Yaşasın Dünya Erkek Egemenliği!..
Değerli okurlarım bu köşe yazısının iki ana başlığı var. Birisi yukarıdaki başlık, diğeri de, “KANDİL YAKLAŞIRKEN GÜNAH İŞLEMEK!” buyurun hep birlikte okuyalım. “Kızını dövmeyen dizini döver” diye bir özdeyişimiz olduğunu hemen hepimiz biliriz. Hadi bunda biraz “ataerkil” yapılanmanın etkisi var diyelim. Kafamıza göre müdahale edip yanlışı düzeltelim.
Ve şöyle diyelim. “Çocuğunu dövmeyen dizini döver.” Desek, ne değişir?
Bu cümlenin özünde “dövmek” var. “Döverek güç göstermek!” , “Hukukun üstünlüğünü sağlamak!”, “İktidar olmak!”, “Söz geçirmek!”, “Dikte etmek!” var.
Çünkü “genetik şifrelerimiz”de bu var…
Veya da özdeyişi bir düşünsel kültür devrimi ile değiştirsek “kızını sevmeyen ya da çocuğunu sevmeyen kendini de sevmez” desek! Ne olur?
Diyenler tu kaka olur. Dokuzuncu köyden onuncu köye ya da bir yerlere yollanır!
Küfür etmek!, Silah sıkmak!, dayak atmak serbesttir.
Aşk, Seks, sevgi kavramlarını özgürce kullanmak adeta yasak gibi…
Ne olur sanki? Böyle olsa kızlarımız, kadınlarımız layık olduğu makama yükselir, erkekliğimiz geride mi kalır?..
Ne yazık ki; tüm kutsal diye bilinen metinlerde hikaye “ADEM” le başlar.
Havva’nın güya O’nun “eğe kemiğinden” türetildiği gibi bir “israilayat” saçmalığına inanılır(!) “Düğme baştan yanılış iliklenmiştir” artık! “KADIN” ikinci sınıf olarak ta baştan kazınmıştır zihinlere…
Kim ne derse desin! “Dünya erkek egemen dünya” egemenlik kayıtsız şartsız ulusundur. Sahi, o “ULUS” sözcüğünün içinde “KADIN” var mıdır?
Kim ne derse desin ama benim algıma, anlayışıma göre o “ULUS” ta bal gibi erkek demektir!..
O durumda “egemenlik” kayd-ı bila şart erkeklere aittir!...
Yaşasın Dünya Erkek Egemenliği!
Ne olmuş yani dizini de döver, kızını da oğlunu da hatta karınsı da!..
Dünya o kadar küçük ki, gücü “SPER”se yani dünyanın jandarmasıysa hereksi dövüp dövüp hizaya getirme hakkı vardır!
Döver de döver… Vura vura hizaya getirir..
Libya, Mısır, Afganistan, Irak erkeklerden dayak yedi yenildi! Şimdi sıra Suriye de,
daha sonra mı? Kim bilir İran da, belki de Allah göstermesin Türkiye’de,
Silah sıkmak, dayak atmak, işgal etmek serbesttir.
Sevgi, aşk, güven, saygı yasak öyle mi?
Mübarek “KADİR GECESİ” yaklaşırken biraz “düşünsel günah” işleyim dedim. Bunlar geçti aklımdan..Nede olsa “kandilde affettiririz” kendimizi!.. “Kuzey Irak’taki KANDİL mi?” Dedin! “SUS!” başka kandil mi var? Ben mübarek “KADİR GECESİ”inden bahsediyorum.
Küresel, sınırsız, sınıfsız, aşk ve sevgi dolu bir gelecek özlemiyle!..
Allah taksiratımızı affetsin! (amin)
ATATÜRK KÖŞESİ
Birlik ve beraberlik ölümden başka her şeyi yener…
DÜŞÜN-TAŞIN
G-ü-l-e-r-e-k Mutluluğunuzu Ölçün.. (Lilay Koradan)
GÖNDERMELER
-Gönüllerin Valisi İlhan ATIŞ’ın gözyaları içinde Adana(lı)ya veda ettiğini biliyor musunuz?
-Seyhan Belediye Başkanı Prf. Dr. Azim ÖZTÜRK’ün sessiz ve sakin bir şekilde hizmete devam etmesi kimler tarafından alkışlanıyor?
- Yüksel Mert olarak, (küfür hakaret içermeyen) her türlü eleştirinin, sayın Cumhurbaşkanı, Başbakan ve herkes için olmazsa olmaz bir temel prensip olduğuna inananlardan olduğumu biliyor musunuz?
-Yüreğir Şehremini Mahmut Çelikcan’ın bizaat telefonla arayarak, “Yüksel Bey, 3. dünya ülkelerinin reklamlarını anımsatan Zihni Bey’in Ramazan reklamlarıyla beni kıyaslamanızın elmayla armutu karıştırmak kadar abesle iştigaldir” dediğinden haberiniz var mı?
- Mahmut ÇELİKCAN’ın, sadece eleştirilerle ilgili değil, kendisini takdir ettiğim GÖNDERMELER’le ilgili de iltifatlarını beklediğimden habri var mı?
-Adana Sevdalısı Mesut ERAY’ın, Gelen Vali için değil giden Valimiz İlhan ATIŞ için yapmış olduğu VEDA klibinin (adana valimiz ilhan atışa şükranlarımızla..mpg www.youtube.com) dostluk ve vefa adına ne anlam ifade ettiğini bilmeyen var mı?
-Ekspres Gazetesi Patronu HBY’nin herekse, herkesime adil ve tarafsız bir şekilde her türlü eleştiriyi yapabileciğimizin teminatı olduğunu bilmeyen, duymayan, anlamayan var mı?