icat çıkarmak gibi bir şey… zamanı gelince zaten yapılacak, gecikmenin vebalini üzerimden atmış olayım diye şimdiden yazıyorum.
Yayla ve obalarımız turizm anlamında da ciddi fırsatlar sunuyor. Ordu olarak öncelikle Çambaşı, Parşembe ve Ericek yaylalarından mutlaka bir DAVOS çıkarmalıyız.
Ayrıca, yayla turizmi anlamında; konaklama, yeme içme, alt destinasyonlar oluşturma, güvenlik, dünya mutfağı, hijyen-temizlik, ekolojik üretimler, rehber, tur, hediyelik eşya vb. bir çok parametre açısından titizlikle hazırlanmamız gerekiyor.
Yaylalarımızın kış turizmi potansiyelini de yeterince kullanamıyoruz. Aslında hiçbir turizm potansiyelimizi yeterince kullanamıyoruz. Bunun sebebi turizmi bir bütün halinde çalışan ve hazırlanan özel sektör ağırlıklı bir yapılanmanın ve uygulamanın olmaması.
Turizmde fırsatları kaçırıyoruz, “ne olursa olsun yeter ki arap turistler gelsin” mantığıyla rasgele tanıtımlardan oluşan doldur boşalt hareketler ne Ordu’ya nede Ordu turizmine bir şey kazandırmayacaktır.