Yalan, İhanet, Hasetlik ve Çifte Standart
Yalan, ihanet, çifte standart ve hasetlik bu toprakların laneti. Her tarafımız yalanlarla, ihanetlerle, çifte standartlarla ve hasetliklerle çevrili. Onun için bu topraklarda demokrasi bir yaşam biçimi olmuyor. Onun için bu topraklarda ebedi bir barış egemen değil. Onun için bu topraklar birbirlerini yok eden kavimlerle dolu. Onun için bu topraklarda halen eşitliğin, adaletin ve hukukun egemen olduğu bir toplum kuramıyoruz.
Her tarafımızdan vıcık vıcık yalan ve riyakarlık akıyor. İşimize geldiğinde en küçük argümanları lehimize kullanmak istiyoruz. İşimize geldiğinde dün ak dediklerimize kara, kara dediklerimize ak diyebiliyoruz. Terörü savunanlar ve yapanlar yandaşlarımızsa kim ne söylerse söylesin destek veriyoruz. Teröre uğrayanların hak ettiğini savunuyor ve yapanları kutsuyoruz.
Eşit ve adil olmayan bir mücadele yürütülüyor yeryüzünde, Bir taraf alabildiğine zengin, bir taraf alabildiğine yoksul. Bir taraf alabildiğince özgür, bir taraf ise alabildiğince prangalı. Zengin ve özgür olanlar görmemişler, duymamışlar dünyanın öbür yarısını. Kör, sağır ve dilsiz olmuşlar. Terör oralarda iken problem olmamış. Ne zaman kapımızı çalmış o zaman 'Kahrolsun Terör' demişiz ve demeye devam ediyoruz. Örnek Filistin için övgüler dizebiliyoruz.
Filistin halkının özgürlüğünü savunan terörist gruplarına inançlarımıza ve düşüncelerimize göre sıcak bakabiliyoruz. Kahrolsun dediğimiz teröristlerimize de ötekiler sıcak bakabiliyor. Özgürlük mücadelesi veren halkların silahlı mücadelelerine destek verebiliyoruz. Hem silah, hem ekonomik olarak. Kampanyalar örgütleyebiliyoruz.
Başkalarına acılar yaşatan terörist, bize yakınsa sevimli bakıyoruz. Topraklarımızda teröristlik yapanlara da başkalarının sıcak bakabileceğini düşünemiyoruz. Kendimize her türlü özgürlüğü istiyoruz. Karşıtımıza özgürlük istemleri karşısında "Ama" diyerek karşı çıkabiliyoruz. Verdiğimiz sözleri bir bir çiğneyebiliyor ve yalanın esaret altına aldığı zavallılar olabiliyoruz. Bu topraklar; yalanın, ihanetin, hasetliklerin ve çifte standartların yaşam biçimi olduğu, kimsenin de halinden rahatsızlık duymadığı topraklar. Kan gövdeyi götürüyor ve hamaset yaparak kandan beslenmeye devam ediyoruz.
Ne kadar çok kan akarsa o kadar daha büyüyeceğimizin bilincindeyiz. Bazen kahrolsun terör derken, aslında içten içe daha çok tabutların kalkmasını istiyoruz. Biliyoruz ki, tabutlar kalkmadığında ve terör durduğunda varlık nedenimiz kalmayacak.
Yalancıyız ve ihanetçiyiz. Yol arkadaşlarımızı en ufak bir iktidar kavgasında satmaya hazırız. Yeter ki yüksek rakımlı tepelerde biz olalım. Bizden saydıklarımız çıkarlarımıza göre sürekli değişiyor. Dün bizden olanlar yarın ötekilerden olabiliyorlar.
Bizim gibi düşünmedikleri, bizim gibi inanmadıkları için terk etmiyoruz bizim safları, (aslında biz ve ötekiler hep aynı düşünüyor ve aynı inanıyoruz) iktidarda ve oralara yakın olabilmek için satıyoruz, yol arkadaşlarımızı... Yalan samimi söylenen sözler. Yalan demokrasi ve erdemden dem vuran sözler. Yalan anti-demokratik yöntemler diye karşı çıktığımız uygulamalar.
En ufak bir güç ayrımında iktidar bizden olduğunda o karşı çıktığımız ilkesizlikler ilkemiz oluyor. Dün ilkesizlikleri ve haksızlıkları uygulayanlar bugün mağdur durumuna düşmüşlerdir. Dünün iktidarları olanları mağdur, mağdur olanlarda iktidar olmuşlardır. Dün söylediklerini unutmuşlardır. Şimdi iktidar zamanıdır.
Güç sonuna kadar kullanılmalıdır. Çünkü bu topraklarda yalan, ihanet, ikiyüzlülük ve hasetlik egemendir. Bizden olmayanın karşıtımızda da olmasını istemiyoruz. Çoğalarak ve paylaşarak zenginleşebileceğimizi değil, karşıtımızın azalarak kendimizin zenginleşebileceğini zannediyoruz. Bedenlerimizden ve zihinlerimizden vıcık vıcık hasetlik akıyor.
Türkiye tarihine bakın bunu o kadar iyi göreceksiniz. Bırakın Türkiye tarihini, etrafınıza ve kendinize baktığınızda bu gerçeğin tüm çıplaklığı ile sırıttığını fark edeceksiniz. İsyanım yalanın ve ihanetin karşısında suskunluğumuzadır.
İsyanım ağızlarından namus, ahlak, erdem ve insanlığa ait ne kadar iyi kavram varsa düşürmeyenleredir. Küçük, büyük çıkar gözetmeden, satmaya hazırız ağzımızdan çıkan sözleri. Bu topraklarda acı ve haksızlık bu kadar egemense her tarafımızın yalanla çevrilmesindendir. Yalan ve ihanet karşısında toplum olarak zavallılaşmamızadır isyanım.
Dün yaptıklarını unutup, dün yaşanılanların eleştirisini vermeden bugün kendilerine yapıldığını iddia ettikleri haksızlıklara karşı seslerini yükseltenler samimi değildir. Diyorum ya, çifte standartların ve ikiyüzlülüklerin tüm çirkinliği ile yaşandığı bu topraklarda insan kalmak zordur.
Ayakta kalmak için ya onlara benzemek ve hayasızlaşmak gerekir, yada onlara benzemeden insan kalarak isyan etmek.
Son söz: Yalan, ihanet, çifte standart ve hasetlik kaybedecek öyle yada böyle. İnsan kazanacak bu topraklarda. Kazanamazsak biz biz olmaktan çıkacağız. İçimize düşen yalanın ihaneti karşısında susmayacağız. Öyle yada böyle devran dönecek.
Biz kazanacağız.