Yayılım İlkeleri
Amerika’yı ve Amerikalıyı örnek göstererek yayılımın kültür gelişimindeki önemli yerini belirtmiştim geçen günkü yazımda.
Hiç şüphesiz “kültür yayılımı” dünyanın nesrinde olursa olsun, iki toplum veya iki kültür birbirleriyle ilişki kurdukları zaman gerçekleşen bir olaydır.
Bununla; “Kültür yayılması” olayında ilke şu oluyor;
Bir kültür elemanı, önce ortaya çıktığı yere yakın toplumlar tarafından alınıyor. Sonra, kaynak topluma uzak toplumlara dolaylı yollarla geçiyor.
Hadi bunu örneklerle anlatalım. Diyelim ki A, B, C diye üç toplum var…
Bu toplum A ile B arasında bir bölgede yaşamakta ve A ve C arasında doğrudan bir ilişkiye engel olmaktadır.
O takdirde A toplumunda icadedilen herhangi bir kültür unsuru B toplumunda benimsenmediği takdirde C toplumuna geçemiyor.
Kültürlerin dağılımını inceliyorum da uzun zamandır vardığım sonuçlar bu yazdıklarım.
B’ye ancak, C’de benimsendikten sonra, yani zaman olarak daha geç geçtiği görülmüştür.
Alfabenin, yazının ve diğer kültür unsurlarının yayılışında hep bir prensip geçerli olmuş.
Özellikle ticari ilişkiler, savaş ve yakın komşuluk ilişkileri ile icat, önce yakın, sonra daha uzak bölgelere yayılmıştır.
Yayılma olayında ortaya çıkan ikinci bir ilke de ek icatlardır. Bu şu demektir; Bir icat, suya atılan taş misali dalga dalga diğer toplumlara yayılırken, arada bazı ilaveler yapılıyor.
Ve ilk icada yapılan yeni ekler de bir toplumdan diğerine geçiyor düşünsenize?
Bunun en güzel örneği de şu an Türkiye’de yasak konulan sigaranın tütününün yayılışını verebilirim.
1506 yılında Virginia valisi Ralp Lane, İngiliz kâşiflerinden Sir Walter Raleigh’e yerlilerin kullandığı bir pipo hediye ediyor. Ve tütünün nasıl içildiğini gösteriyor.
Sir Walter, İngiltere’ye dönüşünde saraylılara tütün içmeyi öğretiyor.
Ve bu adet saraydan halk kitlelerine inanılmayacak hızla yayılıyor.Bu tarihten çok önce, 1558’de Francisco Fernandez isimli bir İspanyol, tütünü İspanya’ya getirmişse de, ilkin ilaç olarak kullanıldığından buradan yayılması geç ve yavaş olmuş.
İşte bu iki noktadan tütün bütün eski dünyaya yayılıyor. Dediğimiz gibi, yeni bir icat yayıldığı yerde değişikliğe uğruyor.
Tütünde öyle olmuş, nargile ve enfiye şeklinde kullanılmaya başlamış.
Nargile yakın doğuda icadedilmiş olup, bu bölgenin dışına yayılamamış nedense… Enfiyenin kaynağı İspanya sanılmaktadır.
Tütün burada ilaç olarak kullanıldığından olsa gerek!
Portekiz’den Fransa’ya gönderilen ilk tütün enfiye tünüymüş. Ve Fransızlar derhal bunu kabul etmişler. Bilselerdi sağlığa bunca zararını yine kabul ederler miydi bu da düşündürücü doğrusu.
Fransa’dan her zaman olduğu gibi tüm Avrupa’ya yayılmış.
Tütünün ilk sigara olarak kullanılışı Akdeniz ülkelerinde görülmüş. Birleşik Amerika’ya çok sonra geçmiştir.
Görüldüğü gibi, kültür yayılması basit bir oluş değildir. Yayılmada “icadedilenin” varlığı kadar, alanın varlığına da ihtiyaç vardır.
Yani yayılmada bir verenin bir de alanın varlığı gerekiyor.
Çok kere bir toplumun kültür elamanını almadaki gönülsüzlüğü yayılmaya imkânsız kılmış veya hayli geciktirmiş.
Ve öyle görülüyor ki, yayılmada alanın rolü çok büyük.
Aslında bu kadar zararlı olan sigaranın icadı ve yayılması kültür gurubuna girmesi beni rahatsız etse de, sigara da bir kültür yayılması içerisinde maalesef. En çabuk yayılanda o!
Hep öyle olmuyor mu, nerde kötü alışkanlıklar, insana ve insanlığa zarar verecek alışkanlıklar varsa çok çabuk yayılıyor.
En faydalısı da sevgi… Sevgi ise hep irdelenir nedense. Sahte bulunur, sevgiyi yaşayanlar ve yayanların şevki kırılır sahte sevgiler adı altında saçmalar bazıları da.
Siz yine de sevmeyi gerçekten biliyorsanız yayın her yere aldırmadan o sevmeyi bilmeyen bazıları da öğrenir belki.
Her kültürün sevgiye bağlı olmasını dileyerek
Sevgiyle mutlu kalın.
Artık teknoloji yayılır, kültür yayılır.
Ama bu bazılarına bu da yetmez, yayılmak için Yardım Konvoyuna saldırır.
CAMİ DUVARINA İŞEYEN İT GİBİ
Haziran 2nd, 2010 at 02:51