Yayladan Denize Kırsal Kalkınma
Hazreti Allah Ordu’ya ençok dört şeyi vermiş: yayla, orman, fındık ve deniz. Malesef biz bu dört potansiyeli değerlendirememişiz.
Ordu’nun içerisinde 50 bin hektarlık merası olan 320 yayla ve obası var, ayda yılda bir uğrayıp yayla havası almanın dışında neredeyse değerlendirmiyoruz. Nadiren küçükbaş hayvancılık yapılıyor, istisna olarakta küçük ölçekli ve ev ihtiyacını karşılamaya yönelik üretimler, hepsi o kadar.
Daha önce “organize kuzu bölgesi” başlığıyla bu konuyu detaylı yazmıştım: Yaylalarımızı küçükbaş hayvancılık olarak tam anlamıyla değerlendirebilirsek yıllık yaklaşık 1 milyar TL’lik bir gelir artışı sağlayabiliriz. Bu rakam fındığın Ordu’ya bıraktığı paraya eşdeğer bir meblağ demek.
Ayrıca, turizm sektörünün gelişmesiyle ortaya çıkacak; et, süt, keçi sütü, doğal üretimler vb. birçok ihtiyacımızı karşılayacağı gibi, aynı zamanda tarımsal üretim yapmamızı da destekleyecek bir girişim olabilir.
Türkiye’nin orman potansiyeli yaklaşık olarak Finlandiya’ya eşdeğer. Finlandiya yıllık orman ürünlerinden 100 milyar dolar gelir elde ederken biz 1 milyar dolar gelir elde ediyoruz. Ayrıca orman ürünleri ithalatımızda 10 milyar dolar. Düşünsenize uyuyan bir dev var ve bunu uyandırmak ulusal politikaların buna göre dizayn edilmesi ile birlikte yerel yönetimlerimize düşüyor. Orman varlığı itibariyle zengin olan ilimiz bu dönüşüme ayak uydurabildiği takdirde eminimki buradan ilave 1 milyar dolarlık bir pay elde edebilir.
Ayrıca ormanlarımızda yapacağımız dönüşümle birlikte lafta değil gerçekte yapacağımız bal ormanı, sosyal ormancılık faaliyetleri vb. çalışmalarla başta turizm, arıcılık olmak üzere birçok sektörümüzüde desteklemiş olabiliriz.
Ordu Türkiye fındığının üçte birini ve dünya fındığının dörtte birini tek başına üreten fındığın başkenti olan bir ilimiz. Neredeyse her eve fındıktan ekmek giriyor. Ama biz fındığın ya hamallığını yada aynı anlama gelen manavlığını yapıyoruz.
Çikolata imalatıyla ilgili daha önce defalarca yazdım ki fındığın katma değere dönüştürülebilmesi için inanılmaz bir fırsat ve çok küçük üretimlerin dışında bir şey yapmıyoruz. Eğer günümüzde katma değerli üretimi, inovasyonu konuşmamız gerekiyorsa ki öyle, çikolata sektörü Ordu için uyuyan bir dev ve kahramanını bekliyor. Çikolata park projesi var diyorsanız, o proje evet çok önemli, yazımını gerçekleştiren iki kişiden biriyim, ancak devede kulak.
Son olarakta denizlerimizle ilgili yazmak istedim. Denizimizi kazanca nasıl dönüştürebiliriz diye çok fazla kafa yordum. Sonuç olarak verimli ve uygulanabilir 50 nin üzerinde proje çıktı. Başka bir yazımda uyuyan dev: DENİZ başlığıyla deniz potansiyelimizi detaylı yazma sözünü vererek bugün sadece su ürünlerini yazmak istiyorum.
Ülkemizin turizmde önde gelen illerinden birisi de Muğla. 60 bin ton fiili su ürünleri üretimleri var, malesef bizde bu rakam 1.500 ton ve tartışıp duruyoruz.
Rakamlar ortada ve kırsal kalkınmayı konuşmamız gerekiyorsa en başta konuşulacak konular bunlar.