Yanılgı…
Su hakkında şu an yaşanan farklı olacak sandığımız boşluğun dolabileceğine inanarak serinliğine davet ediliyoruz, her nefes alan yolcuyla birlikte. Derinlikler yanılsamanın gerçek görsel şölenine ev sahipliği yaparken. Suyun içinde ki görünmeyen yaşamların vücudumuza dâhil olmadan önce seslenişleri olduğunu hiçbirimiz bilmeyiz.
Yanılgı bir kuyu ise gerçekliğine inandığımız ay gibi görünenin kuyunun içindeki suya yansımasına aldanacak kaç masal biliyoruz.
İdare edebileceğin birilerinin olduğunu sanmakta bir yanılgıdır. Çünkü bireyin doğuştan gelen tek sorumluluğu vardır, o da kendini idare etme yeteneğinin farkına varabilmesi.
Buna dayanarak kendini idare edemeyen bir yanılgı daha birçok yanılgıyı doğurur. Çocukluktan çıktığımızı düşünmek aslında etraflıca düşünüldüğünde sanırım çocukça gelebilir. İstenmeyen anılarını erkenden, tüketir çocuklar, yanılgıları minimumdur.
Ve gezdiğimiz, düşündüğümüz, ürettiğimiz, her konu başlığının yanında bir süre sonra görünebilir çocuk yanılgısı.
Yanılgı, olmasını istediğimizle, olabileceği mümkünlük kazanmış arasındaki hamakta sallanırken, rahat olmamalı düşünce sesinin yankısı.
Destursuz mesajların alındıktan sonra, hızlı bir şekilde karşılığının yayılmasına sebep olan da yanılgıdır.
Peki ya yanılgıları gerçekliğin oluşmasında el freni gibi çalışan bir mekanizma sanıyorsak eğer. Aslında olduğumuzu düşündüğümüz bir şeyi olmadığımızı sanmak gibi nitelendirdiğimiz bir durum yanılgımıdır dersiniz.
Başkalarının hayatından tiyatro sahneleri araklarken yakalanıyorsanız eğer, birileri de bunu görüp sizinle paylaşmıyorsa, sizin hakkınızda yanıldığının farkına varır ve bu ortak yanılgının doruğunu oluşturur.
Yanılgı bir insan olsa durgun, sakin, çevresinde olup bitene tepkisizce salınan, yükleseniz tüm olumsuzluklardan büyük bir kefe omzuna, meyil verseniz dik durmalarına destekli desteksiz ara sıra, ne olurdu hali sizce.
Yanılgı Kuyusu yol üzerinde değil yaşadığım apartman katının arka bahçesindeydi küçükken, büyük bir arsanın ortasında melengiç dolu dallarının uzandığı, bana göre büyük bir ağacın gölgesinde. İçine kaç kere düşersen düş bir türlü akıllanmadan tekrar tekrar düşülen bir kuyu gibi yanılgı.
Yanlışa inanmak doğruluğu yanılgı, çekilebilecek acı varsa ölçüsünü belirleyebildiğin kadar da acını çekme girişimi vardır.
Olmuş bitmişse, kalmış yürümüşse, hazır olan can bulacaksa tek bir nedenle, yanılgı da hep varlığını sürdürür karar veremediğiniz her döneminizde.
Egemen olma isteği bir yanılgıdır ve bunun sonucunda ortaya çıkan yok olabileceğimiz tehlikesidir. Kendi kendinizi yok etmeyiniz hiçbir neden den ötürü. Veriler zamanla değişir ve buna ikna olduğunuz sürece de acele etmeyin, hatayı karşı tarafta aramak düşüncesine kapılarak ta işleri iyice zorlaştırmayın.
Güçlü yönetimleri her derdin devası sanma yanılgısından uzaklaştığımız ölçüde kendi kendimizi yönetmeyi ve yeni yanılgılardan uzaklaştırabildiğimiz ölçüde de bütünlüğümüzü korumuş olabileceğimiz düşüncesiyle yürüyüşünüze devam edebilirsiniz.
Yanılgılardan arınmanın başarılı yolu eskisinden kurtulmadan aceleyle yenisine adapte isteğini sürdürme tutkusudur.
İnsanın yüzüne inen tokat gibi bir yazı. Belki de hep düşündüğümüz ama dile getirmekten çekindiğimiz, sormaya bile yürek gerektiren şeyleri yazmışsınız.
Kendi adıma teşekkür ederim. Yalnız bir şey var. Yazınız okunup bırakılmıyor. İnsan duruyor bir düşünüyor, tekrar okuyor sonra durup tekrar düşünüyor. Evetleri çok oluyor.
Çok başarılı bir yazı.Sizi burada görmek büyük mutluluk.
Başarılarınız daim olsun.
Saygıyla
Eylül 27th, 2009 at 10:30Teşekkkür ederim. Asuman hanım yorumunuz için.
Eylül 27th, 2009 at 17:18