Yalancı Olanlara Bir Çift Sözümüz Var!
Yanımızda 7 yıl çalışmış olan zat-ı muhterem bizim için çiziktirmiş. Gazatacılar ve gazatalar hakkında yazılar yazdığımızı ama bunların oluşmasına katkımız olduğunu iddia etmiş. İnsanda biraz edep olur değil mi?Mesleğimiz için yaptıklarımız ortada duruyor. Yanımızda gazeteci sayılırken, ayrıldıktan sonra gazata kuranlar, gazatacılık yapanlar ortalıkta salınıyorlar.
Aynı zamanda ondan nasıl olursa olsun para getirmesini istemişiz gibi ima eden yazılar yazmış. Yine onun yanında, birilerine (onun yerine temsilcilik yapıyor arkadaşımız hem de ondan daha iyi yapıyor) bir fotoğraf ve birkaç not gönder demişiz de, bunu nasıl dermişiz diyerek, gazatacılara katkıda bulunduğumuzu ifade etmiş.
Şimdi yazdıklarına birkaç söyleyeceğimiz var sonra da yeni patronuna birkaç sözümüz olacak.
1- Yedi yıldır bulunduğumuz kurumların başında bir tek gazeteci, bir tek çalışan bizimle ilgili, 'para getirde nasıl getirirsen getir' sözünün bize ait olduğunu söylerse, diyebilirse bu işi bırakırız. Kendimizi dünyanın en şerefsiz insanı ilan ederiz. Ancak bunu söylemediğimiz halde, söylenmiş gibi köşesine taşıyanları da (ima yaratmak isteyenleri de) şerefsiz ve hayasız ilan ederiz.
2- Yanımızda çalıştırdığımız insanlardan istediğimiz para şudur. 'Kestiğimiz faturalardaki KDV miktarlarını gönderin.' Ve onlar için koyduğumuz (bir örneği daha yoktur) kotanın üzerinde olan şirketin hakkını göndermelerini isteriz.
Onlar için koyduğumuz kota düşük bir rakam değildir, bilinmesini isteriz. O kota analarının ak sütü gibi helaldir. O kota, bölgede maaş alarak çalışan arkadaşlarımızın aldığı ücretten fazladır, onlara bıraktığımız miktar.
3- Halen bize KDV ve prim borcu olanların bize laf söylemelerini, yazı çiziktirmelerini şahsiyetsizlik sayarız. Ve sözü yuvarlayarak üzerimizde şaibe bırakmasına izin vermeyeceğimizi, böyle yapan herkese haddini bildireceğimizin bilinmesini isteriz. İster bu yanımızda çalışmış olsun, isterse başkası olsun.
4- Gazatacı ve gazata kim(ler) için dediğimiz ortada durmaktadır. Yazılarımızda, sözümüzde arşivlerdedir. Mesleğini hakkıyla yapan ve hakkını veren meslektaşlarımıza sözümüzün olmadığını her fırsatta söyledik. Kast ettiklerimizin bizimle yolları kesişmez. Kesiştiğinde ise kendisinin bir gazatada olmadığından gazatacılık yapma şansı yoktur. Kurumumuzda çalışmanın, arkadaşlarımız için nasıl itibar yarattığını, herkes çok iyi bilir. Özellikle kendileri…
5- Dünyanın her yerinde gazetecilik yapan herkes bilir ki, gazetece yöneticileri muhabirlerine, 'Fotoğrafını ve notlarını gönder yeter' derler. Ve gönderilen notlar ertesi gün gazetenin sayfalarını haber olarak süsler. Bu küçümsenecek ve gazatacılık sayılacak bir olay değildir. Allahına kadar gazeteciliktir.
6- Dünyanın her yerinde radyolarda söyleşi, haber yapan kişilere gazeteci denir. Ayrıca kurumumuzda görev yapan her arkadaşımız bu kurumun bir parçasıdır. Bunu böyle kabul ederiz. Biri diğerini sevmiyor ya da özel hesabı var diye onu gözden çıkarmayız. Kuruma katkı yapmak isteyen tüm arkadaşlarımıza açığızdır. Nasıl ki, hayatında hiç televizyon programı yapmadığı halde televizyonumuz ve radyomuzun kapısı (yalan ve çarpıtarak yazmaktan kendini alıkoyamayan) arkadaşımıza açık olmuşsa, diğer kurumlarımızda görev yapan arkadaşlarımıza da gazetemizin kapıları açıktır.
7- Yine köşesine yalan taşırken, gazete patronunun (arkadaşımızdır ve herkesi en az benim kadar tanır) bilerek görmemezlikten (çünkü bilgisi vardır) gelmesini etik saymadığımızın bilinmesini isteriz.
8- Utanmadan yalan yazan ve söylediklerimizi çarpıtan arkadaşımıza sözümüz şudur. Hayatında çıktığın hiçbir kapıyı yüzüne kapattırma. Yalan yazma.
Söylemediğimiz ve ima etmediğimiz hiçbir sözü biz söylemişiz gibi yazma. Bizim için sana olan tüm kapılarımız bugünden sonra kapalıdır. Adam zannettiğimiz adamların, kapılarımızı kapattığımız günden sonra, hakkımızda yalan yazmalarını ahlaksızlık saydığımızın da bilinmesini isteriz.
Son söz: Bu mesleği neden bırakmaya karar verdiğimi tahmin ediyorum şimdi daha iyi anlayacaksınız. Düşünün adam yerine koyduğunuz, 'ihtiyacı var' diye şirketimize olan borçlarını affettiğiniz, son olarak ondan sadece KDV tutarlarını göndermesini istediğiniz halde utanmadan başka anlama gelecek bir şekilde yazılar yazmalarını ise bir kez daha hayasızlık sayarız.
Dörtte dört
Bölgemizde kimlerin belediye başkan adayı olabileceğini yönelik yazdığımız yazılar arşivlerde duruyor. AK Parti'nin adayları en erken cuma günü, en geç pazartesi günü resmi olarak açıklanacak. Şuana kadar bölgemizde AK Parti'nin Belediye Başkan adayları Silivri Hüseyin Turan, Büyükçekmece İlker Gürbüz, Güngören Şakir Yücel Karaman belli oldu. Arnavutköy CHP Belediye Başkan Adayı ise Ali İhsan Er-can oldu. Şu anda dört dört tam isabet.
AK Parti, CHP ve MHP'nin bölgemizde bulunan 15 ilçe belediye başkan adayının kimler olabileceğini yazdık. Yüzde 90 oranında yanılmayacağımı tahmin ediyorum. Aynı zamanda kimlerin kazanabileceğini de yazdık. Şurada adayların belli olmasına ve seçimlerin yapılmasına ne kadar zaman kaldı ki?
Tüm koşturmacalar Mart 30'unda son bulmuş olacak. Ben de o tarihten sonra yeni umutlara ve yeni hayallere yelken açacağım.
İyi hafta sonları…