content

ikradan-mahyaya-aydinlanma

07 Oca

Yargıtay’ın Başka Önemli İşleri Var!

Hak hukuk gözeten ülkelerde suç, suçlu, ceza, mahkumiyet konularında insanın vicdanını yaralayan düzenlemeler, düzensizlikler görülemez.

Gelişmişlik düzeyi ile adalet anlayışı arasında ciddi paralellikler bulunur. Adaleti muhkem olmayan bir ülkenin gelişmişliği sadece yüzeysel ve vitrinliktir. Bu hukuksuzluk durumu da toplum içinde her an patlamaya hazır bomba işlevi görür.

Doğrusu devlete karşı işlendiği iddia edilen suçlarda tutukluluk süresinin kısaltılması son derece olumlu karşılanabilir. Çünkü devlet bir kişi veya grubun kendisine karşı suç işlediğini iddia ediyorsa bunu bir an önce kanıtlamak zorunda olduğunu da bilmelidir. Hükümet hiçbir mazeretin arkasına sığınarak davanın sonuçlanmasını geciktirmemelidir. Gelişmiş ülkelerin bu tür davaları geciktirmemesi için önlemleri hazır değilse gelişmişliğinden bahsedilemez.

Ama kişi/birey haklarını ilgilendiren davalarda devletin hiçbir şekilde sanığın (af, tahliye gibi) lehine olan bir tercihte/ictihada, tasarrufta bulunma hakkı yoktur.

Az gelişmiş ve geri kalmış ülkelerde yasalar ve özellikle ceza yasaları vatandaşın aleyhine işlemektedir. Yargılama, delil toplama, teknik olanaklar her zaman sanığın zarar görebileceği şekildedir. Gereksiz gözaltı, sorgulama, tutuklama, suça tekabuliyet arz etmeyen fahiş cezalar da bu geri kalmışlığın götürüsüdür.

Ancak ülkemizi “doluya koysan almaz, boşa koysan dolmaz” bir yerde görmek insanı kahrediyor.

Tamam, geciken adalet adalet değildir.

Tamam, hukuk devleti ve çağdaş ülkelerde mahkûm, zanlı, sanık bir an önce yargılanmalı ve dava sonuca bağlanmalıdır.

Tamam, mağdurun lehine ictihad edilmeli ve bu durumda da adaletten sapmamalıyız.

Tamam, tamam, tamam…

Skandal boyutundaki son tahliyelerden söz ediyorum.

Yargıtay’ın bakamadığı! tutuklu dosyalarından dolayı iki gündür cezaevlerinden tahliyeler yaşanıyor. Benim serbest bırakılanın kimliği, isnad edilen suçla alakalı tutumumdan ziyade, hükümet ile Yargıtay’ın geciken adalete duyarsızlığına itiraz ediyorum. Çünkü çok iyi biliyorum ki özellikle siyasi suçlarda/davalarda sorumlular sanığın hak ve hukukunu çiğnemede bir beis görmezler.

Bir ülke düşünün adliyesi, Yargıtay’ı cümbür cemaat çalışıyor ama bir türlü canilerin, katillerin, ırz ve namus düşmanlarının davaları sonuçlanamıyor. Kimi zaman kurunun yanında yaş da yanarken kimi zaman masumlarla birlikte bu insanlık düşmanları da salıveriliyor.

Elbette ki bu son tahliye edilenler arasında da hem masum insanlar olabiliyor hem de 10 yıldan daha az ceza alabilecekler de mümkün ve dolayısıyla bunların mağduriyetlerinin düşünülmesi gerekir. İlke olarak yargılamaların en kısa sürede gerçekleştirilmesi, bir karara varılmaz ise tutukluluk halinin en az süreye indirilmesi gerekir.

Şimdi karşı karşıya bulunduğumuz durum çok daha farklı.

“Rahşan affı”nı kınayan bu iktidarın o günkü siyasetçilerinin çok ciddi çelişki içinde olduklarını görmek zor değil. Bu tahliyelerin vermiş olduğu vicdani sorumluluğu nasıl kabul edilebilir hale getirdiklerini ise anlamak oldukça güç.

Neymiş efendim?

Savcı ve hâkim sayısı yetersizmiş!

Peki, hükümet bu yetersizliği göremiyor muydu?

Personel yetersizliğini gidermenin bir yolu yok muydu?

Bunu o günkü HSYK’nın yapılanmasına bağlamak bana inandırıcı gelmiyor. İnandırıcı gelmiyor diyorum, çünkü bu olup bitenler sabah akşam ortaya çıkan bir şeyler değil ki.

Üstüne üstlük Ak Parti Genel başkan yardımcısı Bekir BOZDAĞ çıkıp;

“Aslında bu davaların dosyaları bir saate tamamlanabilir” demesin mi?

Allah’ım bu bir şaka mı? öyleyse ne kötü şaka!

Düşünebiliyor musunuz?

İktidar bu tahliyelerin geleceğini bile bile susuyor, istinaf mahkemeleri çalıştırılmıyor, hiçbir tedbir almıyor ama sıra tahliye eleştirilerine gelince “bir saatlik iş” deyiver… Sahi seçimler yaklaşınca birileri bunun üzerinden başbakanın işini zora sokmak için içerden düğmeye basmış olmasın? Malum-u âliniz düğmenin “düğmesi” bulunamadı ya...

Bugün karşılaştığımız vahim sonucun önüne geçmek için oluşturulan istinaf mahkemelerinin akıbetini bilen var mı? Hani 5–6 yıl önce Yargıtay’ın da iş yükünü hafifletme amacıyla oluşturulan istinaf mahkemelerinin uyum yasaları nerede?

Hükümetin bunu izah etmesi gerek. Yoksa hükümet suçu Yargıtay’a, HSYK’nın eski yapısına yükleyerek işin içinden çıkamaz.

Hâkim ve savcı yetersiz idiyse hukuk fakültelerinde öğrenci sayısı arttırılır ve en geç 6. yılında bu eksiklik telafi edilebilirdi. Bu da yetmiyorsa meslek daha cazip hale getirilir ve pek çoğu “işsiz” avukatların bu mesleğe dönüşleri gerçekleştirilebilirdi. Bunu yapmayı düşünmemişseniz bu apayrı bir ihmalkârlıktır.

Sadece hükümet mi suçlu/hatalı?

Yargıtay da üzerine vazife olmadığı konularda hükümetle kapışmayı “vatani görev” addedince bu gibi “önemsiz” konulara yeterince zaman ayırmayı dert etmedi bile.

Düşünebiliyor musunuz?

Yarın Hrant’ın “çocuk” katili SAMAST ve Danıştay baskınının canisi Alpaslan ARSLAN serbest kalırlarsa hiç şaşmam. Böyle bir durumu hükümet yıllarca ağzıyla değil kuş, kuş sürüsü tutsa, amuda kalkıp düm tek tek de yapsa anlatamaz.

 

Etiketler : , , ,

Bu Yazıyı Yazdır Bu Yazıyı Yazdır

4 Kere Cevaplanmış to “Yargıtay’ın Başka Önemli İşleri Var!”

  1. 1
    İbrahimî Feyzullah Says:

    Kıymetli Hocam,
    İlhan Cihaner olayında yargı ne kadar da hızlıydı! Hem de fotokopi üzerinden dava neticelendi.
    Recep Tayyip Erdoğan'ın milletvekilliği meselesine 2002'ye gidersek orda da yargı çok hızlı.
    Son CHP tüzük olaylarında yargının hızına şapka çıkardık.
    Bir kurum düşünün, müntesipleri, otellerde yapılan adına tarım politikaları denilen konferansların müdavimi.
    Bir kurum düşünün, kendi görevinden başka herşeyi yapıyor.
    Kabul etmeliyiz ki, yargı, hükûmetin her türlü reformuna defans uygulamıştır.
    Kendi işinden başka her türlü kirli işi yapmış, siyasi bir parti gibi beyânatlarda bulunmuş, ihsâs-ı rey yapmış bir yargıdan ne beklersiniz!
    Seyfi Baba sağolsun!

  2. 2
    suat koru Says:

    aynen ustadim başka islerle ugrasiyorlar

  3. 3
    Hamit SURENLI Says:

    hukumet acz icinde kaldi yargitayda rahat bi sekilde oyununu oynadi

  4. 4
    vedud murat Says:

    Evet hocam öyle bir kurum ki yargıtay tam 6 yıldır onaylanan bir haksız tutuklanma neticesinde davayı kazanan ( ben ) birinin dosyası tam 6 yoıldır onaylanmak için bekliyor.
    Ne yazık ki hala beklemekteyiz nasılksa ensesi kalın kimsemiz olmadığından dolayı beklemeye devam ediyoruz .
    Daha da bekleyeceğe benziyor ..
    onların kendi işleri varken başkalarının maduriyetleri kendilerini bağlamaz ....
    saygılarımla yüreğinize sağlık hocam..
    kul vedud murat



2007-2012 Bilgi Agi / Turkiye nin Interaktif Kose Yazari Gazetesi

Designed By Online Groups
ÇÖZÜM ORTAKLARIMIZ

bizajans, kent akademisi, sunubank