content

yazarportal-com-bilgiagi-net-tasviriefkar-com

02 Haz

Yalan Karşısında Ne Söylenir?

Dün, “Et kokarsa tuzlanır, tuz kokarsa ne yapılır?” diye sorduk. Yanıt hemen geldi. Tuz kokmuştu ve yapılacak hiç birşey yoktu.
İrfan Ermiş efendi, adımızı zikre-derek yalan yazmış. Demiş ki, haberi yaptım ama arkadaşlarımız bilgisayardan almamışlar. Sonra demiş ki, ben o’na AK Parti haberini neden manşet yaptığını sormuşum. Kükremişim…
Yalan İrfan efendi, yalan!.. 
Utanmadan yalan yazmana, yüzün kızarmadan o satırları yazmana şaşırdım.

Meslek etiği ve yalanlar

Yazmışsın, kızarmadan, vicdanın titremeden; “Şovumuzu yaptık, döndük.” O gün orada protesto ettikten sonra; “Yahu biz niye tek taraflı davranıyoruz. Hele bir arayayım bakayım AK Parti İlçe Başkanı Selim Güçbilmez ne diyecek. Bu konuda o’nun nasıl bir savunması olacak” diye merak etmişsin, gitmiş görüşmüşsün…
Sonra, “Hem Başkanın anlattıklarını hem de Gazeteci Bahadır Sügür’e tehdit ve protesto haberini gireceğiz. Haberleri masa üstüne bıraktım, ofisten çıktım. Haberleri hazırlayan arkadaşlar, bilgisayarımdan Çatalca AK Parti haberini almış ama tehdit edilen gazeteci arkadaşın haberini almamışlar” diye de ertesi gün oflayıp püflemişsin.. Breh breh…
Sonra ben seni aramışım. Selam sabah yokmuş… Hayırlı mayırlı da yokmuş… “Sen AK Parti’yi nasıl manşet yaparsın? Sen benim muhabi-rime yapılan saldırıyı tehdidi nasıl atlarsın. Bu hiç etik değil, doğru değil” diye konuşmuşum. Sonra aynı sertlikte bana yanıt verecekmişsin ama boş ver demişsin… Büyüklük yapmışsın…
“Kişiye sormuşlar, nasıl bilirsin diye o’da yanıt vermiş. Kendim gibi demiş. Ali Tarakçı herkesi kendisi gibi bildiğinden benim oraya maddi çıkar için gittiğimi düşünüyor olmalı ki, böyle acı acı inledi” demişsin… Sana kocaman yazık… Meslek etiğini hatırlattım sana ama sen, ne anlarsın etikten… 
Hatta Allah tarafından da iki tarafın da beyanı gazeteye girmemiş, bu da tamamen tesadüf olmuş… Çatalca AK Parti İlçe Başkanı da fırsatçılık yapmış, İrfan’ı görünce… Hazır ayağına gazeteci gitmişken anlatmış, anlatmış, anlatmış… Bizim İrfan da manşet haber yapmış… Ben de boşuna hoplayıp, zıplıyor muşum… Hangi haberi yapıp yapmayacağını da bana soracak halin yokmuş, İrfan efendi…

Biraz etik ve tabi edep de…

Yalan yazıyorsun, çarpıtıyorsun, yüzün bile kızarmıyor İrfan… Yazdıklarının sadece biri doğru; o’da seni aradığım. Diğerleri ise hikaye, masa başı tezgahın.
Sana dediklerimin noktasına virgülüne dokunmadan bir kez daha ifade edeyim... Beynin sulanmadıysa, vicdanını tatile göndermediysen birazcık yüzün kızarır.
1- İrfan, Çatalca Meydanı’nda protesto gösterisine katıldın (protesto gösterileri bir şov değildir, sakına unutma… Bir de dernek yöneticisi olacaksın, ayıp ve edep) neden haber yapmadın?
2- Hadi haber yapmadın, protesto ettiğimiz, savcılığa suç duyurusunda bulunduğumuz adamı manşet yapıyorsun? Ayıp değil mi?
3- Hadi adamla görüştün bir iki gün sonra manşet yap… Önce protesto haberini yap.. Doğru olan bu değil mi?
İşte sana söylediklerim bunlar… Ne bir fazla ne bir eksik…
Sen demedin mi, “Fotoğraf makinem yoktu. Arızalıydı fotoğraf çekemedim. Kimse de bana fotoğraf göndermedi” ben de sana ‘arkadaşlardan isteseydin gönderirlerdi’ demedim mi? Bana “Siz de haberi yapmamışsınız” dediğinde gazetemizin Cumartesi günleri çıktığını ve haberin o gün yayınlandığını sana söylemedim mi? Ne gazetemizin muhabirini haber yapmadın diye ne de Güçbilmez’i haber yaptın diye tabirinle hoplayıp zıpladım…   
Yaptığının ayıp olduğunu anlattım… Ayıp… Belki beyninde tüm hücreler ölmemiştir de bir iki cümleyi anlayabilirsin diye sana yaptığın ayıbı anlattım…
O kadar kalın kafalısın ki, söyleneni bile anlamıyorsun… Meslek etiğini yerin dibine batırmışsınız… Söylediğin yalanlara, yazdıklarına inanıyor musun bilemiyorum. Benim kızgınlığım protesto haberini yapmadan, saldırıyı ve sözlü tehdidi yapan kişiyi manşet yapmanadır.
O kadar komiksin ve yalan söylüyorsun ki, başkanın konuyla ilgili söylediklerini bile girmiyorsun. Bahadır’ın olayını haber yapsan, Güçbilmez’in açıklamalarını da girsen sana bir tek lafın bile olmaz… Gazetecilik yapmış olurdun…

Yolunuz açık olsun…

İrfan dün yazdım, bugün de yazıyorum. Hiçbirinizi kendim gibi zannetmiyorum. Böyle bir şey zannetsem bu bölgede bir gün gazetecilik yapmam. Utanırım, kızarırım…
Yazdığım hiçbir satırın, söylediğim cümlelerin bir tanesinin arkasında duramam… Siz benden ben de sizden değilim… Hepinizin yolu açık olsun…
Bir gün senin başına da aynı şey gelirse korkma, biz orada oluruz. Gazetemizin sayfalarında da yer alır… Adamların ayağına gitmeyiz, “fırsatçılık yapmalarına” izin verme-yiz… Haberi bilerek yapmamazlık etmeyiz.. Ertesi gün kıvırmayız. Hikaye anlatmayız. Yalan yazmayız… Söylenilmeyenleri söylenmiş gibi yazmayız…
Sana yazık olsun İrfan Efendi, yazık…
Sana benzeyenlerin ve senin yolun açık olsun…
Bir gün geldiğinde, yine sana kapımızı açık olur… Ama bilesin ki, yalan yazman orada kocaman durur…
12 Haziran sonrası buralardayız…
Unutma!..

Etiketler : ,

Bu Yazıyı Yazdır Bu Yazıyı Yazdır

Yorumlar Kapatıldı.



2007-2012 Bilgi Agi / Turkiye nin Interaktif Kose Yazari Gazetesi

Designed By Online Groups
ÇÖZÜM ORTAKLARIMIZ

bizajans, kent akademisi, sunubank