Yalanı Pazarlama Sanatı
Doğru ve Dürüstlük "OUT", Yalanı Profesyonel Olarak Pazarlama "İN"
Nerede ne yapsanız, kime ne söyleseniz hep dürüstlüğünüzden ve açık yürekliliğinizden kaybedersiniz.
Başarılara tam ulaşacakken, bir riyakar, bir sinsi gelir üstünüzü çizer.
.....
Bütün bunları niye mi yazıyorum.
İki şeyden tabi. Birincisi, bunları hemen her gün yaşayan birisiyim. İkincisi de, ben ve benim gibi olanlarla birlikte artık bu dünyada yerimizin olmadığı.
Tat vermiyor riyakar insanların yağladığı sabunladığı köpürttüğü vıcık vıcık dünya,
Huzur vermiyor, sinsi, saman altından su yürüten insanların göçerttiği dünya...
Bu dünyadan da, bu zamanda yaşamaktan da istifa etme şansımız yok. En acısı da bu ya!
Ne diyelim: Bu zaman da olsa, bu zamanın İN OLAN KARAKTERLERİ DE OLSA, ben bu "İN" ler arasında "imalat hatası" olmaya razıyım.
İmalat hatası olmaktan bitap düşüp imalat hastası olana kadar " inim inleyen "BEN" in, iç çekişmeleri:
Sokağa çıkarken, iki cocuk baş başa vermiş oyun kurmuşlar. Oyunlarında depderinlere dalmışlar.
- İki sabi gencin diyaloglarında MASUM (BEYAZ) YALAN,
İşe gidersiniz, mesai arkadaşınız işe geç kalmış veya hiç gelemeyecektir, en profesyonelinden cümleler kurulur. Yalan cümle yalanla bezenir, iç içe matruşka gibi cirlop gibi anlatmaya bile kıyamayacağınız cinsten cümleler duyarsınız.
- Mesaideki Arkadaşınızın dilinde veya telefonunda USTURUPLU YALAN,
Televizyonu açarsınız, akşamların gecelerin değirmen taşı gibi zaman öğütme aracı olan dizilerden HERHANGİ BİRİNİ açarsınız. Oluk oluk değil sel gibi tufan gibi yalanlar. Bu film yapımcılarına sorduğunuzda "toplum böyle, biz toplumu yansıtıyoruz" deyiverirler.
- Dizilerde, tiyatrolarda, parodilerde, filmlerde SANATSAL YALAN,
TV lerde dizi, magazin vb. basit şeylerle zaman geçirmeyenler haberleri izlerler. Haberlerin baş aktörleri ise, politikACILAR. Zaten YALAN ve POLİTİKA birbirine aşık iki sözcüktür. Adeta yan yana gelmenin mutluluğundan orgazm olur. Politika işte, doğası bu.
- Haberlerin baş aktörü politikacıların ağzındaki PROFESYONEL YALAN,
Emlakçıların, Avukatların, Oto galericilerin, Sigortacıların, Öğrencilerin, bilgisayar tamircilerinin, teknik servislerin ağızlarına zaten yapışıktır. Onların söylediklerinin tam tersini düşünürseniz en isabetli kararı vermiş olursunuz. Verdikleri randevular ise ya en erken bir saat gecikmeli olarak tutulur veya hiç tutulmaz.
- Emlakçıların, Avukatların, Oto galericilerin, Sigortacıların, Teknik Servislerin, Öğrencilerin dilindeki ÇİKLET YALAN,
.....
Yok anacığım yok, yalanın türlerin saymakla sabah edemem mübarek Allah'ın gününde. Zaten koro halinde hayatın her katında alanında yalan söylendiği için doğruyu söyleyenler ZİNHAR BİR AN ÖNCE YOK OLMASI GEREKEN VARLIKLAR, İVEDİLİKLE PERİŞAN OLMASI GEREKEN VARLIKLAR.
Zaten artık işletmelerde mülakat aşamasında bile yalan söyleme konusunda ne kadar profesyonelsiniz diye onu bile ölçüyorlar. Yani argümanlarınızdaki yalanları ne kadar güzel makyajlayabiliyorsunuz, onları gerçek kılıfıyla nasıl yüzleyebiliyorsunuz, patronun jest ve mimiklerini nasıl gözleyebiliyorsunuz, pazarlayabiliyorsunuz, bunları ölçmeye çalışıyorlar. Yani yalanı profesyonel olarak nasıl ve hangi kalitede söyleyebildiğinize bakıyorlar.
SON=UÇ:
Yalan bir realite, başarı denen şey, onun profesyonelce pazarlanması.
İT-İ-RAF:
Ben bu dünyada sınıfta kalanların başındayım. İT gibi İ-nlesem de, RAF lara konulsam da, ben yalandan KALDIM ARKADAŞ!
Eh, efendim, bu pazar da "çemkirme" günüm olsun. Kahrımı çekiyorsunuz. Zıvanadan lakırdılar da etsem çoğu zaman yazılarımı sonuna kadar okuyorsunuz. Varolun efendim. Sağolun. Mutlu pazarlar, sağlıklı güneşler..
Not:
Bu yazı, https://www.bilgiagi.net, http://www.bilgievreni.com, http://www.gazetecanik.com, http://www.kamudanhaber.com, http://www.siyasalforum.net, http://www.ahmetfidan.com ile, Halkın Sesi, Gazete Canik vb. kağıt bası gazetelerde yayınlanmaktadır. Yazarın izni olmaksızın başka hiçbir yayın organında kaynak veya dipnot göstermeksizin kısmen veya tamamen alınamaz, çoğaltılamaz
Saydığınız hizmet sektörleri çok doğru teşhis hocam
Şubat 20th, 2011 at 17:45Ben de bunlardan en az bir kez tokatlanmışlığım var.
Hani derler ya BİR KULAĞIMIN ARKASI KALDI diye.
Benim şöyle bir sözüm var
Yüzde doksandokuzu müslüman olan şu ülkede diye söze başlayıp mileti ayakta dolandıran siyasetçileri başına oturtan bu toplum layık olduğunu mu buluyor acaba ?
Ben o yüzden hiç oy kullanmadım bu yaşıma kadar
Selamlar ve iyi pazarlar hocam