Yalnızken Sevdim Seni.
Kalabalığın gürültüsünden uzak ve gecenin rengine yakışan masumlukla. Bir iç çekiş ömrü kadar ayrıydım senden. Yanımda değilken bile düşüncemdeydin, düşüncemde değilken de yanı başımda.
Değmemişsin meğer. Geceye ayıp etmişim seni aklıma getirdikçe, güneşe ayıp etmişim onda seni gördükçe, gökkuşağı bana kızgın renklerini sana benzetim diye.
Haylaz kaçışlarımın hüzün saatlerinde yaşadım seni. Bilmezdim bu kadar çektireceğini. Bilseydim severmiydim hiç. Dönen dünyanın ipini saklıyordum avuçlarımda, tek kelimelik mutluluğa bırakacaktım tüm iplerini. Duruyordu, bekletiyordum, mutluydum, durmasın şimdi, bırakıyorum dönsün dünya.
Hayal ettiklerimin zamansız bitişi acıtıyor içimi. Terk edilişin hikayesi de daha bir acıklı oluyor. Ucunda veda varsa bir hikayenin, yazması daha bir zorlaşıyor.
Gözümü diktiğim bir beyaz kağıt parçası ömrümün anlamı olup çıkıyor. Oysa daha geçenlerde bir tomarını çöpe atmıştım. Nerden bilecektim şimdi onlardan birinin canımı yakacağını.
Şimdi zaman sabah. Gün yeni doğuyor benimle ve benimle de batacak. Her şey eskisi gibi olmasa da yine yaşanacak. Ben nefes alacağım, yemek yiyeceğim, işe gideceğim, eve geleceğim, bir çay demleyeceğim, kitap okuyacağım ama sen olmadan. Bir yerde bir şeyler eksik kalacak. Bir yanım hep ağlayacak.
Ağlayan yanımı odamın duvarlarına tablo yapıp en güzel halimle dışarı çıkacağım. İnsanlara bakacağım, kuşlara yem, denize çalım atıp güneşe gerçek rengiyle bakacağım. Gözlerimi kamaştıracak, kendine baktırmayacak ama bunu yapacağım.
Şimdi sadece kendim için yaşayacağım. Özgür bırakıyorum havada kanatlanan duygularımı, valizime kaldırıyorum güçsüzlüğümü, bir sonraki tatilime kadar koksun diye. Şimdiyi yaşıyorum içimdeki büyük nefretimle. Yağmur kokusuna hasret bir “ben” ile, yürüyorum şimdi bir bilinmezliğe…
Hissettiğim yalnızlığın kağıt üzerine aynen dökülmesi gibi. Tüm kalbimle kutlarım sizi başarılı bir yansıtma olmuş.
Haziran 23rd, 2010 at 16:45