Yargılamada Ustayız!
Kim olursa olsun karşımızdaki insanın ne tür bir insan olduğunu anlamadan yargılayabiliyoruz maalesef.
Çoğu zaman hatalarını anlayışla karşılarken de değerlerini övgüyle gösterebiliyoruz.
Ne kadar merhametli olursak olalım, ağzımızdan; “ah, o sıralarda affediciydim” sözü çok az çıkmıştır.
Bunun yerine “Keşke o kadar sert ve acımasız olmasaydım!” sözü dökülmüştür.
Gene, incelikle hoş görmek ve kararsızlık arasındaki farkı ayırt etmemiz gerekir.
Kararsızlık; tereddüt içinde gerekli eylemi yapamamaktır.
Hoşgörü ise; asla avarece dolaşıp durmak ya da belli bir görüşümüz olmadığından sessiz kalmak demek değildir.
Gerektiğinde kızmalı, mecbur kaldığımızda kızgınlığımızı yani azarımızı kullanmalıyız.
Ne var ki bunu yaparken gönlümüzde olumsuz şeyler olmamalıdır.
Yani şartlar gerektirdiğinde, bu ikisini kullanmalıyız. Ama bu ara asla garez duymamalı, gönlümüzde haset taşımamalıyız.
Yapmamız gereken sadece şeklen kızmak…
Eğer bunu becerebilirsek, azarlanan insan, uğradığı muameleye rağmen, üzüntü duymayacak, yanlışını görebilecektir.
Başkalarını hiçbir nedenle kınamamak, bunun yerine kendimize dönüp bakmak aldığımız dersi gönlümüze sindirmek gerekir.
İnsanların çoğu başardıkları işler ödüllenmediğinden ve yeteneklerinin fark edilmediğinden yakınırlar.
Bu onların daha başlangıçta karşılığını almak için çaba harcadıklarını ve ün kazanmak için yeteneklerini sergilediklerini gösterir. İstekleri olmayınca da kızarlar.
İnsanın çalışma nedeni işine olan sevgisinden değil de, baştan ödül ve övgü kazanmak ise, o insan henüz çıkarların kölesidir.
Hayatın güçlükleri, görev ve insanı özgürlüğünden bazı şeyler, bir başka açıdan gözlendiğinde akıl ve ruhun eğitimi için gereklidir.
İnsan hem ruh dünyasına gelse ve sadece istediği alanda ilerleyecek olsa, bu sorun değil. Ne var ki, madde dünyasının bir bireyi olarak, tecrübesi az olan insanın bu son derece karmaşık dünyada olgunlaşmasına ve başkalarına yararlı olması mümkün değildir.
Bu ara da tüm hayatımız boyunca sıkıntılar çekmek de katlanılmaz olurdu.
Hala bu tür şeyler yazıyorum ve yazılıyor.
Hayatın güçlükleri konusunda anlayış kazanma ve olgunlaşmak amacındayız tabii ki.
Amacımız belli; her zaman temel ahlaki ilkeleri gözetmek ve onlara uygun hareket etmek…
Sadece yaşamda anlam arayışı içindeyiz. İletişimimizin genelde insan olması anlamları daha bir gözler önüne seriyor.
Anlam arayışımıza yine devam edelim.
Sevgiyle mutlu olarak…