Yar Bana Bir Eğlence!
Öncelikle söyleyeyim, yaklaşık iki ay aradan sonra yazmak güzel şey. Kendi kendime yaz tatili verdim. İki ay aradan sonra bu sitede ilk defa yazıyormuşum gibi heyecanlıyım
Geçen hafta ramazanın son günüydü ve haliyle geçtiğimiz Salı günü de bayramı kutlamaya başladık.
Her müminin geçmiş ramazan bayramını kutlarım.
Her ramazanda ramazanı önemseyen televizyon kanalları önemseme derecelerine göre ramazan programları yaptılar. TRT’de bunlardan biriydi.
Bu program iftar saatine yakın olduğu ve oturduğum ilçede ulaşım sorunum olmadığı için TRT’nin bu programının çoğunu izledim. Yine her zamanki gibi Allah, peygamber, din sevgisinden ve haliyle orucun faziletlerinden bahsedildi.
Lakin günlük hayata dair en ufak konulardan dahi bahsedilmedi. Mesela temizlik konusunda ya da yiyeceklerin müsrifçe harcanmasından bahsedilmedi.
Varsa, yoksa dinin, orucun faziletleri… Kamil insan olmanın yolları… Yani işin pratiğinden çok felsefi konularla dolu “çevir gaz yanmasın” türü şeyler…
Hâlbuki dinler dolayısıyla İslamiyet günlük hayatımızda bazı davranışlarımızın kontrol edilmesi konusunda belli kurallar koyup telkinler yapmazlar mı?
Söz gelimi, camilerimizin şadırvanlarında dahi muslukların açık bırakılıp suyun israf edilmesi Allah sevgisinin felsefesini yapmaktan çok daha önemli değil mi? Ya da onlarca ton ekmek israfının önüne geçilmesi konusu işlenmesi peygamber sevgisini anlatmaktan çok daha önemli değil mi? Kaldı ki Somali de bunca ızdırap, perişanlık ve açlık kol gezerken…
Yine bu tip (Allah, peygamber, kuran sevgisi, orucun hikmeti gibi) konuların işlenmesi öyle zannedildiği kadar da ilgi çektiği kanısında da değilim. Çünkü birincisi bu sevgiler ve hürmet olmasa kimse oruç tutmak gibi bir zahmete(!) katlanmaz. “Namazda gönlü olmayanın ezanda kulağı olmaz” atalar sözünde olduğu gibi oruç tutmak niyeti olmayan zaten bu programları izlemez.
Bana şu soruyu sorabilirsiniz;
Günün o (ruhen ve bedenen) meşakkatli olunduğu saatte sanki akıl veriyor, nasihat ediyormuş gibi insanları hizaya(!) getirmeye çalışmak izleyici tarafından hoş karşılanır mı? Bu soruya karşılık cevabım “ehh program yapımcılığı ahkâm kesmek değildir. İzleyicileri sıkmadan, küstürmeden meramı anlatıp dersler vermektir”. Bundan sonraki cümlelerim bıçak sırtında cümleler olacaktır biliyorum. Lakin yine de yazacağım. En azından belki bir okuyucum bana yazdıklarımın yanlış olduğu konusunda ikna edecek bir şeyler yazar.
Derdimi bir misalle anlatayım… Mesela program sunucusu ya da konuk konuşmacı temizliğin faziletlerinden bahsederken işin kolayına kaçar ve “peygamberimiz temizliğe çok dikkat ederdi” der…devamla peygamberimizin hayatından bir örnek verir. Bu bana ideolojiye saplanmış kişilerin bir şeyi ispat etmek istediğinde, önderimiz kelimesiyle başlayıp bahsedeceği konuyla ilgili (önderin)ya bir veciz sözünü söylemesi ya da hayatından bir kesit anlatmasıyla işi kotarmaya çalışmasını hatırlatıyor.
İlmi ve fikri derinliği olmadan, günlük hayatın gerçeklerine bulaşmadan konuyu önemli hale getirmeye çalışmalarından başka bir şey değil gibi geliyor bana. Yani suya, sabuna bulaşmadan önemli konulardan bahsediyormuş gibi yapmak…
Belki de haksızlık ediyorum, kim bilir…