Yakışanı Yapmalıyız
Elbette, büyük haksızlık var. Elbette, tahammül edilemeyecek bir durum var. Bu haksızlıkları ve kanunsuzlukları reddediyoruz.
Ama ne olur, mücadeleyi bireysel mağduriyete indirgemeyin. Siz bir ulusun bağımsızlık mücadelesi adına orada tutsaksınız. Aman bizi kurtarın anlamına gelecek sözlerden sakınmanız gerek.
Bağımsızlık ve yurtseverlik mücadelesi veren tek sizler değilsiniz. Sizden önce de Silivri’de tutsak alınmışlar var.
Ağlarsa anam ağlar, gerisi yalan ağlar gibi sözler, dışarıda mücadeleye devam edenler güç vermez.
Sanki; Silivri’de tutsaklar yalnızca, Mustafa Balbay ve Tuncay Özkan’dan ibaretmiş gibi bir görüntü çizmeyin. Siz de biliyorsunuz ki tek başına kurtuluş yok.
Bu tür mücadele şekli ile öyle bir hava yaratılıyor ki; sanki M. Balbay ve T Özkan suçsuz yere yatıyorlar da, Perinçekler, Küçükler ve diğerlerinin bir suçu var da tutsaklarmış gibi oluyor.
Mustafa Balbay’ın da, Tuncay Özkan’ın da değerli yurtsever aydınlar olduğundan şüphemiz yok.
İsyanınızı anlıyoruz. Bu isyan ülkenin geldiği bu duruma isyan olmalıdır. Yoksa sizlerin tutukluluk haline inmemelidir.
Anlıyorum diyeceksiniz ki, gel de, sen de üç yıl haksız yere yatta göreyim. Mücadele biraz da böyle bir şeydir. Bazılarının paylarına daha fazla fedakârlık düşer.
Geçmişteki mücadeleden pişmanlık duyularak orada çile doldurulamaz. Size kuvvet verecek olan mücadelenizi aynı inançla sürdürmektir.
Tıpkı diğerlerinin yaptığı gibi.
Çetin Doğan ne demişti? Vatan görevine Silivri de devam edeceğim.
Perinçek ise, memleket parçalanırken, bir yumruk da bize düşmüş çok mu diyor.
Sizleri özgürlüğünüze kavuşturacak kolay bir yol yok. Zor ama mücadele tek yoldur. Elde edildiğinde de değeri çok yüksektir.
12.11.2010
Sayın Bülent Esinoğlu çok haklısınız.Ne var ki beklenen toplumsal tepkinin çok cılız oluşu kişiyi kısısr bir döngüde bireysel isyana sürüklüyor.
Kasım 15th, 2010 at 19:09