Yavuz Hırsız
Amerika her yıl ülkeler için İnsan Hakları Raporları hazırlar. Rusya, Mısır ve Sri Lanka için de hazırlamış. Rusya’da insan haklarının olmadığını raporlaştırmış.
Aslında, Amerika’nın insan hakları raporu hazırlaması, yavuz hırsız ev sahibini bastırır masalına benziyor. Milyonlarca insanı bir seferde katledeceksin, katlettiğin insanların yakınlarına sende insan saygısı yok diyeceksin.
Demek ki, rapor hazırlama tekeli, güç kimin elindeyse onun hakkı oluyor.
Çoğu zaman insanoğlu adalet arar durur. Sonunda, güç elinde olmadan, “hak” olmayacağını anlar. Ahlakın gerilemesindeki temel neden de budur.
Gücün hükmettiği yerde, ne ahlak, ne adalet ne de demokrasi olur. Ahlakı yaratmak denetimsiz gücü(=adaletsiz gücü) denetim altına almak demektir.
Tüm dünya, Amerika’nın insan hakları raporları hazırlamaktan maksadının ülkeleri baskı altında tutmak için yapıldığını biliyor. Aslında yapılmak istenenin, insan hakları bahane edilerek, ülkelerin içişlerine müdahale edecek araçlar yaratmak olduğu çok açıktır.
Temel gayenin bu olduğunu tüm insanlık bilir. Ama güç emperyalizmin elinde olduğu için göz yumar ya da gereğini yapar.
Guantanamo’da, Bagram’da olan işkenceleri görmeyeceğiz, CIA’nin özel hayatların içine girerek sürdürdüğü kışkırtma ve cinayetleri görmeyeceğiz ve Amerika’ya insan hakları payesi vereceğiz.
Yutarsak bu propagandayı yutmuş olacağız.
Bu rapor ile Amerika Rusya’ya diyor ki, sende demokrasi yok, insan hakları yok. Çünkü sen dernekler ve vakıfların dışarıdan para almasını yasaklıyorsun. Yani bu cümleyi tercüme dersek; senin iç işlerine yeterince müdahale edemiyorum. Rusya’nın içinde yeterli araç üretebilmem için bu yasağı kaldırman lazım.
Rusya bunu yapmadığı için “otoriter devlet” olmuş oluyor.
İnsan hayatının bedelini en düşük değerde tutan yegâne düşünce emperyalizmdir. Emperyalizmin kendisi insan düşmanlığı üzerine inşa edilmiştir.
Ondan insan hakları beklenir mi?
Not; Türkiye’deki birçok dernek ve vakıf Avrupa ve Amerika’dan para desteği alır.
16.3.2010, bulentesinoglu@gmail.com